İzmir Barosu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 2 Eylül’de yapılacak olan yeni adli yıl açılış törenine ilişkin Yargıtay’ın davetine verdiği yanıtı internet sitesinden yayınladı.
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel imzasıyla Yargıtay’a gönderilen yanıtta, “Bir kişi rahatsız olduğu için, Türkiye Barolar Birliği Başkanının adli yıl açılış törenlerinde konuşma yapmasının önüne geçmek amacıyla yasa değişikliği yapanların salonlarında, avukatları dinleyici olarak törene çağırmanızı ancak naiflik olarak adlandırabiliyoruz” denildi.
Yazıda, yüzlerce avukatın tutuklu bulunduğu hatırlatılarak, “Bu cevabi yazımızla, siyasi kararlarla, mesleki faaliyetlerini gerekçe göstererek yüzlerce mensubunu tutsak ettiğiniz onurlu bir mesleğin temsilcileri olarak, yaptığınız nazik daveti geri çevirmek zorunda olduğumuzu bildiriyoruz” ifadelerine yer verdi.
''BİZE KALIRSA, SİZ DE O SALONA GİTMEYİN''
Yargıtay üyelerine de törene katılmama önerisinde bulunan açıklamanın devamı şu şekilde:
“Bize kalırsa, siz de o salona gitmeyin. Çünkü yapacağınız konuşmada muhtemelen, yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından bahsedeceksiniz. Hak mücadelesi veren binlerce kişinin cezaevlerinde olduğunu bilmenize rağmen; kişi özgürlüğü ve güvenliğinden, ifade özgürlüğünden, adil yargılanma hakkından, basın hürriyetinden dem vuracaksınız. Kimseden emir ve talimat almadığınızı, hukuktan üstün hiçbir şey tanımadığınızı, üstünlerin hukukunu reddettiğinizi, üstüne basa basa tekrarlayacaksınız. Peki nerede? Yürütmenin başının yaşadığı sarayın salonunda.
Bizler, insan haklarının korunduğu ve geliştirildiği, hukukun yok sayılmadığı, yargının siyasi iktidarın güdümünden çıktığı günlerde, tam bağımsız bir yargı teşkilatının ev sahipliğinde yapılacak bir törene katılımı, savunduğumuz değerlere daha uygun görüyor ve bu günü umutla bekliyoruz.
Biz avukatlar, yargı bağımsızlığı için tarih boyunca mücadele ettik. Yeni adli yılda da bağımsızlığımızdan aldığımız güç ve tarihimizden gelen kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Halkın zerre kadar güven duymadığı bir yargı sisteminin parçası olmamak için sizlerin de ‘kendinizi özgürleştirmenizi’ temenni ederiz.”