Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

İmamoğlu’ndan Kanal İstanbul çıkışı

Dünya Su Günü etkinliğine katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesine dikkat çekti. İmamoğlu “Burası çölde bir şehir kurma projesi değil. Burası İstanbul” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle İSKİ tarafından düzenlenen “Suyun Değeri” temalı afiş yarışmasını kazanan öğrencilere ödüllerini takdim etmek üzere düzenlenen törene katıldı. Ekrem İmamoğlu ödül töreninde yaptığı konuşmada yapımı yılan hikayesine dönen Melen Barajı ve tartışmalı proje Kanal İstanbul konusunda önemli mesajlar verdi.

MELEN’İN SIKINTILI BİR GELECEĞİ VAR

Sözcü’den Özlem GÜVEMLİ’nin haberine göre, İmamoğlu, İstanbul’un suyla mücadelesinin Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden beri asırlardır sürdüğünü belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

– Bugün İstanbul’un su konusunda teminatı diye düşünülen Melen’den su, pompalama sistemiyle getirilmeye başlandı ama orada bir barajın varlığıyla ilgili mücadele sürüyor. Biraz da ne yazık ki sıkıntılı bir geleceği var. Belki üç belki beş yıl sürecek bir zaman dilimi içerisinde İstanbul’a oradan su getirebiliyor olacağız. 19-20 milyon arasında bir nüfusa günde 3 milyon metreküp su veriyoruz. Melen'e başlandığında İstanbul'un nüfusu 5 milyon civarındaydı. Başladığı süreçle bugün arasındaki fark dört kat.

EMLAK REKLAMI DİYE ANLATAMAYIZ

AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la pek çok polemik yaşadığı Kanal İstanbul projesine de değinen Ekrem İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

– İstanbul’da 21. yüzyılda küresel ısınmanın hayati olduğu bir dönemde yani birkaç derecenin bizi hangi felaketlerle buluşturacağını tartıştığımız bugünlerde Kanal İstanbul’u tartışamayız. Ya da bir kanalla beraber 150 milyon metrekarelik doğal alanı, tarım alanını, orman alanını yok etmeyi konuşamayız bile. Ya da onun civarına 2 milyonluk yeni bir nüfusu taşıyacak bir şehrin tasarımını, yapımını konuşamayız.

– Bunu gidip bazı ülkelerde emlak reklamı diye anlatamayız. Burası çölde bir şehir kurma projesi değil. Burası binlerce yıllık tarihi olan geçmişten bugüne bize emanet olan nice mücadelelerin verildiği, fethin yapıldığı, işgalden kurtarılan atalarımızın da tarihinde, geçmişinde bize miras olarak emanet ettiği bizim de geleceğe teslim etme zorunluluğunda olduğumuz bir şehirden bahsediyoruz. Burası İstanbul.

DÜNYAYA KARŞI SORUMLUYUZ

– Ben bu kadim kentin belediye başkanı olarak bütün hücrelerimde şunu hissediyorum; dünyaya karşı sorumluyuz. Böyle bir yer burası. Herhangi bir yer değil. Çöl olan bir yarımada 15-20 yılda emlak projesi olarak kurulmuş bir şehirden bahsetmiyoruz. Burası İstanbul.

SU SİYASETİN MALZEMESİ OLAMAZ

– İstanbul’da bazı konular vardı ki siyasetin malzemesi olamaz. Örneğin su onlardan birisidir. Su meselesi, siyasetin bilindik o kaynayan kazanının meselesi olamaz. Suyun yaşaması, varlığı, taşınması için nice insanlar mücadeleler verdi biz de vermeye çalışıyoruz. Yarın bizim de görevimiz bitecek. Başkaları da verecek.

– İSKİ bu şehrin çok kıymetli bir kurumudur. Köklerine dönerseniz, kurumsal izlerini bulamayabilirsiniz ama manevi izleriyle diyebilirsiniz ki 2 bin yıllık bir kurum. Siyasi bir sürecin bir parçası, siyasi bir tartışmanın bir parçası olamaz, olmamalı.

AKLINA ESEN “BUNU YAPMAK İSTİYORUM” DİYEMEZ

– 2009'da yani 12 yıl önce siyasi partilerin oy birliğiyle kabul ettiği master planı, 100 binlik plan diyor ki “İstanbul nüfusu yerleşimi 15 milyonu geçemez.” İstanbul Planlama Ajansı'nın bunun için kurduk. Bu kente aklına esenlerin “Ben şuraya şunu yapmak istiyorum, buraya bunu yapmak istiyorum, şuradan şunu geçirmek istiyorum” diyememesi lazım.

BEDELİNİ GELECEK NESİLLER ÖDER

– Akılla bilimle, toplumla konuşarak yapılması gereken işlerdir, bu işler. Her yapılan bazı görsel yüksek binalar, şunlar, bunlar çok verimlidir, çok iyidir anlamına gelmez. Bedelinin gelecek nesiller öder. Ama maddi, ama manevi, ama doğayla ilgili bedelini gelecek nesiller öder. Bu bakımdan biz bu sorumluluk duygusuyla da görevimizi yerine getirmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

TEHDİTLERİ VATANDAŞLARLA PAYLAŞACAĞIZ

– Her konuyu, her tehdidi vatandaşımızla paylaşacağız, mücadelesini de beraber vereceğiz. Yani bu konu Ekrem İmamoğlu meselesi değildir. Bir yöneticinin, bir zümrenin, bir siyasi partinin meselesi de değil. Doğruyu hep beraber bulma meselesidir. Hep beraber doğruyu bulacağız. O dedi diye doğru ya da bu dedi diye yanlış değil. Doğru nedir? Evrensel değerler üzerinden akılla ve bilimle onu bulacağız. Onu savunacağız ki güzel çocuklarımıza, o sevgili gençlere çok sağlıklı, çok verimli suyu bol, yaşanabilir, yaşam kalitesi yüksek bir kent bırakalım.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER