AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur’daki temaslarının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan’ın Malezya dönüşü açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle;
ABD’NİN YAPTIRIM KARARI
Bir gazetecinin, ABD’de senatonun iki kanadının da onayladığı savunma bütçesindeki Türkiye detayına ilişkin Erdoğan “Gerekli tedbirleri alırız” ifadesini kullandı. “Sizin yorumunuz ne olur?Tedbirler ne?” sorusuna Erdoğan, “Dışişleri Bakanlığımızın yapmış olduğu açıklama bizim açıklamamızdır.” karşılığını verdi.
S-400 ve F35’lerle ilgili adımların bitmiş işler olduğunu aktaran Erdoğan, “Biz bu işi bitirmişiz. Bunu kaç kere söyledik. Şimdi bir de utanmadan, sıkılmadan Türk Akım ile ilgili ‘buna yaptırım uygularız’ diyorlar. Bu, tam manasıyla haklarımıza tecavüzdür. Bütün bunlara karşı tabii ki bizim de yaptırımlarımız olacaktır. Yani biz eli kolu bağlı duracak bir millet değiliz. Hep söylüyorum, ‘biz kabile devleti değiliz.’ Burası Türkiye… Tarihiyle, her şeyiyle bizim bir farklılığımız var. Dolayısıyla da bu konu ile ilgili biz de kendi yaptırımlarımızı kesinlikle uygulamaya sokarız.” değerlendirmesini yaptı.
TRUMP’UN AZİL SÜRECİ
ABD Başkanı Donald Trump’ın azil süreci konusundaki durumun iki ülke ilişkilerine nasıl yansıyacağına ilişkin soruyu da Erdoğan, şöyle yanıtladı:
“Şu anda ABD Kongresi’nde azille ilgili konular olabilir. Bizim de kendimize has, iç siyasette, dış siyasette uğraştığımız birçok konularımız var. İşte Cenevre’den çıktık, 11,5 saat yolculukla Malezya’ya geldik. İşte durmuyoruz, biz de bir şeyler yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bu dörtlü zirveye gelen liderler, bunlarla ilgili konuları da konuştular. Çünkü hepsinin bu noktalarda belli bir derdi var. Bizim de derdimiz var ama inşallah buna karşın bizim de kendi alternatif uygulamaya koyabileceğimiz çözüm yollarımız var.”
LİBYA İLE İLİŞKİLER
Üç muhalefet partisinin Meclis Dışişleri Komisyonu’nda Libya ile varılan mutabakata ret oyu verdiğinin hatırlatılarak, CHP Grup Başkanvekilinin Hafter’e ilişkin açıklamalarına yönelik değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
“Halk Partisi’nin takındığı tavırlar, yanına kimleri aldığı, kimlerle beraber nasıl hareket ettiği malum. Örneğin, bu konuda bile sıkıştı, ‘halka nasıl izah edeceğiz?’ diye. Kalktılar ilk gün ‘öyle mi böyle mi’ derken olumlu adım attılar. Daha sonra HDP o olumlu tavrını geri çekti ama o bir defa adımı atmıştı. Halk Partisi olsun, İyi Parti olsun, onlarla bir yere varmak mümkün olur mu? Bunlar kim legaldir, kim illegaldir, kim Türkiye dostudur, kim değildir, bunları bilecek çapta değiller. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin böyle bir derdi yok. Türkiye’nin menfaatleri neyi gerektirir, yerli olmak nedir, milli olmak nedir? Yani bunun 6 okunun içindeki milliyetçiliğe, halkçılığa falan bakmayın. Onların hepsi hikaye. Hiçbir zaman onlar bunun gereğini yerine getirmediler, getiremezler. Bu işler, öyle lafla olmuyor. Karikatürize edilmiş olan oklarla olmuyor. Bütün mesele bunu ruhen yaşamak. Ruhen yaşayamazsanız zaten bir yere de varamazsınız. Bu millet de sizi zaten bir yere temsilci olarak koymaz. Olay bu.”
EKONOMİ MESAJLARI
Türkiye’nin şu anda faiz ve enflasyondaki gelişmeleriyle bu toparlanmaların neticelerini almaya başladığını belirten Erdoğan, faizin bu şekilde düşmesiyle yatırımların da artmaya başladığını söyledi.
“2020 SIÇRAMA YILI OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek kamu bankaları gerekse özel bankalar, kredi musluklarını girişimciye açıyorlar, açmaya devam ediyorlar. İnşallah 2020 yatırımlarda da Türkiye’nin sıçrama yılı olacak. Bundan eminim. Tüm bunlarla beraber şunu da göreceğiz, uluslararası girişimciler, yatırımcılar inşallah ülkemize yeniden gelmeye başlayacaklar. Bu yatırımlarla beraber Türkiye’nin yeniden yatırımın arttığı dönemleri yakalayacağına inanıyorum. Bu konuda hiç endişem yok.” ifadelerini kullandı.
Ekonomideki gelişmeleri gayet emin, gayet güzel şekilde takip ettiklerini anlatan Erdoğan, “Elhamdülillah sıkıntılar büyük oranda aşılmış vaziyette. Şu anda asgari ücretle ilgili çalışmalar da süratle bitirilecek. Onlar da bitirildikten sonra zaten 2020 çok daha parlak bir yıl olacak. Bundan hiç endişe etmeyin. Biz bunların çoğunu aştık.” dedi.
Faizde hedefin tek hane olup olmadığı yönündeki soruya Erdoğan, “Evet, faizde de enflasyonda da. Hani diyorum ya bunlar doğru orantılıdır. Faiz tek haneye geldiğinde enflasyonun da tek haneli olduğunu göreceğiz. Zaten enflasyon tek haneyi yakaladı ama şimdi biz yıl olarak da tek haneli olduğunu inşallah göreceğiz. Şu anda politika faizi olarak yüzde 12’yi gördük. Bu tabi çok ciddi manada Merkez Bankası kararlılığını gösterdi ve bu kararlılıkla şu an itibarıyla çok ciddi oranlarda faizi düşürdüler. 2020’de de bunun aynı kararlılıkla devam ettiğini inşallah göreceğiz.” karşılığını verdi.
KANAL İSTANBUL TARTIŞMASI
Sözcü’nün manşetine taşıdığı, Katar Emiri’nin annesinin Kanal İstanbul bölgesinden arazi almasına ilişkin tartışmalara ve Simit Sarayı’na yönelik eleştirilere ilişkin Erdoğan şunları kaydetti:
*Simit Sarayı konusunda gelen tepki diye bir şey ben duymadım. Tam aksine böyle bir şeyin olduğunu bana arkadaşlarım iletince hemen Ziraat Bankası Genel Müdürü arkadaşımıza konuyu sordum. Onlar, ‘Böyle bir durum söz konusu oldu ama bizim böyle bir kararımız yok’ dedi ve bu konuda olumlu yaklaşmadığını da söyledi, iş kapandı.
“KATAR EMİRİ’NİN ANNESİ İÇİN YASAL MANİ Mİ VAR?”
*Kanal İstanbul ile ilgili bir defa çok çirkin olan şey şu; Katar Emiri’nin annesinin gelip buradan yer alması vesaire. Bunu söyleyen insanlara sormak lazım, ‘Devletten hangi desteği alarak böyle bir yeri almış?’ Bu dedikoduları duydum. Katar Emiri’nin annesinin ülkemizden gayrimenkul satın almasına mani yasal olarak herhangi bir şey söz konusu mu?
*Yani bunu herhangi bir yerden George, Hans vesaire gelip almaya kalksa herhalde kimsenin sesi çıkmaz. Yani Katar Emiri’nin annesi böyle bir alım yaptığı zaman niye rahatsız oluyorlar? Kaldı ki aynı şekilde Katar Emiri’nin kendisinin zaten bizde aldığı yerler var. Yani biz, bu kapılarımızı açmışız.
*Allah rahmet etsin Turgut (Özal) Bey döneminde o zamanki Suud Kralı, Sevda Tepesi’nde büyük bir yer almışlardı. Zamanın belediye başkanı orada ‘imar noktasında herhangi bir sıkıntı yok’ demişti ve Turgut Bey de o beyana inanarak, Suud Kralına bunu söylemişti. Tabi orada da imar noktasında sıkıntı olduğu için o iş yürümedi. Ve hâlâ o yer onlara ait. Bunlar çok tuhaf şeyler.
*Yani ülkemiz için hakikaten şık değil. Bunlar, ülkemizin özellikle bu tür tasarruflarını aleyhe çevirecek adımlar, lehte şeyler değil. Yani İspanya’da bugün bakıyorsunuz adamlar dünyanın değişik yerlerinden nice insanlara, iş adamlarına, devlet başkanlarına yerler satıyorlar. Aynı şekilde Amerika’sında Almanya’sında bütün bunlar var. Bizim uluslararası çapta attığımız bu tür adımlarda yasal düzenlemesi var, her şeyi var bunların. Beyler rahatsız oluyor.