Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

İtalya’da aşırı sağın zaferi Avrupa'yı telaşlandırdı

İtalya’da neofaşist partinin seçim zaferi, Avrupa genelinde son dönemde yükselen aşırı sağ açısından da önemli bir zafer olarak görülüyor. Birçok ülkede aşırı sağ partiler son yıllarda önemli başarılar kazandı. Uzmanlar, bu eğilimin ekonomik kriz ve Covid-19 pandemisiyle büyüyen belirsizlik ve korku halinin bir sonucu olduğuna dikkat çekiyor.

İtalya'da aşırı sağcı Giorgia Meloni'nin pazar günü düzenlenen genel seçimden zaferle çıkması, son dönemde dikkat çeken bir yükseliş sergileyen Avrupalı aşırı sağcılar arasında sevinçle karşılanırken kıtada “yeni faşizm dönemi” endişelerini artırdı.

Neofaşist ve aşırı muhafazakar İtalya'nın Kardeşleri partisinin 45 yaşındaki lideri Meloni'nin, Benito Mussolini’den sonra ülkenin ilk aşırı sağcı lideri olması bekleniyor. Türkiye ve göçmen karşıtı duruşuyla da dikkat çeken Meloni'nin hızlı yükselişi, son dönemde Covid-19 pandemisi ve ekonomik krizle sarsılan İtalya’daki değişim arayışının bir sonucu olarak görülüyor.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden aşırı sağcı liderler, seçim sonucunun açıklanmasının ardından, aynı zamanda 2020’den bu yana Avrupa Muhafazakarlar ve Reformistler Partisi’nin başkanlığını da yürüten Meloni’ye tebrik mesajları yağdırdı. AB yönetimleri büyük oranda sessizliğini korurken Avrupalı uzmanlar, İtalya'da ve birçok ülkede aşırı sağın yükselişinin 2. Dünya Savaşı'nın bitişiyle sönümlenen “faşizm korkusunu” yeniden canlandırdığını vurguluyor.

AVRUPA GENELİNDE AŞIRI SAĞ YÜKSELİŞTE

İtalya'dan önce de İsveç'te 11 Eylül'de düzenlenen seçimde, Neo-Nazi hareketinden doğan bir siyasi parti olan İsveç Demokratları sandıktan ikinci parti olarak çıkarken, Sosyal Demokratlar iktidarı kaybetmişti.

(Macaristan Başbakanı Orban, ABD’de demokrasi endişelerine yol açan eski Başkan Donald Trump ile)

Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın aşırı sağcı ve göçmen karşıtı iktidarı da uzun süredir AB-Macaristan arasında krize yol açıyor. Son olarak Avrupa Parlamentosu, Macaristan’ı “seçimli otokrasi” olarak tanımlayarak, ülkenin AB’nin değerlerini tehdit ettiğini ve “artık demokratik olarak yönetilmediğini” ilan etti. Polonya'da LGBT karşıtı politikalarla tepki çeken Andrzej Duda hükümeti de Avrupa'daki aşırı sağ eğilimli iktidarlar arasında görülüyor.

Fransa'da nisanda düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde aşırı sağcı Marine Le Pen, Emmanuel Macron'u yenemese de popülist açıklamalarıyla büyük destek almış ve oylarını artırmıştı. Almanya'da da göçmen karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, 2017'de ilk defa meclise girmeyi başararak dikkatleri üzerine çekmişti.

(Almanya’da Neo-Naziler, ülkede Covid önlemlerine karşı düzenlenen gösterilere öncülük etmişti)

Avusturya'da ise Nazi uzantıları tarafından kurulan Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), göçmen karşıtı politikalarla son dönemde oylarını ciddi oranda yükseltti. Hollanda’da da aşırı sağcıların 150 sandalyeli meclisteki toplam milletvekili sayısı 29'u buluyor.

İspanya'da hızlı yükselişiyle ülkenin 3. büyük siyasi partisi haline gelen aşırı sağcı Vox lideri Santiago Abascal, Meloni'nin zaferini “Milyonlarca Avrupalı umudunu İtalya'ya bağladı. Meloni, herkesin güvenliği ve refahı için iş birliği yapabilen, gururlu, özgür ve egemen uluslardan oluşan bir Avrupa için yol gösterdi” ifadeleriyle kutladı. Portekiz'deki 3. büyük siyasi parti olan aşırı sağcı Chega da “İtalya, gerçek bir politika değişikliğinin ve aynı zamanda Avrupa'nın politik olarak yeniden yapılandırılmasının yolunu açıyor. Değişim Portekiz'e de gelecek” açıklamasını yaptı.

(Giorgia Meloni)

Meloni, seçim zaferinin ardından tüm İtalya için çalışacağını söyledi.

İTALYA AŞIRI SAĞI, DİĞERLERİNİN YAPAMADIĞINI YAPTI

Siyasi analistler, İtalya'da aşırı sağın daha önce Avrupa seçimlerinde yükselse de iktidarı “büyük ortak olarak” kazanamayan diğer aşırı sağ partilerin yapamadığını yaptığına dikkat çekiyor.

CNN televizyonuna konuşan uluslararası siyasi risk uzmanı Trygve Olson, aşırı sağcıların Avrupalı seçmenin sorunlarını güçlü şekilde dile getirdiğine dikkat çekerek “Geleneksel partiler bunu yapmıyor” dedi. Princeton Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler Profesörü Rafaela Dancygier de, aşırı sağın yükselişinin bir süredir devam eden bir eğilim olduğunu söyleyerek “Bu durum solun başarısızlığına işaret ediyor” diye konuştu.

AVRUPA’YI KUŞATAN EKONOMİK KRİZ VE BELİRSİZLİK

Birçok uzman, Fransa'dan Almanya'ya birçok güçlü Avrupa ülkesinde güçlenen aşırı sağın, ülkeleri sarsan ekonomik krizin, artan hayat pahalılığının ve büyüyen enerji krizinin bir sonucu olduğuna dikkat çekiyor. Analistler, özellikle pandemi sürecinde artan belirsizlik ve korku halinin aşırı sağı daha da güçlendirdiğini ifade ediyor.

Birmingham Üniversitesi'nden Profesör Nic Cheeseman'a göre, artan gıda ve yakıt fiyatları nedeniyle gelecekten endişe duyan halk, krizden mevcut iktidarları sorumlu tutuyor ve istikrar beklentisiyle alternatif olarak gördükleri aşırı sağa yöneliyor. Cheeseman, Avrupa'da krizin muhtemelen daha da büyüyeceğini, radikal eğilimlerin ve protestoların yakın zamanda yükselmesinin çok olası olduğunu söylüyor.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER