BIST 100 9.660 DOLAR 34,57 EURO 36,31 ALTIN 2.919,96
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

İstanbul'da kadın cinayeti eylemi: İstanbul Sözleşmesi vurgusu

İstanbul'da kadın cinayeti eylemi: İstanbul Sözleşmesi vurgusu

İstanbul Kadıköy'de dün gece Mihriban Arduç, Hakan Asilkan tarafından tabancayla öldürülmüştü. Cinayete tepki gösteren kadınlar, Kadıköy'de bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe konması yönünde çağrıda bulunuldu.

İstanbul Kadıköy Sanatkar Sokak’ta dün gece FF 0-29 adlı kafenin sahibi olduğu belirtilen Hakan Asilkan, aralarında çıkan tartışma sonucu Mihriban Arduç’u 5 el ateş ederek öldürdü. Asilkan, cinayetin ardından olay yerinden kaçtı. Daha sonra polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Kadıköy’deki cinayetin yanı sıra İzmir Dikili’de de Hanife Çakıcı, kocası tarafından öldürüldü.

Sözcü'den Fırat Fıstık'ın aktardığına göre; kadınlar bugün, iki kadın cinayetine karşı Kadıköy’de bir araya geldi.

'ARTIK YETER!'

Kadınlar adına yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Artık yeter! Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Nedeni yok bahanesi bol cinayetlerde kadınların öldürülmesini istemiyoruz. Bizleri içine kapatmaya çalıştığınız aileniz, bizler için dayak, ölüm ve tecavüz sarmallarına dönüşüyor.

Artık yeter. Kadına yönelik şiddet karşısında etkin önlemler alınmadığı sürece, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, transfobi ve homofobiye karşı mücadele edilmediği sürece bu erkek şiddetinin katlanarak devam edeceğini biliyoruz.

Bu nedenle bizler yıllardır İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için, bugün de yeniden imzalanması için mücadele ediyoruz.

Çünkü İstanbul Sözleşmesi kadınlar ve LGBTİ+’lara dönük şiddet karşısında henüz şiddet gerçekleşmeden eğitimden, kamusal alanın düzenlenmesine kadar birçok önleyici uygulamayı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadeleyi ve şiddete uğrayan kadınlar ve LGBTİ+’lar için yasaların etkin uygulanmasını sağlar. Erkekleri koruyan cezasızlık politikası karşısında yargıya ve iktidara sorumluluklar yükler.

'BİR YILI AŞKIN BİR SÜREDİR İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YOK'

İstanbul Sözleşmesi’nin bir yılı aşkın süredir yürürlükte olmadığının belirtildiği açıklama şöyle devam etti:

Mevcut yasaların uygulanması ya da yargının kadınlar lehine karar almasına dönük herhangi bir adım da yok. Ve kadınlar ve LGBTİ+’lar her gün daha da artan bir şekilde öldürülmeye, şiddete uğramaya devam ediyor.

Daha geçtiğimiz hafta İzmir'de boşanmak istediği erkek tarafından hakkında her türlü suç duyurusunu yapmış olmasına rağmen koruma tedbir kararına rağmen Ezgi Zerkin de silahla vurularak öldürüldü.

Mihriban da evli olduğu erkek tarafından silahla vuruldu. Erkekler silahlanırken biber gazı taşımanın bile “suç” olabileceği bu koşullarda kadınlar denetimsiz bireysel silahlanma nedeniyle öldürülüyor.

Erkek şiddetinin sıradanlaşmasını kabul etmiyoruz. Yeldeğirmeni’nin lubunlara yapılan saldırının “mahallenin belalı çocukları”nın işi, Mihriban'ın ölümünün bir anlık cinnet olmadığını biliyoruz.

Bir Adamın bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkabilmesiyle, Danıştay’ın bunu hukuka uygun bulmasıyla, bir imamın bizlere et parçası diyebilmesiyle, bir AKP milletvekilinin evinde ölü bulunmamızla, neredeyse üç yıldır Gülistan Doku’dan haber alınamamasıyla, Aysel Tuğluk’un ağır demans teşhisine rağmen hala tutsak olmasıyla, bir Adamın tekbir getirerek bizleri gündüz gözü sokak ortasında bıçaklamasıyla ve Pınar Gültekin’i canice öldürülmesine rağmen katil Cemal Metin Avcı’nın haksız tahrik indirimi alabilmesiyle doğrudan alakalı olduğunu biliyoruz.

'SÖZLEŞMENİN TEKRAR İMZALANMASINI İSTİYORUZ'

İstanbul Sözleşmesi olsaydı ve etkin uygulansaydı Mihriban hala aramızda olabilirdi biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar imzalanmasını ve etkin bir şekilde uygulanmasını istiyoruz.

Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, LGBTİ+ fobinin bir sözleşmeyle ortadan kalkmayacağını biliyoruz. Bu nedenle patriarkal kapitalizmi ve onun erkek egemen kurumlarını yıkana kadar mücadeleye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi Yaşatır. Kadın dayanışması yaşatır. Yaşasın feminist dayanışmamız.