Yarı resmi Fars Haber Ajansı'na göre, Tahran'ın kuzeybatısındaki Kazvin eyaletinde düzenlenen gösterilerde eylemciler, sokaklardaki çöp konteynerlerini ateşe vererek, ülke liderlerinin aleyhinde sloganlar attı.
Göstericilerden bir kısmının ise caddedeki polise ait bir minibüsü ve bir otomobili ateşe verdiği belirtildi.
Haberde, motosikletli devriyelerle olay yerine gelen polis ve rejim yanlısı Besic üyelerinin cop ve biber gazı kullanarak protestocuları dağıttığı ve birçok kişinin de gözaltına alındığı aktarıldı.
Sosyal medyada yayılan görüntülerde güvenlik güçlerinin eylemcilere ateş açtığı anlar da yer aldı.
Reşt kentinde düzenlenen gösteriler sırasında da polis ve eylemciler arasında şiddetli arbede yaşandı. Bazı göstericilerin 2 banka şubesini tahrip ettiği ve İmam Musa Kazım Cami'sini de ateşe verdiği görüntüler yayınlandı.
Görüntülerde, eylemcilerin bir polis aracını ateşe verdiği ve bir ambulansı tahrip ettiği de yer alıyor. Sosyal medyadaki aktivistler ise gözaltına alınarak ambulansın içerisinde bekletilen göstericilerin kurtarıldığını öne sürdü.
Öte yandan İran resmi haber ajansı IRNA, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zincan, İlam, Hemedan gibi bir çok kentte gösteriler yapıldığını ve Meşhed'de protestocu bir grubun bir otomobili ve bir polis memurunu ateşe vermeye çalıştığını yazdı.
Sosyal medyada de eylemlerle ilgili birçok kentten paylaşılan görüntülerde ise güvenlik güçlerinin göstericilere sert şekilde müdahale ettiği ve çok sayıda göstericinin gözaltına alındığı görüldü.
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.
Mahsa Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında Tahran ve ülkenin batısındaki kentlerde protesto gösterileri başlamıştı. Kürdistan eyaleti Valisi İsmail Zareikuşa, gösterilerde 3 kişinin hayatını kaybettiğini belirtmiş ancak bu kişilerin güvenlik güçleri tarafından değil, "provokatörler" tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti.