Korkusuz Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, Türkiye-ABD ilişkilerini köşesine taşıdı.
Hüsnü Mahalli, "Çünkü Türkiye, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlara ve İsrail’in Suriye topraklarını ilhak çabalarına verdiği desteğe karşı çıkmış ve İsrail uçaklarının Suriye’yi bombalamasına çok kızmış." ifadelerini kullandı.
Hüsnü Mahalli'nin yazısı şöyle oldu:
Dün 4 Temmuz idi.
ABD’nin Bağımsızlık ama Türkiye’nin “Esaret” günü.
17 yıl önce dün Amerikan askerleri Irak’ın kuzeyinde Süleymaniye bölgesinde görev yapan 11 Türk askerinin kafasına çuval geçirmişti.
4 Temmuz özel olarak seçilmişti.
ABD; TBMM’nin reddettiği 1 Mart Tezkeresi’nin intikamını almak istemişti.
Henüz Başbakan olmayan Erdoğan tezkerenin geçmesini istemişti ama olmadı.
ABD; TBMM’nin tavrına tepki göstermeyen Türk generallerine çok kızmıştı.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk ve benzeri kumpaslar birer intikam çabasıdır.
Peki 4 Temmuz’da Türk askerinin kafasına çuval geçiren Amerikalı generallere ne oldu?
O sıralar Kuzey Irak’taki Amerikan ordusu komutanı olan ve çuval emrini veren Orgeneral Ray Odierno daha sonra ödüllendirilerek ABD Kara Kuvvetleri Komutanı oldu ve Ocak 2015’te dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Hulusi Akar’a liyakat nişanı verdi.
Nişanın Akar’a, “Suriye konusundaki tutumu ve Türkiye ile ABD askeri kuvvetlerinin işbirliğine sağladığı katkılardan dolayı” verildiği açıklanmıştı.
Odierno öncesinde ve sonrasında birçok kez Ankara’da resmi törenle karşılanmıştı.
Tıpkı Kuzey Irak’ta olduğu sırada yardımcısı olan David Petraeus gibi. Çünkü o da ödüllendirildi ve CİA Başkanı oldu.
DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMUYOR
Trump da mektup ya da Twitter hesabı üzerinden çoğu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit edip durdu ama Erdoğan haftada iki kez onu telefonla aramış.
Amerikalılar öyle diyor.
NASIL MI?
Geçenlerde Erdoğan-Putin-Ruhani tele konferans sistemiyle bir araya gelerek Suriye’yi konuştular.
Sosyal mesafe kuralına uyularak “çok samimi” görüntülerden uzak yapılan zirve sonrasında açıklanan ortak bildiri ilgimi çekti.
Örneğin bildirinin ikinci maddesinde liderler “BM Şartı’nın amaç ve ilkelerinin yanı sıra Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini vurgulamışlardır.
Bu ilkelere evrensel düzeyde saygı gösterilmesi ve kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir” deniliyor.
NASIL YANİ!
Üçüncü maddede liderler “Bu bağlamda, gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni emrivakiler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş; Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanısıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını ifade etmişlerdir” denilmiş.
TABİ Kİ ABD VE PYD/YPG’YE
Dördüncü maddede liderler “Suriye’nin kuzeydoğusundaki durumu ele almış, bu bölgede güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceğini vurgulamış ve bu doğrultuda çabalarını koordine etmede anlaşmışlardır. Suriye Arap Cumhuriyeti’ne ait olması gereken petrol gelirlerine yasa dışı şekilde el konulmasına ve transfer edilmesine yönelik itirazlarını beyan etmişlerdir” denilmiş.
KESİN ABD’NİN ÖDÜ KOPMUŞTUR
5. Madde’de “Liderler; uluslararası insancıl hukuk uyarınca sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DEAŞ bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumlar ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan diğer grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyid etmişler”.
TEYİD EDİNCE NE OLUYOR?
7. Madde’de “Liderler; uluslararası hukuka ve BM Şartı’na aykırı Suriye’ye yönelik tüm tek taraflı yaptırımları reddetmiş ve ayrımcılık, siyasallaşma ve ön koşullar olmaksızın, Suriye’ye yapılan yardımların artırılması için başta BM ve bağlı insani kuruluşlar olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlar”.
ÇOK DUYGULANDIM.
Başka!
“Liderler; Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye’de ikamet ettikleri yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacının ve bu kişilerin geri dönme ile desteklenme haklarının korunmasının altını çizmişler”.
İNANDINIZ MI?
Daha fazla şaşırmayın diye diğer maddeleri yazmıyorum.
Çünkü Türkiye, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlara ve İsrail’in Suriye topraklarını ilhak çabalarına verdiği desteğe karşı çıkmış ve İsrail uçaklarının Suriye’yi bombalamasına çok kızmış.