Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada, "Yetkililerden önlem kelimesini her gün duyduk. Kadınlar, işçiler, işsizler, gençler, LGBTİQ'lar için ise hiç önlem duymadık. Sözde tam kapanma ile şimdi 1 Mayıs'ı karşılıyoruz.
Kadınların ve tüm toplumun kurtuluşu için sömürüyü, işsizliği, şiddeti ve tüm eşitsizlikleri reddedeceğiz. Her yeri mücadele alanına çevireceğiz, meydanlarda yine buluşacağız." ifadelerini kullandı.
İşte Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan yapılan o açıklama:
Pandemi koşullarında 1 yılı aşkın süreyi geride bıraktık. Yetkililerden önlem kelimesini her gün duyduk. Kadınlar, işçiler, işsizler, gençler, LGBTİQ'lar için ise hiç önlem duymadık. Şimdi de sözde tam kapanma ile 1 Mayıs'ı karşılıyoruz.
Pandemi koşullarında 1 yılı aşkın süreyi geride bıraktık. Yetkililerden önlem kelimesini her gün duyduk. Kadınlar, işçiler, işsizler, gençler, LGBTİQ’lar için ise hiç önlem duymadık.
Şimdi de sözde tam kapanma ile 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.
Kadınlar şiddetle boğuşuyor. İşçiler her gün işe gitmek zorunda. İşsizler ne yiyecek soran yok. Herkes için ücretsiz aşı konuşulmuyor bile.
Şiddet, faturalar, boş sofralarla başbaşa, işyerlerinde de korona ile kolkolayız...
Bir avuç patronun çıkarı için kadınların yaşamını, tüm toplumun sağlığını hiçe sayamasınlar.
Kendi önlemimiz için el ele verecek örgütleneceğiz.
Kadınların ve tüm toplumun kurtuluşu için sömürüyü, işsizliği, şiddeti ve tüm eşitsizlikleri reddedeceğiz. Her yeri mücadele alanına çevireceğiz, meydanlarda yine buluşacağız.
Kadınlar yanıbaşındaki erkeklerin şiddetinden kurtulmak için mücadele verirken şiddete karşı önleyici İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildi. Koronaya karşı önleyici aşı yapılmıyor. İşyerleri kapanan milyonlarca işçiye destek verilmiyor. “Tam kapanma” kararı alınıyor ama salgın altında işçiler çalıştırılıyor. Bizi şiddetle, işsizlikle, her türlü sömürüyle baş başa bırakanlar ne yapıyor? Onlar kendi iktidarlarının ve kendi ceplerini doldurmanın peşinde.
Kendi yaşam biçimlerini dayattılar. Kadınlar ölmek pahasına eşit ve özgür yaşama mücadelesinden vazgeçmedi. İstanbul Sözleşmesi yerli ve milli değerlerimizi yok sayıyor dediler. Bunun için bu ülkenin yurttaşı LGBTİQ+’ları nefretle hedef haline getirdiler. Bu ülkenin neredeyse bütün meydanlarında gökkuşağı bayrağı dalgalandırdık. Şimdi pandemi önlemi bahanesiyle toplumun yaşam tarzına müdahale etmeye çalışıyorlar. Ancak toplum iktidarın açıklamalarıyla, aldığı kararlarla geriye dönmez.
Her kararı, istedikleri gibi, gerekçesi olmadan, yasaya bağlı olmadan alabileceklerini düşünüyorlar. Ama her defasında gerçekleri gösteren, değiştiren mücadelemizle karşılaşacaklar. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi’ne karşı meydanlarda olduğumuz gibi. Tıpkı İkizdere’de nefes alabilmek için taş ocağına karşı direnen halk gibi.
Eşitsizliği bütün toplum görüyor. Biz de eşitsizliğe karşı topyekün bir mücadele veriyoruz. Kadınları yaşadığı sorunlara karşı verdiğimiz mücadeleyi giderek güçlendiriyoruz. Toplumu ilgilendiren hiçbir sorunu mücadelemizden ayrı görmüyoruz. 1 Mayıs’ta ve her gün biz bu zamana kadar yükselttiğimiz mücadelemizi her defasında daha ileriye taşıyacağız.
Eşitliği kazanacağız.