Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'na bağlı sendikaların tüm ülke genelinde kamu emekçilerine verilen düşük zam teklifine ilişkin protesto mitingi bugün Osmaniye'de gerçekleşti.
Burada açıklama yapan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel, “Bugün iktidarın ülkeyi sürüklediği ekonomik kriz içerisinde kamu emekçilerinin durumu ortadadır. Kamu çalışanlarının önemli taleplerini içeren toplu sözleşme görüşmelerinde ön müzakere süreci tamamlanmış. Hükümetin ikinci teklifi 17 Ağustos'ta utanç oranı şekilde açıklamıştır. Bugün itibarıyla dördüncü toplantıda yeni bir teklif yapılmazsa yani anlaşma sağlanmazsa 23 Ağustos'tan itibaren Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna konfederasyon başvurma anlaşmasına gelecektir" dedi.
Yücel açıklamasına şöyle devam etti:
"Buradan yetkili konfederasyona ve hükümete sesleniyoruz. Bugüne kadar 12 yıl içinde altı kez yapılan toplu sözleşmelerde hükümet teknik olarak masaya hep kendi hedeflediği enflasyon rakamlarına dayalı maaş alkışlarını koymuş ve öyle sonuçlanmıştır. Bir kez daha aynı toplumun yaşanacağını görüyoruz ve biliyoruz. Bu nedenle dokuz Konfederasyonu bir araya gelerek bu sefalet oranlarını kabul etmiyoruz. Ve kamu emekçilerinin haklarını alana kadar mücadele edeceğimizin altını çiziyoruz. Bugün hükümetin açıkladığı Merkez Bankası sınırından revize edilen enflasyon hedeflerinin bile altında kalarak kendileriyle çelişmiştir. İktidar masadaki sendikanın varlığından da güç alarak sadece ama sadece yüzde 2'lik bir oylama ile kamu emekçileri adıyla dalga geçmiştir. Bu masanın ve hakem heyetinin yapısını kabul etmiyoruz. Çünkü kamu emekçilerinin tamamını temsil etmiyor.
İktidar, yandaş konfederasyonuyla eline gelerek kendi lisans kurumunun ölçtüğü enflasyon altında, yoksulluk sınırını dahi koşmayan ücretler ayırtmaktadır. Dört kişilik bir aile için Yoksulluk Sınırı 40 bin TL'ye ulaştı. Büyükşehirlerdeki kira ortalamalarının en düşük memur maaşının üçte ikisinin olduğu temel gıda ürünlerinin günlük fiyat artışları yapıldığı, vergi ve harçların her ay arttırıldığı günlerden geçmekteyiz. Tüm taraflara kamu konfederasyonları olarak bir kez daha sesleniyoruz. Masada yıllardır vaat edilen 3 bin 600 ek gösterge yoktur. Emeklilik ilişkileri yoktur. Masada kamu emekçisinin ekonomik, sosyal, özlük haklarının adı bile yoktur. Emeğimizi yok sayamazsınız. Ve artık yeter diyoruz. Kamu emekçilerinin ve emeklerinin maaş zammı, yandaş sendika ile yapılan mutabakat ve TÜİK'in şaibeli evraksız rakamları oynayacağı değil, emeklerin içindeki bulunduğu, derin yoksullaşma ve alım gücü kaybı dikkate alarak yapmak zorundadır.
Bir kez daha taleplerimizi dile getiriyoruz. Toplu görüşmeler kapan kapılar ardına olmamalıdır. Görüşmeler canlı yayın olmalıdır. AKP iktidarı ekonomik krizin yok sayan anlayışından ve TÜİK'in enflasyon hesaplarında kullandığı oranlarla kamu emekçilerine zam yapmaktan vazgeçmelidir. Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözümlenmesi mümkün değildir. Uluslararası sözleşmelerle evrensel sendikal ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir sözleşme istiyoruz. Sendika özgürlüğünü sınırlayan yüzde iki barajı kalkmalıdır. 2024- 2025 yıllarında yapılması gereken ücret zamlarına temel oluşturacak şekilde tüm kamu çalışanlarının maaşları en az yüzde 15 oranında arttırılmalıdır. 2024 ve 2025 yıllarında yapacak zam oranları bu rakamlar üzerinden de hesaplanmalıdır. Birikimli enflasyonun yüzde 15'i aştığı aydan itibaren enflasyon farkı maaş ve hücrelere aylık olarak yansıtılmalıdır. Kamu çalışanlarının Ocak 2024'ten başlayarak aylık 10 bin lira barınma yardımı verilmelidir. Bu tutar memur maaş sayısı artış oranında olmuyor. Kamu çalışanlarının maaşlarıyla birlikte yapılan tüm ek ödemeler emekli esas alınmalı ve bu çıkarlar emekli aydınlığı da yansıtılmalıdır. Seyyanen artıştan memur emeklisinin yok sayılması, eşitlik ilkesi gereği adaletsizdir. Memurlara yılda bir defa yıllık izne ayırırken, bir maaş torununa yıllık izin ikramiyesi ödemelidir."