Müyesser Yıldız o davada avukat ile hakim arasında geçen, yargının halini gözler önüne seren şu diyalağu aktardı:
Avukat: Burada hakaret yok ki
Hakim: Sanık Cumhurbaşkanı’nı eleştirmiş, ben ne yapayım
Avukat: Tamam işte eleştiri, hakaret değil
Hakim: Ama avukat bey, Cumhurbaşkanı…
Müyesser Yıldız'ın yazısının tamamı şu şekilde:
Türkiye 1 haftadır İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Pakize Alp Akbaba hakkında Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davayı konuşuyor.
Dün Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yaşanan gelişmeleri biliyorsunuz. Duruşma başladığında Akbaba'nın Avukatı Uğur Poyraz, Erdoğan'ın Avukatı Muhammed Aydın'a, “Şikâyetçi olup olmadıklarını” sordu. Avukat Aydın, “Katılma talebimiz var. Dilekçemizi tekrar ediyoruz” karşılığını verdi.
Ancak 10 dakika sonra, “Katılma dilekçemiz sehven gönderilmiştir. Şikayetten vazgeçiyoruz” dedi.
Sonuçta da 4 yıla kadar hapsi istenen Akbaba'nın, “Unsurları oluşmayan suçtan beraatına” karar verildi.
Davanın Akbaba’nın, CHP’nin 5 Aralık 2017'de düzenlediği bir toplantıda yaptığı konuşmada “Açılım sürecini” eleştirdiği için açıldığı bildirilirken, Erdoğan'ın Avukatı tarafından 17 Haziran'da mahkemeye verilen dilekçede, 31 Mayıs 2015 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle şikayetçi olunduğu ortaya çıktı.
AVUKATIN TWİTTER MESAJLARI
Dünkü davanın ardından Erdoğan'ın Avukatlarından Hüseyin Aydın, Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Cumhurbaşkanımızın şehit annesi Pakize Akbaba hakkında bir şikayeti olmamıştır. Soruşturma resen başlatılmış ve kamu davası açılmıştır. Şehit annesi olduğunun anlaşılması üzerine duruşmada da şikayetçi olunmamıştır. Cumhurbaşkanımızı yıpratmaya yönelik çabalar art niyetlidir.”
Buradan da anlıyoruz ki, Erdoğan şikayetçi olmamış. Olmadıysa, duruşmada hazır bulunan avukatının sözlerine ne diyeceğiz?
Daha önemlisi Aydın'ın, “Şehit annesi olduğunun anlaşılması üzerine” şeklindeki ifadesi. Demek ki, şehit annesi olmasa, dava devam edecekti!..
Avukat Hüseyin Aydın'ın, 2018 yılında dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ın Erdoğan'a hakaretten 30 bin lira manevi tazminata mahkûm edilmesi üzerine, “Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarını ihlâl edenler, konumu ne olursa olsun, hukuk önünde hesap vermekten kurtulamayacaklardır” şeklinde bir paylaşımda bulunduğunu kaydedip, bir başka davaya geçelim.
BİR SALONDA BERAAT DİĞER SALONDA HAPİS
Şehit anası Pakize Alp Akbaba'nın duruşması bittikten sonra hemen yan mahkemede bir dava daha vardı.
Buradaki yargılamanın konusu da aynıydı... Erdoğan'ın bir başka avukatı oradaydı... “Suçlama” unsuru 3 Twitter paylaşımıydı... Ve yargılanan yine bir kadındı...
İddianamede, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili tarafından verilen şikâyet dilekçesinde ..... ...... isimli twitter kullanıcısının Cumhurbaşkanına hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğuna ilişkin şikayette bulunması üzerine soruşturma başlatıldığı” belirtilip, şüphelinin 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması, ayrıca belli haklardan mahrum edilmesi isteniyordu.
Şüpheli kadın savunmasında, yaptığı paylaşımların eleştiri niteliğinde ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, iftira, küfür, onur, şeref veya saygınlığı zedeleyici herhangi bir söz ya da beyanın bulunmadığını belirterek, “Yapmış olduğum paylaşımlar yalnızca eleştiri maksatlı olmakla birlikte yanlış bir anlaşılma olduysa, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan özür dilerim” dedi.
Sonuç mu? Erdoğan'a hakaretten 1 yıl 3 ay, bunun süreklilik arz etmesinden dolayı da 1 yıl 2 ay olmak üzere toplam 2 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verilip, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Şehit anası Akbaba'nın duruşmasından sonra bu duruşmayı da izleyen bazı vatandaşlar, Hakime, “Yan salonda beraat, burada mahkûmiyet nasıl olur?” diye sordular, ancak herhangi bir cevap alamadılar!..
Bu vesileyle geçtiğimiz günlerde bir avukatın, benzer bir davada yaşadıklarını aktaralım.
Sanık eleştiri içeren bir karikatürü paylaştığı için Cumhurbaşkanına hakaretten 10 ay hapis cezasına çarptırılır. Hükmün açıklanması geri bırakılır. Sonrasında Avukat ile Hakim arasında şu diyalog yaşanır:
Avukat: Burada hakaret yok ki!..
Hakim: Sanık Cumhurbaşkanını eleştirmiş, ben ne yapayım?
Avukat: Tamam işte eleştiri, hakaret değil.
Hakim: Ama Avukat Bey, Cumhurbaşkanı!..
ERDOĞAN'I ASIL KİM YIPRATIYOR
Erdoğan'ın Avukatı Hüseyin Aydın'ın, dün Pakize Alp Akbaba davasından sonra yaptığı paylaşıma dönersek; kamuoyundaki tepkilerden dolayı olsa gerek, “Cumhurbaşkanımızı yıpratmaya yönelik çabalar art niyetlidir” diyor.
Bir yanda çoğundan Erdoğan'ın haberi olmadan, avukatları tarafından açılan bu davalar... Öte yanda yine Erdoğan'ın avukatlarının adının karıştığı “FETÖ borsası” iddiaları...
Dünyada acaba kaç liderin böylesine “Avukat ordusu” vardır?
Ve gerçekte Erdoğan'ı asıl “Yıpratan”, bu tablo olmasın?