Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, Gazze'deki Filistinlilere soykırım yaptığı gerekçesiyle İsrail aleyhinde açtığı dava Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda bugün görülmeye başlandı.
Hollanda’nın Lahey kentindeki Barış Sarayı’nda (Vredespaleis) yerel saatle 10:00’da başlaydı.
Güney Afrika Cumhuriyeti öncelikli olarak, İsrail'in Gazze'deki tüm askeri operasyonlarının derhal askıya alınması için, ihtiyati tedbir kararı verilmesini istiyor. Yüksek Mahkeme öncelikli olarak bu talebi ele alacak.
Cuma günü de, İsrail, hakkındaki suçlamalara ilişkin sözlü savunma yapacak.
Güney Afrika devletinin hukuk ekibi adına açılışta söz alan avukat Adila Hassim, İsrail'in Yahudi Soykırımı'ndan sonra kabul edilen 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini, "soykırım tanımına uyan sistematik eylemlerde" bulunduğunu söyledi.
'NEKBA 1948'DEN BERİ SÜRÜYOR'
Filistin halkının İsrail tarafından 1948'den bu yana sistematik biçimde ve zorla mülksüzleştirildiğini, yerinden edildiğini ve parçalanarak sömürgeleştirildiğini söyleyen Hassim, Güney Afrika'nın devam eden Nekba'yı tanıdığını vurguladı. Hassim, İsrail'in Filistinlileri, uluslararası alanda kabul edilmiş olmasına rağmen geriye dönüş hakkından mahrum bıraktığını söyledi. İsrail'in ayrımcı yasalar, politikalar ve uygulamalardan oluşan kurumsal bir rejim kurarak Filistin halkını apartheid'a maruz bıraktığını belirten Güney Afrikalı avukat, "On yıllardır yaygın ve sistematik biçimde devam eden dokunulmazlık, İsrail'i Filistin'deki insan hakları ihlallerini tekrar etmek ve yaygınlaştırmak konusunda cesaretlendirdi" dedi.
'GIDA BULMAK İÇİN SIĞINDIKLARI YERLER BİLE VURULDU'
İsrail'in 25 yıldır apartheid, 56 yıldır işgal ve Gazze'de 16 yıldır abluka uyguladığını söyleyen Hassim, Gazze'yi yok etme niyetinin İsrail devletinin en üst seviyelerinde görüldüğünü vurguladı. Konuşmada, İsrail'e yönelik soykırım suçlamasının kanıtları arasında Filistinlilerin hayatta kalmak, gıda ve su bulmak için sığındığı hastanelerin, camilerin ve kiliselerin de bombalanması; İsrail'in tahliye rotası üzerinde kaçmaya çalışan kişilerin de hedef alınması; toplu mezarların oluşmasına yol açacak sayıda insanın öldürülmüş olması sıralandı.
'NESİLLERDİR VAR OLAN YÜZLERCE AİLENİN HİÇBİR FERDİ KALMADI'
İsrail'in 7 Ekim sonrasındaki sadece ilk üç hafta boyunca her hafta başı 6 bin bomba kullandığı, Filistinliler için güvenli olduğunu belirttiği güney Gazze'ye de en az 200 kez yaklaşık 900 kiloluk bombalar attığı, 1800'den fazla Filistinli ailenin çok sayıda üyesini kaybettiği, nesillerdir var olan yüzlerce ailenin geride hiçbir ferdinin kalmadığı belirtilerek, yeni doğan bebeklerin bile öldürüldüğü vurgulandı.
NETANYAHU, HERZOG VE GALLANT'IN AÇIKLAMALARI HATIRLATILDI
Güney Afrika, aralarında Başbakan Benjamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un da bulunduğu üst düzey yetkililerin Filistinlileri "İsrailoğullarının düşmanı Amaleklere" benzeten, "insansı hayvanlar" olarak niteleyen açıklamalarını da hatırlattı.
'GAZZE'DEKİ FİLİSTİN YAŞAMINI DÜŞMAN OLARAK GÖRÜYORLAR'
Avukat Tembeka Ngcukaitobi de, "İsrail'in Gaze'de Filistinlilere karşı soykırım niyeti var. Bu, askeri saldırının hayata geçirilme biçiminden açıkça anlaşılıyor. Bu niyet, düşmanın sadece Hamas olmadığı, aynı zamanda Gazze'de Filistinlilerin hayatının dokusuna işlediği inancına dayalı" dedi.
DURUŞMA CANLI YAYINLANIYOR
Soykırım davasının bugünkü duruşmasında, Güney Afrika'nın Gazze'deki saldırıların durdurulması için ihtiyati tedbir talepleri dinlenecek, yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak. Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan Divan'da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlanıyor.
Güney Afrika, 29 Aralık’taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.
Güney Afrika'nın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail’in, Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan'a düzenli rapor sunması yer alıyor.