T24'ten Sibel Yükler'in haberine göre, 2012 yılında “depreme dayanıksız” raporu verilen, buna rağmen yıkılmayan, depremde onlarca kişinin hayatını kaybettiği İskenderun Devlet Hastanesi’nin zemin numunelerinde çakıllı kum, yeraltı suyu ve zemin sıvılaşmasına rastlandı. 80’den fazla insanın öldüğü binanın kolon ve kirişlerinde dere ve çay malzemesi bulundu, üst kat kolonlarında demir çapının düşürüldüğü tespit edildi. Babası ve kardeşinin yıkılan binada kaybeden Raif Şanlı ise “depreme dayanıksız” raporuna rağmen 11 yıl boyunca önlem almayan sorumlular hakkında “kasten öldürme” suçlamasıyla şikâyetçi oldu. Savcılığın da bu doğrultuda sorumluların ifadelerini alması bekleniyor.
Geçmiş yıllarda Sosyal Sigortalar (SSK) Hastanesi ve İskenderun Körfez Devlet Hastanesi olarak hizmet veren İskenderun Devlet Hastanesi’nin 1968’de hizmete açılan A Blok binası, 2012 yılında “depreme dayanıksız” bulundu. O dönem hazırlanan 46 sayfalık teknik raporun sonuç bölümü, hastanenin resmi internet sitesine de konuldu. Sitede, “Doğu Akdeniz Bölgesinin Öncü Hastanesi” sloganıyla paylaşılan tanıtım sunumunun son sayfasında, “2012 yılında hastanemiz A bloğunda yapılan ‘Deprem Dayanıklılık Test’ raporu olumsuz gelmiştir” denildi.
16 ADET KAROT, 40 ADET DEMİR ÖRNEĞİ İNCELENDİ, STATİK PROJEYE RASTLANMADI
Depreme dayanıksız bulunan A Blok, 6 Şubat’ta yıkılarak 80’den fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, savcı eşliğindeki bilirkişi heyeti 18 Şubat’ta hastane enkazına giderek inceleme yaptı.
İki mimar, iki jeoloji yüksek mühendisi ve bir inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan keşif ve ön inceleme raporunda, davaya konu 2595 ada 6 parselde A bloka dair 14 karot ve 40 adet demir örneği ile 6 adet zemin numunesi incelendi.
DERE VE ÇAY MALZEMESİ KULLANILDI, KOLONLARDA DEMİR ÇAPI DÜŞÜRÜLDÜ
Rapora göre, bodrum katta nervürsüz demirler bulunurken, enkaz halinde bulunan üst katlara ait kolonlarda ise demir çapının düşürüldüğü tespit edildi. Bilirkişi raporunda, yıkılan binanın kolon ve kirişlerinde dere ve çay malzemesi kullanıldığı tespit edilerek, “Kolon, kiriş ve tabliyelerde kullanılan dere, çay malzemesi ve 2,5 cm ebatlarından büyük agregalar gözlenmiştir” denildi.
Bodrum kat üzerindeki enkaz alanında güçlü kiriş zayıf kolon tespit edilen raporda, bodrum kat üzerinde yumuşak kat oluşumu olabileceği ihtimaline de yer verildi.
ZEMİNDE ÇAKILLI KUM, YERALTI SUYU VE SIVILAŞMAYA RASTLANDI
Binanın ön bahçesinde açılan iki adet araştırma çukurundan alınan 4 adet zemin numunesi ile 2 adet şahit numunesinden oluşan 6 adet torba numuneyi de inceleyen bilirkişi heyeti, numunelerde çakıllı kum, bitkisel toprak tabakası ve yeraltı suyuna rastladı. Zemindeki ilk gözlemlerde sıvılaşma potansiyeli olabileceğine kanaat getiren bilirkişi heyeti, kesin değerlendirmenin laboratuvarda yapılan deney sonuçlarından sonra belirlenebileceğini belirtti.
Binanın proje dosyasında zemin etüt raporu bulunamadığını da belirten bilirkişi heyeti, soruşturma binasının bulunduğu inceleme alanının alüvyon birimlerden oluştuğunu kaydetti.
EMNİYETE TALİMAT YAZILDI, "DEPREME DAYANIKSIZ" RAPORU İSTENDİ
18 Şubat’ta hazırlanan bilirkişi keşif ve ön inceleme raporu soruşturma dosyasına girdi. Soruşturma kapsamında 4 Mart tarihinde Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’ne talimat yazan başsavcılık, İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilci Yardımcısı Levent Çeliktürk’ün 2012 tarihli tarihinde bilirkişi olarak hazırladığı “Deprem Dayanıklılık Testi”nin de temini talep edildi.
SORUMLU KAMU GÖREVLİLERİ TESPİT EDİLECEK
“Depreme dayanıksız” raporunun talep edildiği soruşturma kapsamında, İskenderun İlçe Kaymakamı, İlçe Sağlık Müdürü, İskenderun Devlet Hastanesi İdari ve Mali İşler Müdürü başta olmak üzere denetim ve tedbir almakla sorumlu kamu görevlileri ve hastane yöneticilerinin kimlik ve iletişim bilgileri de talep edildi.
Müteahhit A.Ö. ile şantiye şefi fenni mesul S.T.’nin de şüpheli olarak ifadesinin alınacağı soruşturma kapsamında, kolon kesme, kaçak kat çıkma gibi işlemlerin yapılıp yapılmadığının da araştırılması istendi.
KISMİ FELÇLİ BABAYA OĞLU REFAKAT EDİYORDU
Soruşturma kapsamında 6 Şubat’taki yıkılan binada hayatını kaybedenlerin yakınları da dosyaya vekalet sunmaya başladı. Yıkılan binada hayatını kaybeden 76 yaşındaki Raif Şanlı ile 46 yaşındaki oğlu Özcan Şanlı’nın yakınları da savcılığa gitti.
11 yıl önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle sol tarafından kısmı felçli olan Raif Şanlı, düşme sonucu 4 Şubat günü oğlu Bircan Şanlı tarafından Arsuz’dan İskenderun Devlet Hastanesi acil servisine götürülmüştü. Tomografi çekildikten sonra beyin cerrahının görmesi için nöroloji servisinin 325 numaralı odasına yatışı yapıldı. İlk gece, hastaneye götüren oğlu Bircan Şanlı yanında kaldı. 5 Şubat günü ise refakat için bu kez diğer oğlu Özcan Şanlı Adana’dan İskenderun’a yanına geldi. Bircan Şanlı ise kardeşi gelince akşama doğru hastaneden ayrıldı.
"RAPORA RAĞMEN KASTEN ÖLDÜRME"
Raif Şanlı ve oğlu Özcan Şanlı, 6 Şubat’taki depremde binanın yıkılmasıyla enkaz altında kaldı. Cenazeleri ancak ertesi gün 7 Şubat’ta öğleden sonra enkazdan çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, avukatı Şahap Arpacı eşliğinde 16 Şubat’ta savcılığa suç duyurusunda bulunan Bircan Şanlı, binanın yapımından sorumlu şüphelilerden müteahhit ve şantiye şefi fenni mesul ile “depreme dayanıksız” raporuna rağmen 11 yıl boyunca önlem almayan sorumlular hakkında “kasten öldürme” suçlamasıyla şikâyetçi oldu.
YIKILMAYAN BAŞHEKİMLİK VE POLİKLİNİK BÖLÜMÜ DE AĞIR HASARLI
A Blok’u yıkılan İskenderun Devlet Hastanesi’nin diğer bölümleri de depremlerde ağır hasar aldı. Başhekimlik, poliklinikler, kan alma ve fizik tedavi ünitelerinin olduğu bölümlerin içinde ve dışında yer yer yıkıntılar meydana geldi.