Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Jeffrey: Suriye'de savaş suçu oluşturacak kanıtlar gördük

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye'nin Suriye'ye dönük harekatında savaş suçu işlediğine dair kanıt bulduklarını ve Ankara'dan konuya dair açıklama talep ettiklerini belirtti.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye’nin Suriye harekatı ve Başkan Donald Trump yönetiminin Suriye’nin kuzeyinden asker çekmesi konularında Kongre’de yoğun bir mesai veriyor. Önceki gün Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda senatörlerin sorularını yanıtlayan Jeffrey dün de önce Temsilciler Dışişleri Komisyonu oturumuna katıldı. Ardından da Senato Tahsisatlar Komisyonu’nun Dış Operasyonlar ve İlgili Programlar Alt Komitesi’nin oturumuna geçti.

Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre; Demokratlar’ın çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu’ndaki “Suriyeli Kürt Ortaklarımıza İhanet: Amerikan Dış Politikası ve Liderliği Nasıl Toparlanacak?” başlıklı oturumda Kongre üyeleri, Jeffrey’yi Başkan Trump’ın Suriye politikaları nedeniyle eleştiri yağmuruna tuttu. Hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’ndeki oturumlarda, her iki parti üyeleri arasında Trump’ın Suriye’den asker çekme kararının yanlış olduğu noktasında görüş birliği bulunduğu gözlendi.

Kongre üyeleri, bu kararla IŞİD’e karşı savaşta sahada ABD’nin ortaklık kurduğu Kürt güçlerin “yüz üstü bırakıldığı” ve Türkiye’ye operasyon için “yeşil ışık” yakıldığı, ABD’nin bölgedeki ağırlığını yitirdiği ve “meydanı Rusya, İran ve Suriye hükümetine bıraktığı” yönünde değerlendirmelerde bulundu, Özel Temsilci Jeffrey’ye zorlayıcı sorular yöneltti.

KOMİSYON BAŞKANI: “ABD NASIL BU KADAR UTANÇ VERİCİ BİR ŞEY YAPABİLİR?”

Temsilciler Dışişleri Komisyonu Başkanı Demokrat Eliot Engel, oturumun açılış konuşmasında, ABD’nin Kürtler’i terk ettiği eleştirisini dile getirirken, “ABD nasıl bu kadar mantıksız, utanç verici, değerlerimize ters düşen bir şey yapabilir? Şimdi biz diğer ortaklarımıza ne diyeceğiz? Trump Amerika’nın düşmanlarına hediye verdi. Bu, tarihimizin en can sıkıcı zamanlarından biri, ABD için büyük bir yenilgi, ABD’nin dünya genelindeki liderliği zarar gördü” diye konuştu.

Komisyonun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Mike McCaul da “Eğer güvenilirliğimizi yitirirsek dünya sahnesinde hedeflerimizi gerçekleştiremeyiz” ifadesini kullandı. ABD’nin Suriye’de belirli miktarda bir güç bırakması gerektiğine işaret eden McCaul, tam bir çekilmenin IŞİD’in yeniden toparlanmasına yol açacağı uyarısında bulundu.

ÖZEL TEMSİLCİ JEFFREY: “TÜRKİYE’NİN OPERASYONU TRAJİK BİR FELAKET”

Açılış konuşmalarının ardından ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey söz aldı. Bir dönem ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak da görev yapan diplomat, Türkiye’nin YPG’den kaynaklı meşru güvenlik endişeleriyle ABD’nin IŞİD’le alakalı meşru güvenlik endişeleri arasında denge kurmaya çalışan bir politika izlediklerini, Ağustos ayında bir mutabakata varıldığını ve Türkiye’nin sınırlarında Suriye Demokratik Güçleri’nin varlığından endişe etmelerine gerek olmayacak şekilde güvenliği sağladıklarını düşündüklerini söyledi. Ancak Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna girmesini engellemede başarılı olamadıklarını ifade eden Jeffrey, “Türkiye, tavsiyelerimize ve çok güçlü uyarılarımıza karşın akıl dışı davrandı” dedi. Jeffrey, Türkiye’nin askeri müdahalesini “Suriye’nin kuzeydoğusu için trajik bir felaket” olarak niteledi.

“TÜRKİYE OPERASYON KARARINI ÖNCEDEN ALMIŞTI, ASKER ÇEKMEYLE ALAKASI YOK”

Oturumda Kongre üyeleri ABD’nin Suriye’den asker çekme kararı sayesinde Erdoğan’ın operasyona giriştiği yönünde görüşler beyan ederek, Trump’ın Erdoğan’la telefon görüşmesinde tam olarak neler konuşulduğu konusunda Jeffrey’yi sıkıştıran sorular yöneltti.

James Jeffrey, Türkiye’nin operasyon kararını zaten önceden aldığını, Amerika’nın asker çekmesinin bu karar üzerinde bir etkisi olmadığını ve Kongre üyelerinin hemen hemen tamamının görüşünün aksine, kesinlikle “yeşil ışık” yakılmadığını savundu.

“ETNİK TEMİZLİK DELİLİNE RASTLAMADIK"

Jeffrey bir soru üzerine, Türkiye’nin operasyonu sırasında etnik temizliğe yönelik yaygın bir delile rastlamadıklarını ancak savaş suçu kapsamına girebilecek bazı olaylar gözlediklerini söyledi.

Jeffrey’den önce ABD Savunma Bakanı Mark Esper de yaptığı açıklamada Türkiye’nin savaş suçu işlediğine dair imalarda bulunmuştu.

ERDOĞAN'IN SORUMLU OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ

Esper geçen hafta yaptığı açıklamada da Türkiye'nin Suriye'deki "muhtemel savaş suçlarından" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "tam olarak sorumlu olduğunu" söylemişti. Esper'in bu sözleri, ABD'nin Türkiye'yi yargılamak, Erdoğan'ı sanık sandalyesine oturtma planları olduğu yorumlarına neden olmuştu.

Türkiye ise bu iddiaları reddeden bir açıklama yapmıştı. 20 Ekim Pazar günü yapılan açıklamada, "Söz konusu asılsız iddiaları, Suriye’den kaynaklanan ve ulusal güvenliğimize kasteden terör tehdidine karşı mücadelemize karşı başlatılan karalama kampanyasının parçası olarak değerlendiriyoruz" denilmişti

"SAVAŞ SUÇU OLARAK DEĞERLENDİRDİĞİMİZ BAZI OLAYLAR GÖRDÜK"

“Birçok kişi kaçtı çünkü Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhaliflerden çok endişelilerdi, bizim gibi. Savaş suçu olarak değerlendirdiğimiz bazı olaylar gördük” diyen Jeffrey, Amerikalı yetkililerin bu konudaki bilgi ve raporları incelediğini ve Türk hükümetiyle “üst düzey” temas kurularak izahat istendiğini kaydetti. Jeffrey, operasyon sırasında ayrıca yasaklı madde beyaz fosforun kullanıldığı yönünde gelen bir bilgiyi de araştırdıklarını belirtti.

Büyükelçi Jeffrey, Türkiye’nin operasyon bölgesinin çoğunlukla Arapların yaşadığı bir bölge olduğunu belirtirken, buradaki halkın yaşanan olaylardan etkilenmiş olabileceğini ancak onları göçe zorlamaya yönelik yaygın bir politika gözlemlemediklerini kaydetti.

Jeffrey ayrıca, Savunma Bakanı Mark Esper’in 100’ün üzerinde IŞİD militanının hapishanelerden kaçtığı yönündeki açıklamasını doğruladı. Jeffrey dün Senato’daki oturumda, kaçan militanların sayısını “düzinelerce” diye ifade etmişti.

“SDG’YE HİÇBİR ASKERİ TAAHHÜT VERİLMEDİ”

Özel Temsilci Jeffrey, SDG’ye Türkiye’nin müdahalesini durdurmak ya da onları korumak için Amerika’nın askeri güç kullanabileceği yönünde hiçbir taahhüdün verilmediğini de vurguladı. Jeffrey, Türkiye’nin operasyon alanında önceden sadece Amerika’ya ait her birinde 12 civarında asker olan iki gözlem noktası bulunduğunu, görevlerinin de Türkleri ya da herhangi bir tarafı durdurmak değil gözlemlemek olduğunu söyledi.

Demokrat Kongre üyesi Albio Sires, kendisine söz ayrılan bölümde Trump’ın Putin’in omzuna el attığı, Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da olduğu bir kareyi göstererek, “Bu fotoğraf bir rezillik. Bu başkan (Trump) ne zaman bu adamın (Putin’in) bizim dostumuz olmadığını anlayacak. Onunla oyuncak gibi oynuyor. Amerika için çok endişeliyim. Artık kimse bize güvenmiyor” diye konuştu.

Jeffrey bir soru üzerine, Türkiye’ye yaptırımların kaldırıldığını ama kararnamenin hala yürürlükte olduğunu ve gerekirse hemen devreye sokulacağını belirtti.

“MÜTTEFİKLERE SÖYLEMEMEK HATAYDI, MEDYADAN ÖĞRENMEMELİLERDİ”

Jeffrey bir başka soruyu yanıtlarken, ABD’nin Suriye’den asker çekme kararının müttefiklere daha önceden söylenmemiş olmasını hata olarak niteledi, “medyadan öğrenmemeliydiler, önceden söylemeliydik” dedi.

Demokrat Kongre üyesi Ilhan Omar, Başkan Trump’ın Erdoğan’a yazdığı mektubun dilini eleştirdi, bunun diplomatik teamüllere aykırı ve ABD’yi de küçük düşürücü olduğunu savundu.

CONNOLLY: “ONURLU BİR KARİYER BÖYLE SONLANDIRILMAMALI”

Kongre’deki Türkiye Dostluk Grubu Eşbaşkanı Gerry Connolly de, ABD’nin asker çekmesiyle Türkiye’nin operasyonu arasında bağlantı olduğunu ısrarla savunarak, “Bu bir ulusal onur meselesi. Kürtlerle birlikte çalıştık. IŞİD’e karşı savaşta Suriye içinde başarılı olan tek gruptu. Şimdi onları terk etmek Amerikan dış politikasını takip ettiğim 40 yılı aşkın süre zarfında gördüğüm en utanç verici şeylerden biri. Siz onurlu bir insansınız ama onurdan yoksun bir şeyi savunuyorsunuz. Sizin için, kariyeriniz için üzüntü duyuyorum çünkü savunulamayacak bir şeyi savunarak onurlu bir kariyer bu şekilde sonlandırılmamalı” sözlerinden sonra gerilimin biraz yükseldiği görüldü.

Jeffrey, Trump’ın Erdoğan’ı operasyon düzenlememeye ikna edemediğini anlayınca bölgedeki Amerikan askerlerini çekme kararını açıkladığını, onların güvenliğini düşünmek zorunda olduğunu vurguladı.

“SDG’ye yetki sahibi hiçbir Amerikalı yetkili tarafından Türkiye’ye karşı askeri güç kullanılacağı sözü verilmedi, kimse vermedi. Öyle ya da böyle bir siyasi uzlaşı olmalıydı, bunun için uğraştık” mesajını veren Jeffrey, ancak Türkiye’nin operasyonunu durdurmak için ekonomik ve diplomatik tedbirler uyguladıklarını, ateşkesi müzakere ettiklerini hatırlattı.

“TÜRKİYE RUSLARLA ANLAŞMADA YENİ BİR ŞEY ELDE ETMEDİ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında varılan anlaşmaya işaret eden Jeffrey, Erdoğan’ın Türkiye’nin operasyon bölgesi dışındaki sınır kesimlerine de yayılmak istediğini ama Putin’in buna izin vermediğini belirtti. “Ruslarla anlaşmadan sonra Türkiye’ye yeni bir toprak verilmedi” diyen Jeffrey, Rus liderin, YPG’nin bölgeden çıkartılması konusunda taahhütte bulunduğunu ancak Türkiye’nin bu anlaşmadan neler elde edeceği noktasında kendisinin şahsen şüphe duyduğunu dile getirdi. Jeffrey, anlaşmanın ABD’nin Ağustos’ta Türkiye’yle vardığı mutabakata benzediğine değindi.

Jeffrey, Suriye’nin kuzeydoğusunda şu anda durumun sakin olduğunu, öyle de devam etmesini beklediklerini söyledi. Suriye’deki Amerikan askerlerinin varlığı ve SDG’ye hangi türden destek sağlanacağı noktasında ellerindeki seçenekleri değerlendirdiklerini, henüz nihai karar alınmadığını kaydetti.

JEFFREY: “KÜRTLERE TÜRKİYE’YE KARŞI ASKERİ GÜVENCE VERMEDİK”

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey öğleden sonra da Senato’nun Tahsisat Komisyonu’nda ifade verdi. “Suriyeli Kürtlere Esat rejimine, Rusya’ya karşı askeri güvence verdik ama Türkiye’ye karşı askeri güvence vermedik” dedi. Aynı saatlerde Temsilciler Meclisi’nde konuşan SDG’nin siyasi kanadının Eş Başkanı İlham Ahmed de “ABD’den bizim adımıza savaşmasını beklemedik ama Türkiye’nin harekatına izin vermeyeceklerini düşünüyorduk” dedi.

James Jeffrey’e oturum boyunca 6 Ekim’de Başkan Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin içeriği sıklıkla soruldu. James Jeffrey daha önce söz konusu telefon görüşmesi sırasında odada olmadığını ancak görüşmenin içeriğiyle ilgili kendisine daha sonra ayrıntılı brifing verildiğini söylemişti.

SENATÖRLER SIK SIK TRUMP-ERDOĞAN TELEFON GÖRÜŞMESİNİ SORGULADI

Oturumda bazı senatörler ABD’nin Suriye politikasının iki lider arasındaki bu görüşmeden sonra değiştiği görüşünü dile getirdi. James Jeffrey, “Politikamızın neden bu telefon görüşmesinden sonra değişmediğini anlatayım” diyerek söze girdi, “Askeri harekata hep karşı çıktık. Harekatın haklı olmadığını düşündük. Hiçbir şekilde desteklemedik. İstihbarat ya da havadan koruma sağlamadık. Suriye Kürtlerine Türkiye’ye karşı askeri güvence vermedik. Rejime, Rusya’ya ve IŞİD’e karşı güvence verdik ama Türkiye’ye karşı vermedik. General Mazlum ile yaptığım görüşmelerde de böyle bir imada bulunmamam istendi” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE RUSLARIN TEKLİFİNİ SEÇTİ, SOÇİ MUTABAKATINA KUŞKUYLA BAKIYORUM”

Suriye Özel Temsilcisi, Ankara ve Moskova arasında varılan Soçi mutabakatını “Türkiye’nin Suriye sınırının geri kalanında güvenlik endişesi vardı. Bir teklifte bulunduk. Güvenlik mekanizması oluşturulması teklifi. Ruslar da bizim yaptığımız anlaşmanın değiştirilmiş halini Türkiye ile müzakere etti. Türkler de Rusların teklifini kabul etti” sözleriyle değerlendirdi. James Jeffrey, Rusya ve Türkiye arasında sağlanan mutabakatın ABD’nin ulusal güvenlik çıkarına olup olmadığı yönündeki soruya da “Ben şahsen kuşkuyla bakıyorum” yanıtını verdi.

Türkiye ve Rusya’nın Suriye’de çıkarları örtüşmemesine rağmen koordineli hareket ettiklerini belirten James Jeffrey “Rusya Esat rejiminin müttefiki, Türkiye rejime karşı. Rusya İran’la çalışıyor. İran’sa Türkiye için ulusal güvenlik tehdidi” değerlendirmesinde bulundu.

GRAHAM: “TÜRK BÜYÜKELÇİYLE GÖRÜŞTÜM”

Oturumda söz alan ve Türkiye’ye karşı Suriye operasyonu nedeniyle sert bir yaptırım paketinin sponsorlarından biri olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham konuşmasının başında Türkiye Büyükelçisi’yle görüştüğünü söyledi ancak başka ayrıntı vermedi.

Graham, Türkiye’nin Suriye’de etnik temizlik yoluna gitmesi ya da Kürtleri katletmesi halinde Kongre’nin kararlı bir şekilde harekete geçeceğini ve bunun da Türkiye ekonomisinin sonunun başlangıcı olacağı uyarısında bulundu.

GRAHAM: “İRAN’IN SURİYE’YE HAKİM OLMASI İSRAİL İÇİN KABUS”

Senatör Graham, Suriye’de İran’ın varlığına ve bunun İsrail için teşkil ettiği tehdide dikkat çekti, “Suriye’ye İran’ın hakim olması İsrail açısından bir kabus olur” dedi.

James Jeffrey de Senatör Graham’in bu değerlendirmesine katıldığını söyledi, “Başbakan dahil daha alt seviyedeki yetkililere kadar İsrailliler böyle düşünüyor” şeklinde konuştu.

“KONGRE SÜRECE MÜDAHİL OLMAYI SÜRDÜRMELİ”

Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey, Graham’in “Peki Erdoğan neden böyle bir şey yaptı?” sorusuna “Bence verdiğimiz sinyalleri doğru şekilde okumadı” dedi, sinyallerden kastın da yaptırım tehdidi olduğunu belirtti, Kongre’nin sürece müdahil olmaya devam etmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Ankara’da geçtiğimiz hafta Perşembe günü yapılan ve Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’na ara vermesi ve daha sonra da YPG’nin çekilmesinin tamamlanmasının ardından durdurmasıyla sonuçlanan anlaşmaya yönelik müzakerelerde, Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmelerde çevirmenlik yapmıştı. Jeffrey, “Ben de görüşmeler sırasında odadaydım. Çok iyi bir tercüman olmasam da durumu net şekilde aktardım” dedi.

JEFFREY: “SURİYELİLER ESAT YÜZÜNDEN DÖNMEYE KORKUYOR”

Oturumda Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüş süreci de gündeme geldi. Suriye’ye az sayıda dönüşün olduğunu söyleyen James Jeffrey, “Suriye’de en şeytani diktatör görevde. Geri dönmeye korkuyorlar. Esat’ın sürekli davrandığı şekilde davranmaya devam edecek olduğu algısı onları caydırıyor” ifadelerini kullandı. Senatör Graham de Jeffrey’nin bu değerlendirmesine “Davranışı hiçbir zaman değişmeyecek. O nedenle (Esat) gitmeli” yanıtını verdi.

Oturumda Suriye’deki dini ve etnik azınlığın korunması konusu da gündeme geldi. James Jeffrey Türkiye ile varılan anlaşmada bu konuya ilişkin maddelerin olduğuna dikkat çekti. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın da bu konuda dikkatli olduğunu çünkü Suriye’deki Hristiyan azınlığın radikal Arap Sünnilerdense kendisine destek verdiklerini belirtti.

SDG’Lİ İLHAM AHMED: “ABD’NİN HAVA SAHASINI KAPATACAĞI İZLENİMİNDEYDİK”

Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey Senato’da ifade verdiği sırada, Suriye Demokratik Güçleri’nin siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Konseyi Eş Başkanı İlham Ahmed de Temsilciler Meclisi’ndeki bir oturumda konuştu. İki gün önce Washington’da Türkiye’ye yaptırım tasarısı hazırlayan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve Demokrat Senatör Chris Van Hollen ile görüşen İlham Ahmed çevirmen aracılığıyla Kongre üyelerinden gelen soruları yanıtladı.

Oturumu takip eden Amerikalı kongre muhabirlerinin sosyal medyadan aktardığı bilgilere göre İlham Ahmed, “ABD’den bizim adımıza savaşmasını beklemedik ama Türkiye’nin girmesine izin vermeyeceklerinden emindik. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde hava sahasını kapatacağı izlenimindeydik” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Suriye operasyonu sırasında insan hakkı ihlalinde bulunduğunu ve beyaz fosfor kullandığını iddia eden İlham Ahmed, Türkiye ve Rusya arasında varılan Soçi mutabakatı için de “Türkler ve Rusların devriyesi ve rejimle birlikte bölge bizim için tehlikeli hale geldi. Bize ya çekileceksiniz ya da Türkiye’nin size saldırmasına izin vereceğiz diyorlar” ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER