BIST 100 9.550 DOLAR 34,54 EURO 36,01 ALTIN 3.005,46
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

“İşine yarar” safsatası...

Seçime doğru giderken, gereksiz biçimde “iktidarın nelerden yararlanabileceği” hesaplarına boğulan muhalefetin yaptığı birinci hatayı, Pazartesi gününün ilk yazısında dile getirmiştim.

Şu mahut “mağduriyet anlamına gelebilecek şeylerden kaçınalım. Gerekirse, anayasayı ve yasaları ihlal etmesine göz yumalım. Sorun çıkarmayalım. İtiraz etmeyelim. Ağlamasın. Mağduru oynayıp oy devşirmesin” abukluğundan söz etmiştim.

Bu kez, muhalefetin ve onların etkisinde kalan geniş kitlelerin içine düştüğü bir başka yanılgıya dikkat çekmek istiyorum. Aslında bu iş yeni de değil. Geçmişten beri kullanılan ve haksız yere bir “klişe” haline getirilen şu “Dışarıdan eleştiri geldiğinde, oyu artar” söylemi.

İktidar ne zaman sıkıntıya düşse, ne zaman başarısız olsa, ne zaman sorunların altında ezilse, “dış basında aleyhinde çıkan bir haber veya yorum üzerinden mağduriyet devşirip içeride puanlarını artırıyor” algısı. Neymiş efendim? “The Economist, kendisinden otoriter lider diye söz edince, oy tabanında saflarını sıklaştırıp, puanlarını doğrultuyormuş” Neymiş efendim? “Dışarıda Türkiye veya İslam karşıtı bir gösteri yapılsa, teröristler Türkiye aleyhine bir eylem yapsa, içeride iktidarın işine yarıyormuş...”

Nasıl bir mantıktır bu?

Yani, bu ülkede ekonomik sıkıntılar altında inim inim inleyen, tarihinin en büyük buhranından “anası ağlayan”, antidemokratik uygulamalarla ezim ezim ezilen insanlar, yabancı ajanslardan gelecek “Erdoğan’ı filanca ülkede eleştirmişler. O zaman her şeyi unutup, bir yana bırakıp etrafında toplanalım. Cumhurbaşkanımızı yedirmeyelim” diyecek... Öyle mi?

Siz bu ülke halkını, beyinsiz ya da aptal yerine mi koyuyorsunuz?

Böyle bir aşağılamayı nasıl yapabilirsiniz? Dışarıdan gelen eleştiri, nasıl olup da, insanların oy tercihlerini bir anda ters yönde etkileyebiliyormuş? Bunu hangi bilimsel veriye dayandırıyorsunuz?

Cumhuriyet tarihinin en başarısız, halkına en fazla eziyet ve zulmü layık gören, en fazla fakirleştiren, her alanda bu ülkeyi en fazla geri götüren, her türlü lig sıralamasında “küme” düşüren bir iktidar, İngiltere’de, Fransa’da iki tane aleyhine makale çıktı diye, İsveç’te Finlandiya’da iki tane terörist miting yapıldı, 1 kukla yakıldı diye, bunun üzerinden “puan kazanacak”... Öyle mi?

O zaman hiçbir iktidar hiçbir dönem seçim kaybetmez.

Yolla üç tane provokatör, gösteri düzenlesinler, kutsal kitap yaksınlar, 3 puan oradan. Zaten doğal olarak Batı ülkelerinde bu ülkenin demokrasisi ve hak ihlalleri sürekli eleştirilir. 3 puan da oradan devşir. Son gün iki tane aleyhte karikatür yayınlat uyduruk bir İzlanda gazetesinde. Tamam... Seçim garanti!

Var mı öyle bir şey?

Bu tür abukluklara angaje olan bir muhalefet seçim meçim kazanamaz. Benden uyarması.

“Anayasayı ihlal etmesine göz yumalım... Aman dışarıdan bir eleştiri gelmemesi için duacı olalım... Seçimi o zaman kazanalım” mantığı ile sandığa gideceksek... Son çıkan ışıkları söndürsün, hanımlar beyler.