Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

İMO'dan 'Bozkurt' raporu...

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi’nin, Kastamonu Bozkurt’taki sel felaketinin yarattığı sonuçlara ilişkin değerlendirme raporunda ihmaller zinciri sıralandı. Raporda, “Kentleri yap-boz tahtasına çeviren plansızlık ve kentsel altyapı sisteminin geliştirilmemesi yaşadığımız su baskınlarının temel nedenidir” denildi.

İnşaat Mühendisleri Ankara Şubesi, Kastamonu’nun Bozkurt İlçesi’ndeki sel felaketine ilişkin değerlendirme raporu yayınladı. Raporda; yıkımların çarpık kentleşme ve plansızlıkla ilgili olduğu vurgusu yapıldı ve altyapı, ulaşım ve imara ilişkin sorunların bütünlüklü planlarla çözülebileceği belirtildi. Raporda, şu değerlendirmeler yapıldı:

“HALKIN VERGİLERİYLE YAPILAN YATIRIMLAR CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAYI GÖZETMELİDİR”

“Kentleri yap-boz tahtasına çeviren plansızlık ve kentsel altyapı sisteminin geliştirilmemesi yaşadığımız su baskınlarının temel nedenidir. Halkın vergileriyle yapılan yatırımların, öncelikli olarak kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerini sağlamayı gözetmesi gerekmektedir.”

Raporda, şu tespitler yapıldı:

“-Doğa kurallarını hiçe sayan, bilime ve bilgiyi göz ardı eden, ranta dayalı plansız yapılaşma

-Taşkın hesaplarına göre boyutlandırılmayan köprüler ve dere yatağı içerisine yapılan yapılar

-Akarsu havzalarının üst kotlarında rusubat tutucu, doğa dostu yarı geçirgen (balık geçişine uygun) tersip bentlerinin yapılmaması ve diğer havza koruyu önlemlerin alınmaması

-Taşkın koşullarını gözetmeden, mühendislik hesaplarına dayanmadan yapılan ve taşkın debilerinin altındaki bir akışta yıkılan yaya köprüsü

-Havzaları bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmeyen, tüm risklerin toplu etkisini göz ardı eden su ve afet yönetimi anlayışı

-Devletin kendi kurumlarının yaptığı çalışmaların sadece öngörü ve tespit aşamasında kalması, risklerin tanımlanmasına rağmen riskleri azaltıcı önlemelerin alınmaması, imar planlarının ortaya konan bilimsel gerçeklere göre değil, ranta göre yapılması

-Taşkın riskinin yönetilemeyerek, taşkın erken uyarı sistemi ve tahliye planlarının hayata geçirilmemesi sonucu oluşan zararın felaket düzeyine gelmesi.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER