CHP Emek Büroları ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) iş birliği ile bugün İstanbul'da; “Dijital Emek ve Emek 4.0 Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, dördüncü sanayi devriminin, istihdamı ve iş yapış biçimlerini değiştirdiğini ve sürecin asılında farklı bir yere evrildiğini bildiklerini belirterek, şunları söyledi:
Üretimin bilişim sistemlerine entegre edilmesine dayanan Endüstri 4.0; düşük maliyetli, hızlı ve verimli bir üretim sistemini işaret ediyor. Türkiye bu sürece yalnızca münferit girişimlerle ne yazık ki dahil olmuş durumda. Endüstri 4.0 teknolojilerinin sadece müşterisi değil üreticisi konumuna gelmek için planlamalar yapılması şart. Bu dönüşüm, emeğiyle geçinenler için de riskler barındırıyor. Derinleşen yoksulluk, emekçileri güvencesiz çalışma koşullarına ne yazık ki ülkemizde mahkûm etti. Emekçileri güçlendirecek ve güvencelerini garanti altına alacak politikalar geliştirmek önceliğimiz olmalı. Aynı zamanda, yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı yeni mesleklere de mutlaka başta İstanbul olarak ülkemizde odaklanmak gerekiyor.
EĞİTİM POLİTİKALARIMIZI UYARLAMALIYIZ
Dünyanın bir yandan Endüstri 5.0'a doğru ilerlediğini de görüyoruz. Endüstri 4.0 yerini yeşil ve sürdürülebilir teknolojilere odaklanan yeni bir üretim sistemine bırakıyor. Yeni sistemde rekabetçi olmak hızla ayak uydurmamıza bağlı. Dönüşümün başat karakteristiklerinden biri ise, Emek 4.0 yaklaşımına benzer biçimde endüstriyel dönüşümün toplumsal faydayı artıracak biçimde kurgulanması. Teknolojik dönüşümün gereklerine uygun mesleki eğitim yaşam boyu öğrenme mekanizmalarının da bu anlamda da önemi özellikle büyük kentlerde çok arttırdı. Eğitim politikalarımızı İBB olarak bu dönüşüme uygun hale getirmek olduğumuzun farkındayız.
YENİ EKONOMİNİN İHTİYAÇLARI
Gençler bunu da keşfetmiş durumdadır. Kendi başlarının çaresine tabiri caizse bakmak durumundalar. Pek çok gencin açık liseye yöneldiğini; eş zamanlı olarak kodlama, yazılım gibi eğitimler ile kendilerini geleceğe hazırladıklarını görüyoruz. Bu nedenle sorumluluk alan kurumumuz Enstitü İstanbul İSMEK'in müfredatını geniş çaplı bir yenileme ile onların ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırladık. Dijitalleşen emek piyasalarında istihdam kapılarını açacak eğitimler sunuyoruz. Bugün İstanbul'da her 3 yetişkinden yalnızca 1'i bilgi ve iletişim teknolojileri becerisine sahip. Bu oranı 2050 yılına geldiğimizde gelecek stratejimizin öngördüğü bir biçimde yüzde 90'ın üzerine çıkarmış olmamın yolculuğunu kurgulamaya gayret ediyoruz. İstanbul'un sahip olduğu yüksek genç nüfusu, istihdam piyasası açısından “demografik fırsat penceresi” olarak tanımlıyoruz ve bu potansiyel ışığında gençleri, yeni ekonominin ihtiyaçları olan eğitim, bilgi ve teknolojiyle buluşturacak araçları üretiyoruz.
Zemin İstanbul kurumumuzda, yeni nesil eğitim modellerini odağına alarak yazılımcı ağını güçlendirme, teknoloji alanında farkındalık yaratma, istihdamı hızlandırma gibi amaçlara yönelik ücretsiz eğitimler ve etkinlikleri üst seviyede harekete geçirdik. İBB Veri Laboratuvarını kurduk ve bu veri laboratuvarımızda veri ve yapay zekâ alanında; kurumların, öğrencilerin ve ilgili uzmanların iş birliği yapmalarını, veri odaklı proje çalışmaları gerçekleştirmelerini amaçlıyoruz ve bu yönde yoğun bir mesaimiz var. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü iş birliğinde 6 ilçede kodlama ve programlamadan, mobil uygulama geliştirmeye kadar öğrencilere çok çeşitli yetkinlikleri kazandırıyor ve her yıl binlerce çocuğumuzu misafir ediyoruz. Yine oyun sektöründe nitelikli iş gücü üretmeyi hedefleyen bir merkezimizi kurduk ve Haliç kıyısında önemli bir alanı o boyutta teslim ettik projelerin sonuçlarını görmeye başladığımızı belirtmek isterim. Özellikle oyun girişimlerini destekleyecek bu kuluçka merkezimizde programların hayata geçmesi noktasında girişimcilerimizi destekliyoruz.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE ÜRETİM HAVZASI
İstanbul ekonomi piyasasını, bilgi, teknoloji ve inovasyon ağırlıklı olarak dönüştürmeye başladığımızı duyurmak isterim. Bu kapsamda özellikle yeni planladığımız vizyon 2050 belgemizin de içinde olduğu gelecek stratejisini tasarladığımız İstanbul'un gelecek planı içerisinde Atatürk Havalimanı'ndan başlayarak Ayamama Vadisi boyunca kurmuş olduğumuz İBB Veri Laboratuvarı'nı geliştirerek, Başakşehir'de kurulmasını öngördüğümüz Dünya Veri Merkezi'ne kadar olan aksı Dijital Dönüşüm ve Üretim Havzası olarak planlıyoruz. Tekno-Semt projemizle bu dönüşüm sürecinin yereldeki altyapısını semtlere yayarak sağlayacağız. İstanbul'un yaratıcılık ve yenilikçilik ekosistemini tüm sektörlerle buluşturacak, etkileşim sağlayacak ara yüzleri oluşturacağız.
HER KOŞULDA ADALETİN, EŞİTLİĞİN PEŞİNDE OLACAĞIZ
Bütün bu belirsizliklerine rağmen heyecan verici bir geleceğe doğru hep birlikte yürümenin aslında yolculuğunu İstanbul'da tasarlamak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Her koşulda adaletin, eşitliğin, özgürlüğün peşinde olacağız. Zira bahsettiğim bu kavramlar olmadığı zaman toplumdan yeni nesilden yaratıcılık beklemek hayal olur.
Yaratıcılığın olmadığı yerde de teknolojik gelişmeleri en üst seviyede sağlamak mümkün olmaz. Bu bağlamda yaratıcılığın güçlendiği yaş ortalamasının 33 olduğu İstanbul'da bu genç nüfusun geleceğe en güçlü bir şekilde doğru stratejilerle, doğru sektörlerde ilerlemesini sağlamak bizim en öncü politikalarımızdan birisi olacak. Bu değerli toplantıyı düzenleyerek yolumuzun aydınlanmasına katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum.”