Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

“İnsanı anlamak mitlerin sesine kulak vermekten geçer”

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Misi Akademi’de "Mitoloji: Hayatımıza Yön Veren Söylenceler" atölyesinin yürütücülüğünü yapan arkeolog ve yazar İsmail Gezgin, mitosların, insanlığın bugüne gelişinin öyküsünü verebilecek kültürel zenginlikler içeren, hatta hayatı şekillendiren, kültürün taşıyıcısı olduklarını söyledi. Gezgin “İnsanı anlamak mitlerin sesine kulak vermekten geçer” dedi.

Misi Akademi çatısı altında farklı okuma ilgilerine yönelik olarak atölyeler düzenleyen Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü, bu defa mitolojiye ilişkin atölye düzenledi. Arkeolog ve yazar İsmail Gezgin’in yürütücülüğünde düzenlenen "Mitoloji: Hayatımıza Yön Veren Söylenceler" başlıklı atölye büyük ilgi gördü.

Çevrimiçi düzenlenen ve iki gün süren atölyeye Bursa ve farklı illerden katılım oldu. Gezgin atölyede, katılımcıları, insanın evreni, kendini ve yaşamı nasıl tanımladığını gösteren mitler eşlinde bir yolculuğa çıkardı.

Mitosların, anlamsız, boş zamanlarda anlatılmak için uydurulmuş fantastik ürünler olmadığını anlatan İsmail Gezgin, “Mitoslar, İnsanlığın bugüne gelişinin öyküsünü verebilecek kültürel zenginlikler içeren, hatta hayatımızı şekillendiren, kültürün, anlamın taşıyıcısıdırlar” dedi.

“İnsan hem mitolojik hem de mitojeniktir” diyen İsmail Gezgin, “İnsan kendi söylencesinin kahramanıdır. Her anlatıda insanlığını sorgulamakta, varlığını anlamlandırmakta, insanlığını inşa etmekte ve dünyadaki yaşamını anlamlı hale getirmektedir. İnsanı anlamak mitlerin sesine kulak vermekten geçer. Binlerce yıl sonra bile mitler en temel soru olan ‘İnsan nedir?’ sorusuna yanıt arar” dedi.

Bütün mitlerin herkesin hemfikir olduğu soruya, yani ‘İnsan nedir?’ sorusuna cevap verdiğini ifade eden İsmail Gezgin, “ ‘İnsan nedir’ sorsuna cevap vermek için önce evreni açıklamak gerekiyor. İnsanın dille tanışması özellikle de simgesel dille tanışması, insanın bilincini parçalamış; bilinç ve bilinçdışı diyebileceğimiz iki kavrama sürüklemiş. Ayın görünen bir yüzü ve karanlık yüzü var ya işte bizim bilincimizin de karanlık yüzü oluşmuş” diye konuştu.

Bilinçdışının, insan üzerindeki etkilerinin çok enteresan olduğunu anlatan Gezgin, rüyaların bireysel bilinçdışının ürünü olmadığını da vurguladı.

Mitlerin, doğanın bir parçası olarak çevresiyle etkileşiminin insandaki dilsel yansımaları olduğunu ifade eden İsmail Gezgin, “Onun doğa üzerinde kurmaya çalıştığı hâkimiyetin öyküleridir. Bu anlamıyla mitler, insanın kendini inşasında kullandığı, kendisi tarafından yaratılan yapı taşlarıdır. İnsan nedir? sorusuna verilecek yanıtların toplamıdır. İnsan kendi anlatısıdır; onun bedeni, dünyası, yaşamı ve kültürü hem ürettiği hem de içinde rol aldığı mitler ve masallarda varlık bulur” diye konuştu.

İnsanların ürettiği ortak mitler olduğunu anlatan Gezgin, “ Gılgamış Destanı bunlardan biri. Ortak olaylar, ortak figürler yaratmış bütün dünya insanları, özellikle uygarlıkla karşılaşan insanlar. Uygarlaşmış toplumlarla uygarlaşmamış toplumların ürettiği mitler arasında da büyük farklar vardır” diye konuştu.

Ortak mitler olan Gılgamış Destanı veTufan Hikayesini de anlatan Gezgin, bu mitleri katılımcılarla yorumladı. Gezgin atölyenin son bölümünde katılımcıların sorularını da yanıtladı.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER