1994 seçimlerinden, Melih Gökçek’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla istifa ettiği 28 Ekim 2017’ye kadar tek elde yönetilen başkent, 31 Mart seçimlerine kadar da geçici olarak AKP’li Mustafa Tuna tarafından yönetildi.
Mazbatasını almasının ardından göreve başlayan Yavaş, 2019’da 14 milyar TL bütçe belirlenen Ankara’yı 4.5 milyar TL borçla devraldı. Belediyenin Hazine’ye 1.25 milyar, kısa ve uzun vadeli banka borcu ise 2 milyar lira. Belediyenin 3. şahıslara 1.3 milyar lira borcu bulunurken, faiz giderleri de 150 milyon TL’ye yanaştı.
Yavaş’ın önünde, ranta açılan alanlar, milyarlarca lira harcanan Ankapark, bitirilemeyen kentsel dönüşüm projeleri ve başkentin altyapı enkazı olacak.
Mimarlar Odası’nın hazırladığı “Gökçek Dönemi Hasar Tespiti” raporundan Cumhuriyet'ten Ozan Çepni'nin derlediği Yavaş’ın devraldığı 25 yıllık enkazdan başlıklar şöyle:
Anıtkabir’in silueti bozuldu: Anıtkabir Gökçek döneminde hedef alındı. 2023 Nazım İmar planlarında Anıtkabir alanı daraltılarak konut alanı yapılmasının önü açıldı. Ayrıca bölgedeki betonlaşma ile Anıtkabir’in Ankara kentsel silueti içerisinde her yerden görülebilen anıtsallığı kayboldu. Yüksek yoğunluklu yapılaşma ve Saray baskısı altında kalan Anıtkabir’e yapılan oyun parkı, halı saha ile simge ve tarihsel değeri, itibarı zedelenmeye çalışıldı.
Atatürk’ün mirası parçalandı: Atatürk’ün şartlı mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) 2006’da planlama yapma yetkisi Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne verildi. Gökçek’in yaptığı planlamada tarımsal üretim alanları küçültüldü, çiftlik arazileri bölündü, doğal ve tarihi sit alanlarının özelliklerine uygun olmayan kullanım alanları öngörüldü. AOÇ alanları yollarla parçalandı. SİT özelliği kaldırılarak 2012 yılında Başbakanlık Hizmet Binası adı altında hukuki olmayan Saray’ın inşaatının önü açıldı. 1983 yılında Gazi Üniversitesi’ne verilen AOÇ arazisi, elçilik için ABD toprağına dönüştürüldü. AOÇ topraklarının kaybı yüzde 40’ı aştı.
‘Kişisel zevk’ Ankapark: AOÇ alanı içindeki yaklaşık 2 milyon metrekarelik tarım arazisi, metal yığınına dönüştürüldü. Ankaralıların parasından yaklaşık 4 milyar TL dinozorların da bulunduğu oyun alanına çevrildi. Ankapark’ın yapımı ile başkentin içinde önemli bir yeşil alan işgal edildi.
ODTÜ de nasibini aldı: 2013’te yapılan değişiklikle doğal sit alanı olarak belirlenmiş ODTÜ’de rant odaklı talan başladı. ODTÜ ormanlarının yollar ve tünellerle parçalanarak yok edilme süreci planlandı. Bir gecede ODTÜ ormanına girilerek binlerce ağaç kesildi ve Bilkent Şehir Hastanesi yolu hukuksuz olarak açıldı. ODTÜ’de arka arkaya imar planı değişiklikleri yaşandı.
Kentsel rant dönüşümü: Ankara’da kentsel dönüşüm 2004 yılında “Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi” ile başladı. Ankara’nın en önemli vadileri Mamak, Dikmen, İmrahor, Büyükesat, Portakal Çiçeği vadileri imar değişikliği kararları ile yok olma noktasına geldi. Kentin bütünsel planlaması altüst edildi.
Sistematik yıkımlar: Cumhuriyet döneminin simgesel yapıları da bu dönemde bir bir yıkıldı. Ankaralılar bu dönemde, Etibank binası, Marmara Köşkü, Baraj Gazinosu, Merkez Lokantası, AOÇ Jandarma Karakolu, su süzgeci binası, İller Bankası, Danıştay binası, TBMM lojmanları, Ego hangarları, TİKA binası, hayvanat bahçesi, havagazı fabrikası gibi binaların yıkımını izledi.
İsraf projeleri: Gökçek döneminde, Gökkuşağı, Demirkafes, Samanyolu Projesi, Ankapark, kullanılmayan üst geçitler, kentsel güvenliği tehdit eden doğalgaz boru hattı üzerine yapılan ANSE alışveriş merkezi, refüjlere yapılan fıskiyeler, ödenmeyen borçların faizleri, otobüs, metro ve billboard’lar için harcanan reklam ve tanıtım giderleri kentin ekonomisini altüst eden ve kamu israfına neden olan uygulamalara dönüştü. 4.5 milyon TL harcanan Gökkuşağı Kamu Pazarı açıldıktan 6 ay sonra terk edildi. Gölbaşı girişindeki Samanyolu rekreasyon alanı için 5.2 milyon TL harcandı ama restoranlar açıklanmadı.
72 milyon TL harcanan Demirkafes’in temeli 2005 yılında atıldı, 2008’e kadar inşa edildi ancak 2013 yılında söküldü. Kamuoyunda “Gökçek fıskiyeleri” olarak bilinen ve 15-200 bin dolar harcanarak yapılan fıskiyelerin birçoğu kısa sürede yok oldu. 2002-2003 yılında 1.2 milyar dolar harcanarak yapılan havaalanı yolu da plansızlık nedeniyle büyük israfa neden oldu. Ankara’ya giriş karayolları üzerine tarihi dönemlerden toparlama, işlevsiz, sanatsız ve tasarımsız kapılar yaptırıldı. Kapılara 31 milyon TL harcandı.