Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

İstanbul Havalimanı’nda neler oluyor?

İstanbul Havalimanı’nda saat 8.45’te Ankara seferini yapmaya hazırlanan THY’ye ait Sümela isimli Boeing 737 tipi uçağın kanadı, taksi sırasında direğe çarptı. Kaza nedeniyle sefer iptal oldu.  İstanbul Havalimanı'na çok sayıda uçağın 'rüzgar nedeniyle' iniş yapamadığı ve havada tur atmak zorunda kaldığı belirtilmişti. Bazı uçaklar Tekirdağ'daki Çorlu Havalimanı'na yönlendirilmişti.

Kazayı, uçaktan bulunan Serdar Kuzuloğlu sosyal medya hesabından duyurdu. Kuzuloğlu, kazaya ilişkin fotoğrafları da paylaşarak şunları söyledi:

"İstanbul- Ankara uçuşunu yapmakta olan TK2108 sefer sayılı Boeing 777-300 uçağımız pist başı için taksi yaparken büyük bir gürültüyle sarsıldı. Sağ kanadımız pist kenarındaki bir kuleye çarpmış. Büyük hasar var. Hayatımda böyle bir şeye şahit olmadım. Uçak değiştiriyoruz.

Bu noktada kulenin işi ne? Kule varsa bu kadar geniş uçak niye bu yoldan piste bağlanıyor? Karışık ve ciddi bir mesele ama terminal (İstanbul Havaalanı) hatası mı pilotaj mı bilemiyorum. Öğrenirsem paylaşacağım."

İSTANBUL HAVALİMANI PERSONELİ UYARDI

Tartışmaların gölgesinde 29 Ekim’de faaliyete geçen İstanbul Havalimanı’na rüzgâr nedeniyle 8 uçak 17 Mayıs’ta inemedi. Yapım sürecinde çevrecilerin, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin itirazına rağmen “yetiştirilen” havalimanının terminal kısmında da birçok sorun bulunduğu belirtiliyor. Başka bir havalimanından İstanbul Havalimanı'na transfer olan personel, rüzgâr nedeniyle uçakların inememesinin dışında daha pek çok sorunun yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Havalimanındaki restoranların tavanlarında kedi yolu olarak adlandırılan yolların olmadığını, bu nedenle biriken yağların temizlenemediğini söyleyen çalışan yangın riskine dikkat çekerek, "Daha önce geldiğim havalimanı 30 yıllıktı ama bundan daha iyi işliyordu" dedi.

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre, daha önce başka bir havalimanında çalışan ve İstanbul Havalimanı’na transfer olan bir personel havalimanının içerisindeki eksiklikleri anlattı. Yeni havalimanının AVM bölümünde, gıda sektörüne bağlı bir şirkette çalışan personel isminin yayınlanmasını “işten atılma riski” nedeniyle istemedi. “Ben başka bir havalimanından buraya sıfır yapılı olduğu, her şeyin mükemmel olacağı, diğer havalimanlarından ders çıkarılacağı ve daha iyisinin yapılacağını düşünerek geldim. Daha önce geldiğim havalimanı 30 yıllıktı ama bundan daha iyi işliyordu” diyen personel, “İstanbul Havalimanı’nda çalışmaya başladığın için pişman mısın?” sorusuna “Kesinlikle pişmanım” yanıtını verdi.

Havalimanındaki restoranlarda kedi yolu olmaması nedeniyle yangın ihtimalinden personellerin ulaşımını sağlayan servis sorununa, işletmelere kesilen cezalardan mal kabul sırasındaki güvenlik açığına kadar terminal içerisinde yaşanan sorunları anlatan personel kısaca şunları kaydetti:

"YALNIZCA MERDİVENLE ULAŞILABİLEN YERLER TEMİZLENİYOR"

İstanbul Havalimanı’ndaki restoranların her birindeki alevli ocakların üzerinde davlumbazlar bulunuyor. Bu davlumbazlar küçük kanallarla büyük baca kanalına bağlanıyor. Restoranın üstüne çıkılıp ciddi miktarda biriken yağların kimyasallarla temizlenmesi gerekiyor. Tavanda normalde profilden döşenmiş aralıklı şekilde basarak yürünebilecek kedi yolu diye tarif edilen yollar olması gerekiyor. Fakat İstanbul Havalimanı’nda kedi yolu yok ve temizlenmeyen yağlar nedeniyle yangın çıkabilir. Kedi yolu olmadığı için temizlik görevlileri sadece merdivenle ulaşabildikleri yerleri temizliyor.

Peki bu bacalar temizlenmediğinde ne oluyor? Fast food diye tabir edilen yiyecekleri satan firmaların alevli ızgaralarını herkes bilir. Baca yoğun kullanımda ısınmaya başlıyor. Sürekli ısınıyor ve buna bağlı olarak bacanın içerisinde biriken yağ da ısınıyor. Izgaralardaki alev sıçradığında biriken yağı yakabiliyor. 2016 yılında Antalya Havalimanı’nda bu sebeple yangın çıkmıştı.

"KONTROLSÜZ ŞEKİLDE MAL GİRİYOR"

Bu havalimanından çok daha küçük havalimanlarında mal kabul sistemi daha düzgün çalışıyor. Mal kabul için güvenlikli tedarikçi uygulamaları var. Firmalar kendi envanterlerini bunlarla paylaşıyor ve bunlar aracılığıyla gelen mallar hızlı bir biçimde X-Ray cihazından geçiyor ya da geçmiyor. Diğer havalimanlarında bu X-Ray’ler 2 metreye 1.5 metreye yakın oluyor ve büyük paletler bunlara sığıyor. İstanbul Havalimanı’nda mal kabul alanlarındaki en büyük X-Ray 1.5 metre bile değil. Gelen paletler parçalanıyor ve ürünler tek tek bölünerek cihazlardan geçiriliyor. Normalde düzgün çalışan bir sistemde 2 saat sürecek bir mal kabul süreci burada 6 saat sürüyor. Mecburuz ve bunun altından kalkmaya çalışıyoruz. Mecburen X-Ray’e sokulmadan geçilen ürünler de oluyor. Bir palette kapalı şekilde 30 koli varsa 2 tane numune cihaza atılıyor, diğerleri pas geçiliyor. Bu yapılan şu demek, Gümrüklü bölgeye kontrolsüz şekilde malzeme sokuluyor.

"SAĞLIK GÖREVLİLERİ TARİF EDİLEN YERİ BULAMIYOR"

Bir yolcu bizim çalıştığımız yerin yakınlarında fenalaştı. Sağlık yardımı yapan görevlileri aradık. Bizler mimarı projedeki kodlarla alanı tarif ediyoruz. Tarif ettiğimiz yeri ısrarla anlayamadılar. Aynı mağazalardan bir sürü olduğu için sağlık görevlileri tarif edilen yeri bulamıyorlar. Ayrıca mesafeler o kadar uzun ve yollar o kadar karışık ki x yerdeki kazaya yarım saatten önce müdahale etmelerinin imkanı yok. Çünkü tek bir noktada sağlık birimi var. Bu görevliler oradan elektrikli araçlarla yola çıkıyorlar ve en uzaktaki noktaya 20 dakikadan kısa sürede ulaşmalarının imkanı yok. Biz aradığımızda orada birisi kalp krizi geçirmiş olsaydı kesinlikle yaşamını yitirmişti.

Havalimanındaki bütün firmalar mart ayının ortasından bu yana çok sayıda kişiyi işe alıyor. Bu personelin havalimanına ulaşımını sağlayan da sadece bir servis firması bulunuyor. Personel sayısı o kadar çok arttı ki personellerin bir çoğu yolda kaldı. Çünkü araçlar doldu. Firmanın elinde yeni araç olmadığı için personeller Havabus’la getirildi. İnsanlar işlerine sürekli geç kalıyordu. Tek bir servisçi üç vardiyayı da çekiyor ve asla izin yapmıyor. Haftanın yedi günü aralıksız çalışıyor. Örneğin firmalar Ümraniye’de oturan çalışanı için bin Tl, Arnavutköy için 650 Tl ödüyor.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER