BIST 100 9.522 DOLAR 34,55 EURO 36,03 ALTIN 2.990,77
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

İbrahim Kalın, Erkan Oğur ve ‘hiçlik’

Yıllardır sanatın iyileştirici gücünden bahsederiz. Sanatın empati gücünü arttıracağından, kendinden olmayanı sevebilmeyi onu anlayabilmeyi öğreteceğinden…
Israrlarla görmezden gelinir sanat ve sanatçı. Yok sayılır… Ülkemizi ve dünyayı sarsan salgında da gördük yine ötelenen sanat ve sanatçılar oldu.
Sanat emekçileri Kültür Bakanlığının kapısını çaldı. Görüşmeler yapıldı. Destek paketleri açıklandı. Ama müzisyen olmalarını kanıtlamaları gerekiyordu. Kanıtları yoktu, yevmiye usulü çalışıyorlardı çünkü. Yaşadıkları memlekette meslek tanımları yoktu. İşçi de değillerdi patronda…
Daha sonra müzik meslek birlikleriyle görüşen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, salgın döneminde geliri olmayan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan müzisyen, müzik emekçileri, yorumcu ve eser sahiplerini kapsayan proje planladıklarını açıkladı.
Projesini gönderen müzisyenlere 1000 TL verileceği duyuruldu. Bu rakam neye yetebilirdi ki… Bazıları başvurmadı bile…
Müzik aletleri satıldı, yetmedi eşten dosttan borç alındı. “Geçer bu günler” denildi. Geçmedi! 1 yıldır işsiz olan müzisyenler çaresizlik içinde bir başına bırakıldı.
Oysaki sanata duyarlı yöneticilerimiz olsaydı böyle mi olurdu? Müzisyenlerin intihar haberleri yerine bizde, Almanya koronavirüs salgını nedeniyle zor bir dönemden geçen sanatçılara destek olmak amacıyla kültür yardımlarını 1 milyar euro daha arttırarak 2 milyar euroya yükselttiği haberlerini okurduk.
Sanatla ilgilenen politikacılar olsa, belki sanat ve sanatçının zor zamanlarında yanında olurdu derken, Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalan’ın “Hiç Oldum” klibi dijital platformlarda çıktı karşımıza.
İbrahim Kalın elinde bağlamasıyla Erkan Oğur’un düzelmesini yaptığı türküyü söylüyor. Bir siyasetçinin sanata ilgi duyması hatta bunu profesyonelliğe taşıması elbette güzel. Ancak iktidarın uzun bir süredir sanat ve sanatçılara mesafeli duruşu eleştiriye tahammülsüzlüğü, ceza yöntemi uzun süredir rahatsızlık veren bir durum olunca tepkiler ardı adına geldi.
İbrahim Kalın türküsünü seslendirirken olan Erkan Oğur’a oldu. Müzik dünyasının başarılı ismi eleştirilerin hedefi haline geldi. Oğur, eleştiriler karşısında sessiz kalırken yakın dostu Hasan Saltık "Müzik adına yapılan bir işlem için bu kadar ayrıştırma doğru değil. Adam mı öldürmüş? dedi.
Sorunun temeli de bu açıklamada gizli “Ayrıştırma” kim o ayrıştırmayı gerçekleştirdi?
MESAM’a kimler kayyum atadı? Kimler yönetimini politik ve muhalif buldu?
Cumhurbaşkanının masasında oturmayan sanatçılara kimler iş vermedi? Hangi sanatçılar siyasi görüşlerini açıkladığı için hedef haline geldi?
İbrahim Kalın’ın türküsü sanat camiasına yakılan bir ağıt olabilir: Hiç oldum
Peki hiçlik nedir? Martin Heidegger’e göre her şeyin altında hiçlik vardır. Bomboş, koskocaman bir hiçlik! Heidegger, varlığın anlamının unutulduğunu söyler. Ona göre varlığın doğası ancak hiçlikten yola çıkarak anlaşılabilir. Çünkü hiçliği anlamadan varlığı anlamanın imkanı yoktur. Varlığın anlamını sorguladığında herhangi bir var olanın değil, “olma”nın anlamını sorgular.
Tasavvufta ise her şey “hiçlik” hâlini idrâk ettikten sonra başlar. İç âlemden, varlık, benlik, gurur ve kibri kazıyıp atarak hiçlik ve yokluk hâlini idrâk ettirmektir.

- - - - - - -