Rize'nin İkizdere ilçesindeki İşkencere Vadisi'nde Cengiz Holding'in yapmak istediği taş ocağına karşı halkın direnişi sürüyor.
Ağaçların kesilmesini engellemek için bölgede nöbet tutan bölge sakinlerine dün kalkanlarla saldıran jandarma 3'ü kadın 4 kişiyi gözaltına almıştı. Jandarmanın vadiye giden tüm patikaları kapattığı ve bölge halkının özel arazilerine de girerek halkın çalışmanın yapıldığı alana çıkmasını engellediği öğrenildi.
Bugün CHP'li milletvekili avukat Mahmut Tanal ile birlikte bölge halkı jandarma karakoluna giderek suç duyurusunda bulundu.
İKİZDERE DERNEKLER FEDERASYONU TEK TEK YANIT VERDİ
Öte yandan İkizdere Dernekler Federasyonu Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş bugün bir açıklama yaparak, Cengiz İnşaat'ın İşkencedere Vadisi'nde yapmak istediği taş ocağıyla ilgili 30 Nisan'da bölgeyi ziyaret eden AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Rize Valisi'nin açıklamalarına tek tek yanıt verdi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Yaklaşık bir aydır Eskencidere Vadisi'nde kurulan direniş çadırı ile taş ocaklarına karşı bir hat oluşturulmaya çalışılmıştır. İnşaat firmasının güvenlik güçlerinin koruması altında, vadide taş ocağı için yol açmaya başlamasına karşı başta Gürdere köylüleri olmak üzere, İkizdere'deki doğal hayatı korumak isteyen vatandaşlarımız bu saldırılara karşı bedenlerini iş makineleri önüne atarak direnmişlerdir. Dokuz gündür süren bu direnişin Türkiye kamuoyunda destek görmesi ve saldırılarda köylülerimizin yaralanması ve gözaltına alınması infial yaratmıştır. Önce 23 Nisan kapanışında sonra da genel pandemi kapanışında inşaat firması, sokağa çıkma yasaklarına rağmen iş makineleriyle vadide ormanı yırtarak ve dereyi kirleterek çalışmaya devam etmiştir. Köylülerimiz onca kısıtlamaya rağmen, Anayasanın 56. maddesinden aldıkları hakla bu talana karşı çıkmıştır.
Yaklaşık bir buçuk yıldır bu haksızlıkları anlatmak ve taş ocağı için alınan bu yanlış kararlardan geri dönülmesini sağlamak için devlet görevlerimizle ve bürokratlarımızla görüşülmek istenmesine rağmen böyle bir kabul gerçekleşmedi.
Sonunda bu çığlık AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Rize Valimiz tarafından ilçemizde 30.04.2021 tarihinde Gürdere ve Cevizli köylülerine 'bilgilendirme' adı altında bir etkinlik düzenlendi. Bu toplantıda köylülerimize verilen bilgilendirme konusunda açıklama yapmak istiyoruz. (Bilgilendirme toplantı bilgileri doğrudan Rizenin Sesi gazetesinden alınmıştır.)
1. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı Rize Milletvekili Hayati Yazıcı: 'Burada çok özel bir taş olduğu kanısına varıldı. Bu teknik bir konudur. Mühendisler araştırdı. Kullanılacak malzemenin nitelikli Bazalt olduğu ve deniz suyuna dayanıklı olacağı ve ağır olacağı bildirilmiş. Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var.'
Doğru Bilgi:
Öncelikle Bazalt hakkında bazı ön bilgiler vermek gerekmektedir. Bazalt, Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği tarafından yapılan tanımlamaya göre; içeriğinde oranca %43-52 arasında silikat (SiO2) içeren ince taneli magmatik bir kayaçtır. Hem kıta hem de okyanus kabuğunda bulunan bir volkanik kaya türü olup ortalama yoğunluğu 3,0 g/cm3'tür. Proje alanı için bu yoğunluk değeri ortalama bir değer ile 2,7 g/cm3 olarak verilmiştir. Bazaltlar diğer birçok kaya türüne göre çok hızlı şekilde ayrışırlar, havada hızlıca oksitlenir, kayayı içinde bulunan demiroksit nedeniyle kahverengiden kırmızı renge dönüştürür Ayrıca kimyasal ayrışma nedeniyle içeriğinde bulunan kalsiyum, sodyum ve magnezyum gibi suda çözünür katyonları serbest bırakır. Dünya'daki en yaygın volkanik kaya türüdür. Türkiye de de yoğun olarak bulunan bazalt, Karadeniz bölgesinde yoğun olarak bulunur.
2. AKP'li Hayati Yazıcı, '97 Hektarlık bir alanda ruhsat alınmış ama 13.45 hektarlık bir yerde çalışılacak. Sizler çevrecisiniz, biz sizden daha fazla çevreci ve yeşilciyiz. Susuz bırakılma endişenizi anlıyorum ama öyle bir şey kesinlikle olamaz. Her şey kontrol altında yapılacak. Azami 20 milyon ton taş taşınarak lojistik dolacak. En fazla 3 yılda tamamlandıktan sonra buradan bir daha taş alınamayacak ve ocak kapatılarak eski haline getirilecek’ dedi.
Doğru Bilgi:
Şimşirlik Köyü sınırları içindeki ocak 35 yıl, Cevizlik Köyü ve Gürdere sınırları içindeki mermer ocağı 75 yıl, Cevizlik Bazalt Taş Ocağı ise 4 yıl boyunca devam edecek ve yıllık toplamda 16 milyon milyon ton yeni başvuru alınmış.
Açıklarsak, üç taş ocağının kapladığı yaklaşık 320 hektar! Başka bir hesap yaparsak 455 futbol sahası kadar bir alandan bahsediyoruz. Daha başka bir hesap yaparsak ve iyimser rakamlarla mesela dört metrekarede bir ağaç olsa 750.000 ağaçtan, daha da iyimser olsak ve 10 metrekarede bir ağaç olsa 324.000 ağaçtan, süper iyimser olsak ve Karadeniz gibi yerde 100 metrekarede bir ağaç olsa desek 32.000 ağaçtan bahsetmekteyiz. Başka? Mesela tarım arazileri kaybı, yaşam alanlarının şevlere dönüşmesi, toz, ağır iş makinası gürültüsü, her gün üç ocaktan ayrı dinamit atımları, patlatma şokları, trafik yoğunluğu, yolların bozulması, peyzajın bozulması…
3. 'Firma yetkilileri söz konusu taş ocağında patlatmaların gündüz saatlerinde olacağını…'
Doğru bilgi:
Patlatmaların yaratacağı hasarların, ortalama eğimlerin %70'ler de olduğu bu bölgede yaratacağı heyelanlar gözden kaçırılmaya çalışılmaktadır.
Çalışılan her gün (yılda 312 gün) 1 patlatma, dolayısıyla yılda 312, 4 yılda ise 1200'den fazla patlatma yapılacağı ve yerleşim yerlerinin kuş uçuşu sahaya çok da uzak olmadığı raporda yazmakta.
'Taş ocaklarında gerçekleştirilen patlamalarla oluşan sarsıntıların deprem etkisi yarattığını da dile getiren Kantarcı, söz konusu patlatmaların Kandilli Rasathanesi Deprem Enstitüsü’nde ‘önemli yer sarsıntıları’ olarak kaydedildiğini dile getirdi. Bursa Gemlik civarında 2007 yılında gerçekleştirilen bir patlatmanın istasyon kayıtlarıyla, aynı yıl Trabzon’da gerçekleştirilen diğer bir patlatmanın istasyon kayıtlarının 2,6 olarak belirlendiğine dikkati çekmiştir. ' (Madenlerin doğaya verdiği zarara dair Prof. Dr. Doğan Kantarcı'nın açıklamaları)
4. 'Mümkün olduğunca çevreye toz bırakmamak için sürekli tankerlerle ıslatma yapacaklarını ve mağduriyete imkân vermeyeceklerini…'
Doğru Bilgi:
Taş ocaklarının toz açısından çevreye vereceği zararlarla ilgili onlarca bilimsel yayın yapılmıştır. Özellikle yapılan saha çalışmalarında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Abd. Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, son yıllarda Türkiye’nin en önemli çevre sorunlarının başında gelen taş ocaklarının yeraltı suları, tarım ve yaşam alanlarına verdiği zararları ele alan kapsamlı rapor hazırladı. Rapora göre Türkiye genelinde sayıları on binlerle ifade edilen açık taş ocağı işletmeciliği, deprem etkisi yaratan patlatmalarla yeraltı sularını yok ederken, çıkardığı toz ile döllenmeyi önleyerek meyve ağaçlarını verimsizleşmesine, balıkların ölümüne neden oluyor.
Sonuç olarak, gelişmiş pek çok ülke, dünyada yaşanan iklim ve ekolojik krize karşı, İkizdere Vadisi gibi eşsiz yerleri koruma altına alırken bizim doğamızın ve yaşam alanlarımızın taş ocaklarına kurban edilmesinin hiç anlamı yoktur.
Verilen yanlış kararlardan dönülmesi oldukça kolaydır. Geri dönüşümü olmayan yıkım ve talan yapıldığında bunun sorumluluğunun hiçbir haklı gerekçesi olmayacaktır."