Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'ne (KCDP) "ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" iddiasıyla kapatılması talebiyle açılan davanın 3. duruşması, İstanbul Çağlayan Adliyesi 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmayı, katledilen kadınların aileleri başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de takip etti.
Katledilen kadınların ailelerinin müdahillik talepleri önceki duruşmalarda reddedilmişti.
KONSOLOSLUKLARDAN KATILMA TALEBİ
Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın haberine göre hakim Hakan Kabalci, duruşmaya avukatların gününü kutlayarak başladı. Avukat Nazan Nuroğlu, hakimin avukatlar gününü kutlamasına teşekkür ederek, bugün avukat gibi hissetmek için kapatma davasının reddedilmesini istedi. Duruşmaya, Finlandiya Konsolosluğu, İrlanda Konsolosluğu, Hollanda Konsolosluğu ve Fransa Konsolosluğu katılma talebinde bulundu. Duruşmada, katledilen ailelerin yakınları da tanık olarak dinlendi.
KATLEDİLEN CEREN DAMAR'IN BABASI TANIK OLARAK DİNLENDİ
Ankara'da 2019 yılında öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından katledilen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar tanık olarak dinlendi. Damar, "Platformun kapatılma davasını öğrendim. Kızım katledilmeden önce takip ettiğim bir kuruluştu. Mağdurların yanında olan bir kuruluş. 4 yıldır hukuk mücadelesi veriyorum. Cinayete kurban giden kadınların yakınlarına destek oldukları için platforma gerekli desteğini veriyorum" dedi.
'DEVLET BENİ ARAMADI; DERNEK DESTEK VERDİ'
Boşanmak üzere olduğu erkek tarafından kaçırılan Şilan Narman da tanık olarak dinlendi. Narman, "Eşim beni kaçırdı. Dernek bana yardımcı oldu. Her davama katıldılar. Tamamen bizim yanımızda duran bir dernek. Davam bitmesine rağmen destekleri sürüyor. Devlet bana psikolog desteği sunacağını söyledi. Ancak beni kimse aramadı. Yine dernek bana destek verdi. Bahsedilen suçlamaların hiçbiri yok" diye konuştu.
13 EYLÜL'E ERTELENDİ
Ara kararını açıklayan hakim Hakan Kabalci, duruşmaya katılma taleplerini reddetti. Duruşma, 13 Eylül tarihine ertelendi.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMALAR
Duruşma öncesi adliye önünde açıklamalar yapıldı. KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Bu dernek, kadınlar öldürülüyor diye açıldı. Kadınlar eşit, özgür yaşasın diye mücadele ediyoruz. LGBT’liler ayrımcılığa uğramasın, nefret cinayetlerine kurban gitmesin diye mücadele ediyoruz. Bizler kim eşitsizliğe uğrarsa, kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyoruz. Bütün eşitsizliklere karşı çıkıyoruz. Halkımız ile birlikte mücadele ediyoruz. Kadın cinayetlerini durdurmak isteyen derneği, hangi anlayış kapatmak isteyebilir? Kadınları ayakta tutan ve şiddetten kuruyan 6284 Kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul Sözleşmesi’nde hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır. İran’daki Molla rejimi anlayışıdır" dedi.
'HAYATI ÇALINAN HER KADININ HESABINI SORACAĞIZ'
KCDP temsilcisi Gülsüm Kav da "Biz her hava şartında, her türlü zorlukta kadın cinayetlerini durdurmaya ve bunun için mücadeleye kararlıyız. Bir yıldır bizi uğraştırdıkları şeye bakın. Bu memlekette uğraşılacak şey bu mudur? Kadınlar öldürülmesin diye mücadele eden kadınları durdurmaya çalışmak mıdır? Bu davadan hangi sonuç çıkarsa çıksın hayatı çalınan her kadının hesabını soracağız" diye konuştu.
'İLK DEFA ŞÜPHELİ ÖLÜM SAYISI KADIN CİNAYETİ SAYISINI GEÇTİ'
Platform avukatlarından Leyla Süren ise "5 Ekim'den bu yana 95 davaya girmişiz, 161 duruşma yapılmış ve biz hala burada 'kanuna ve ahlaka aykırı' gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna aykırı gelemez. Biz katilleri yakaladığımız için mi ahlaka aykırı davranıyoruz? Şubatta 11 kadın öldürüldü ve Türkiye'de ilk kez 12 şüpheli kadın ölümü oldu. İlk kez şüpheli ölüm, kadın cinayeti sayısını geçti. Çünkü diyorlar ki 'Nasıl olsa kimse işini yapmıyor bari izleyerek öldürelim.' Bu nedenle bu dava çok önemlidir" vurgusunda bulundu.
'CUMHURBAŞKANI'NA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'
Kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların aileleri adına Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral da söz aldı. "Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi... Sırf tarikatlardan oy kaybetmemek için kadınların üzerinden siyaset uyguluyorlar" diyen Demiral, "Kadın cinayetleri politiktir diyoruz. Adalet sarayının önünde biz adalet arıyoruz. Türkiye için çok utanç verici bir şey. Hakkımı helal etmiyorum. Cumhurbaşkanı'na asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez, kızım hakkını helal edebilir mi? Burada katledilen kadınlar hakkını helal eder mi? Hakkımı da vermiyorum, oyumu da vermiyorum" ifadelerini kullandı.