Durakoğlu, KRT'de "Hukuktan kopuk bir kararla karşı karşıyayız. Hayatımda ilk defa bir kararın gerekçesini görmek istemiyorum çünkü o gerekçeyi biliyorum. Aslında seçimin değil kararın şaibeli olduğunu görüyoruz. Bana kimse 23 Haziran seçiminden sonra 25 Ağustos'ta bir seçim daha yapılmayacağını anlatamaz. Sandık seçebildiği kadar değiştirebiliyorsa bir demokrasi enstrümanıdır. Bizim demokrasimiz şu anda geldiği nokta itibari ile YSK'nın kararıyla, değiştirebilme yeteneğini kaybetti. Şimdi ne pahasına olursa olsun bunu kazanmamız gerekiyor. Aksi takdirde bu ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değil" ifadelerini kullandı.
İstanbul Barosu da, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimini iptal etmesi ve Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının geri alınması sonrası olağanüstü toplandı.
Toplantıdan sonra baronun resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada şunlar kaydedildi:
"İstanbul Barosu olarak; Yüksek Seçim Kurulu tarafından 06.05.2019 tarihinde ‘İstanbul Seçimlerinin Yenilenmesi’ yönünde verilen kararın, hukuki dayanağı olmayan ve YSK'nın içtihatlarıyla çelişen bir nitelik taşıdığı kanısındayız.
Bu kararın, hukuksal yorum ve düşüncelerle temellenmek yerine, özellikle de siyasal iktidarın baskılarıyla biçimlendiği son derece açıktır. Baromuz, kararın gerekçesini irdeleyerek hukuksal bir tahlile tabi tutulmasını gereksiz bulmaktadır. Kararı veren kurulun böyle bir saik taşımadığı açık iken, hukuk kurumumuza özgü ciddiyetimizi bu alana yöneltmeyi doğru bulmamaktayız.
'BU TERCİH AÇIK BİR JÜRİSTOKRASİ GÖSTERGESİ'
Bu nedenle, süreç itibariyle ifade edilebilir ki, bu seçimin kendisi değil, iptal kararı şaibelidir. Ancak açıkça vurgulamalıyız ki bu karar, basit bir ‘seçim yenileme’ kararı değil, demokrasimize ilişkin geleceğimizi şekillendirecek denli köklü sonuçları doğuracak nitelikteki bir tercihtir.
Bu karar ile açıkça görülmüştür ki, demokrasinin en temel güvencesi konumunda bulunan sandık, ‘değiştirebilme yeteneğinden’ yoksundur. Oysa sandık; sadece ‘seçebildiği’ takdirde değil, onunla birlikte ‘değiştirebildiği’ takdirde bir demokrasi enstrümanı olabilir. Bu karar, sandığın değiştirebilme gücünün yok edildiği bir ortamı oluşturmaktadır.
Siyasal düzenin bu denli antidemokratik biçimde değişiminin sonucunu doğuran bu tercih, açık bir jüristokrasi göstergesidir. Halka hesap verme kaygısı olmayan ve siyaseten sorumsuz konumda bulunan yargıçların öznel yorumları ile biçimlenen bu yöntem, oligarşik bir yönetimin de teminatı olacaktır. Bu gidişata ilişkin kaygılarımız nedeniyle, demokrasimize sahip çıkmak üzere 23 Hazirana kadar etkin bir tavır sergilemek kararındayız.
'SANDIK EĞİTİMLERİ YAPILACAK'
Bu çerçevede Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95. Maddelerinin yüklediği sorumluluğun gereği olarak, 23 Haziran'da seçimin hukuk güvenliğini sağlamak üzere aşağıdaki etkinlik ve eylemler planlanmıştır:
-İstanbul Barosu, Türkiye'deki bütün avukatlara çağrı yaparak, bir yandan toplumun bilinçlendirilmesinde diğer yandan da 23 Haziran günü hukuk güvenliğinin sağlanmasında katkı talep edecektir. Şimdiye değin ‘her okula bir avukat’ arayışında yaptığımız çalışmaları, ülkemizin her yanından katkı verecek meslektaşlarımızla birlikte, bu kez ‘her sandığa bir avukat’ hedefi ile sürdürmeyi planlamaktayız.
-Bu amaçla Baromuzun Galata'daki Kültür Merkezi, ‘İstanbul Barosu Seçim Hukuku Üssü' olarak konumlandırılacak, bir yandan seçim sürecinde yaşanacak ihlallere hukuki yardım için meslektaşlarımız örgütlenecek, diğer yandan da seçim hukuku bağlamında yardım sağlayacak uzmanların çalışmaları ve sandık eğitimleri yapılacaktır.
-İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) ile Sendikalar ve Sivil Toplum Örgütlerine çağrı yapılarak, demokrasi için dayanışma sağlanacak ve ortak etkinlikler planlanacaktır.
'DEMOKRASİ İÇİN DAYANIŞMA NÖBETLERİ TUTULACAK'
-İstanbul'daki billboardlarda seçime yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılacaktır.
-İstanbullu seçmenlerin 23 Haziran’a yönelik iradelerinin sandığa kusursuz yansıması hedefine yönelik her türlü basın ve iletişim etkinlikleri sergilenecektir.
-İstanbul Barosu Merkez Binası önünde 23 Haziran'a kadar her gün 20.00-21.00 saatleri arasında YSK iptalinin hukuksuzluğunun sergilenmesi ve meslektaşlarımız arasında dayanışma oluşturulması için ‘demokrasi için dayanışma nöbetleri’ tutulacaktır.
Süreç içinde meydana gelebilecek gelişmeler konusunda yeni etkinlikler planlanabileceği gibi, bu yeni etkinlikler de ayrıca meslektaşlarımıza duyurulacaktır. İstanbul Barosunun tarihsel köklerinden kaynaklanan mücadele geleneği, özünde demokrasi ve hukuk devletinden beslenmektedir. 23 Haziran seçimlerinin, İstanbul'a Belediye Başkanı seçmenin ötesinde anlamlar taşıdığına dair inancımız, bizi demokrasi mücadelesine mecbur bırakmaktadır. Bu mücadeleyi, son nefesimize kadar sürdüreceğiz."