İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili adayı Kürşad Zorlu, yarın düzenlenecek seçimler öncesinde İYİ Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Muhalefette yapacağı son basın toplantısı olduğunu belirten Zorlu, ". Devlete kümelenmiş yolsuzluk çetelerini silip atacağız. En geç 2 yıl içinde tüm sığınmacılar ülkesine dönecek ve Türk milletinin önüne konulan bu hendek siyaseti tarihe gömülecektir." şeklinde konuştu.
Zorlu, "İYİ Parti iktidarında hukukun üstünlüğü tesis edilecek, siyaset ve saray baskısı yargıdan söküp atılacaktır. Ve elbette Türk yargısının kararları keyfilikten çıkarılarak her şeyin üzerinde olacaktır. Ve söz veriyoruz paylaşımda da adaleti sağlayacağız. Yoksullaşan, okula aç giden çocuklar değil, üreterek büyüyen ve zenginliği adil paylaşan müreffeh bir Türkiye'yi sizlerle buluşturacağız." dedi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu'nun konuşmasının devamı şu şekilde;
“14 Mayıs'ta Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini ve evlatlarımızın yarınlarını hep birlikte belirleyeceğiz. Bu sebeple Sayın Genel Başkanımız ve İYİ Parti ailemiz adına vatanımızın dört bir yanında, hiçbir ayrım gözetmeksizin her bir vatandaşımıza, şu tarihi çağrımızı yapmak istiyoruz.
21 yıllık AKP iktidarıyla birlikte bugün artık ülkemiz hızla bir karanlığa, ayrışmaya ve derin bir yoksulluğa sürükleniyor. Genci yaşlısı, kadını erkeği, köylüsü kentlisi, işçisi, esnafı, memuru, çiftçisi ve daha nice kesimler giderek derinleşen hayat pahalılığı sarmalıyla mücadele ediyor. Bu tahribatın sorumlusu olan AKP iktidarı, 12 yıl önce milletimize sunduğu 2023 hedeflerinin hiçbirine ulaşamadığı gibi 24 Haziran 2018 seçimlerindeki taahhütlerini de gerçekleştirememiştir.
Aldıkları ideolojik, akıldışı karar ve politikalarla milletimiz dünyada en yüksek enflasyona sahip ülkelerden birinde yaşamak zorunda bırakılmıştır. Büyük vaatlerle getirdikleri ucube yönetim sistemi devletin kurumlarının içini boşaltmış ve gece yarısı kararnameleri ile tek bir kişinin insafına bırakılmıştır.
Partili Cumhurbaşkanlığı ve saray gölgesi ile her yere sirayet eden torpil, kayırmacılık ve partizanlık, en başta gençlerimiz olmak üzere geniş kesimlerin hak ve hukukunu gasp etmiştir. Liyakatsiz kadrolar, 3-5 maaşlı torpilli danışmanlar, halinden memnun bir grup azınlık dışında Türk milletinin yarınları, ekmeği/aşı adeta ipotek altına alınmıştır.
“DEMOGRAFİK GELECEĞİMİZ TEHDİT ALTINDA”
Köksüz, plansız ve günü birlik keyfi kararlarla topraklarımız bir hendek ülke haline gelmiş ve 9 milyonu aşan sığınmacı nüfusuyla doldurulmuştur. Ne yazık ki bu bir başarısızlıktan da öte yozlaşmanın bedelidir. Artık ülkemiz için taşınamaz bu durum, hem vatandaşlarımızın alın terini ve gelirini çalmakta hem de demografik geleceğimiz tehdit altına girmektedir. Dış politikada ise zikzaklar, tutarsızlıklar ve çalkantılarla dolu bir iktidar birikintisi Türk Devletinin itibarını geriye götürmüştür. Maalesef ülkemiz bu konuda da her geçen gün daha fazla savrulmaktadır.
“DENGE VE DENETİM DEVRE DIŞI”
Türk demokrasisi, milletimizin bedeller ödediği büyük sınavlardan geçerek ve parlamenter demokrasinin işleyişi ile bugünlere gelmiştir. Ancak son dönemde özellikle uygulamaya konulan yeni yönetim sistemi tek bir kişinin her şeyi belirlediği, denge ve denetim gibi kritik bir unsurun devre dışı bırakıldığı bir alana taşınmıştır. Mevcut yönetim sisteminin ülkemize açtığı ağır tahribatın sorumluları şimdi de milletimizin gözünün içine baka baka getirdikleri sistemi tevil etme çabasına girmişlerdir.
HAKLI OLDUĞUMUZ ORTAYA ÇIKTI
Öyle ki dün akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘yüzde 50 artı bir oy oranıyla seçilebilme kuralından geri dönülmesini istediğini' bir televizyon yayınında kamuoyumuzla paylaşmıştır. Bu aslında 2018'de uygulamaya konulan sistemin de artık tükenmiş olduğunun bir ispatıdır. Hatırlamak gerekir ki Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener daha 22 Ocak 2020 tarihinde Sayın Erdoğan'ın sistem değişikliğine gitmek isteyeceğini ifade etmişti. Pek çok konuda haklı çıktığımız gibi Genel Başkanımızın ve İYİ Parti kadrolarının bu sistemin gelmemesi için uzun yıllardır verdiği mücadele ve öngörüsü de tarihin haklı sayfalarına yazılmıştır.
ÇELİK YELEK GİYMEK ZORUNDA KALDI
Bununla birlikte ne yazık ki son dönemde siyasi iktidarın devamı adına insanımızın özgürlük alanı bir korku iklimine sıkıştırılmak istenmiştir. İnsanların siyasi tercihleri ve oy verme iradeleri korku ve baskı anlayışı ile geriye götürülmek istenmektedir. Kısa bir süre önce AKP yetkilileri 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere ‘darbe girişimi' demekle yetinmemiş son olarak bizzat devletin en tepesi tarafından Türk milletinin iradesi sindirilmek istenmiştir. Düşünün ki böyle bir süreç karşısında ana muhalefet partisi lideri ve cumhurbaşkanı adayı suikast ihbarlarıyla ve çelik yelek giyerek miting meydanında milletimizle buluşmak zorunda kalmıştır.
Sürdürülen bu zehirli kutuplaşma diliyle birlikte yarın gerçekleşecek seçimlere yönelik bir takım provokasyon iddiaları ve hatta olası sonuçları tanımama yönündeki iddia ve eğilimler, milletimizin gözleri önünde cereyan etmektedir. Buradan İYİ parti olarak uyarıyoruz, kimse bu tarz demokrasi dışı ve milli iradeyi hedef alacak yaklaşım ve girişimlere tevessül etmesin.
“HÜKÜMETLER GEÇİCİ”
Yarın sandıktan kim çıkarsa çıksın neticenin, milletimizin iradesi olarak her türlü siyasi mülahazanın üzerinde olacağının altını çizmek istiyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti, binlerce yıllık devlet geleneği ile askeri, polisi ve tüm güvenlik birimleriyle millet-devlet bütünleşmesinin yegane örneğidir. Hükümetler geçici Türkiye Cumhuriyeti devleti ise bakidir ve ortak geleceğimizin teminatıdır. Hepimize düşen görev ve sorumluluk bu vazgeçilmez uyumu korumak ve kollamaktır.
“İLK TURDA KENETLENEREK 13.CUMHURBAŞKANINI BELİRLEYECEKTİR”
Temenni ediyoruz ki 14 Mayıs'ta, bu vatan için çalışan tüm güvenlik birimlerimizle, kamu bürokrasimizle ve onların devleti esas alan vakur duruşlarıyla birlikte milletimize yakışır bir olgunlukla bu seçimleri tamamlayacağız. Unutmayalım ki 15 Mayıs sabahı hepimiz bu aziz vatanın ve şanlı bayrağımızın altında birlikte yaşamayı sürdüreceğiz. Bu tespit ve düşüncelerle inancımız odur ki vatandaşlarımız ülkemizin içerisine sokulduğu bu karanlık tabloyu hemen ve kesin bir şekilde silip atmak için ilk turda bakın altını çizerek bir kez daha söylüyoruz ilk turda kenetlenerek 13.Cumhurbaşkanı'nı belirleyecektir.
İşte bu vahim gidişat karşısında 14 Mayıs tarihi milletimizin son çıkışı olacaktır. Biz İYİ Parti olarak bu tarihi süreçte milletimizin sesi, Türkiye'mizin emniyet sigortasıyız. Nasıl dün kazanmanın yolunu inşa etmeyi başarmışsak Türkiye'nin çıkış yolunu da sizlerle buluşturma kararlılığındayız.
“MİLLETİMİZE SÖZ VERİYORUZ”
Bizim iktidarımızda tüm terör örgütlerine karşı tam ve kesintisiz bir mücadele sürdürülecek, terörle iltisaklı hiçbir yapılanma devlet sisteminde yer bulamayacaktır. Ortak paydamız ve birleştirici gücümüz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı kutlu yolda Cumhuriyet'in kazanımlarına ne pahasına olursa olsun sahip çıkılacaktır.
“BİZ DEVLETTE SÜREKLİLİĞİ VE CİDDİYETİ HER ANLAMDA YAŞATACAĞIZ”
Irak'ta, Suriye'de, Mavi Vatan'da, KKTC'de, Karabağ'daki hak ve menfaatlerimizden, savunma sanayindeki birikimlerimizden zerre geri adım atılmayacak, aksine bu saha siyaset üstü bir anlayışla ülkemizin vatansever ve liyakatli tüm kadrolarına açılarak bir seferberliğe dönüşecektir.
İYİ Parti olarak milletimize taahhüdümüzdür; iktidarımızda, sosyal yardımların ve sosyal devlet anlayışının merkez üssü olacağız. Vatandaşlarımızın bugüne kadar aldığı sosyal yardımların çok daha fazlası çok daha etkili bir şekilde ülke sathına yayılacaktır. Kutuplaşmaya, kavga ve düşmanlık diline izin vermeyeceğiz ve güzel ülkemizde sevgiyi barışı ve huzuru hakim kılacağız.
Bugüne kadar bir kadın siyasetçi ve bir anne olarak birçok engele, haksızlık ve iftiralara maruz kalan Sayın Meral Akşener'in tüm kadınlarımıza sözü şudur ki; doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle kadınlarımız hak ettikleri yaşama kavuşacak, gençlerimiz ise özgür ve müreffeh bir Türkiye'ye uyanacak.
‘BİR OY KEMAL'E, BİR OY MERAL'E'”
O halde yeniden büyük Türkiye'yi inşa etmek için milletimizle paylaştığımız şu tarihi sloganı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. ‘Bir oy Kemal'e, bir Oy Meral'e..' Yani Cumhurbaşkanlığında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, parlamentoda ise İYİ Parti'ye basacağınız her mühür hakça bir paylaşımın, insanca bir yaşamın işaret fişeğidir. Ve bu iradenin tecellisi, uzlaşma ve istişarenin, ortak yarar ve ortak aklın hayata geçirilmesi demektir. Denge ve denetimin yeniden devlette kök salması demektir.”
Aziz milletimiz bize güvenin…Türkiye'nin ana gücü ve milletinin sesi Meral Akşener'e güvenin… İYİ Parti, 14 Mayıs'ın şafağında Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sarsılmaz güvencesi olacaktır.”