Son zamanlarda basına sıkça yansıyan bekçi şiddetine bir yenisi daha eklendi. Daha önce İstanbul ve Batman’da yurttaşları darp eden bekçiler, bu kez de Beşiktaşlıların şampiyonluk kutlamasında havaya ateş açtı.
İstanbul Fatih’te Beşiktaşlıların şampiyonluk kutlamasına müdahale eden bekçiler, iki kişiyi darp etti.
Sosyal medyaya yansıyan görüntülere tepki yağarken bekçi şiddeti Meclis gündemine de taşındı.
DERHAL LAĞVEDİLMELİ
Havaya ateş açmaya kadar varan ve her geçen gün giderek tırmanan bekçi şiddetini hukukçular Ayhan Erdoğan ve Şenal Sarıhan BirGün’den Meral Danyıldız'a değerlendirdi.
Sözlerine “Polis teşkilatı varken bekçi teşkilatına neden ihtiyaç duyuluyor ki?” diye başlayan Avukat Ayhan Erdoğan, bekçilerin derhal lağvedilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bekçilerin ihtiyaç dışı olduğuna değinen Erdoğan, bekçiliğin göreve kolay alınabilme anlamında parti üyelerine iş sağlamaya yönelik bir kurum olduğunu belirtti.
Erdoğan, şunları dile getirdi: “Vatandaşa zulmetmekte, şiddet uygulamakta gerçekten kendilerini işe alanları mahcup etmiyorlar. Burada doğrudan bekçinin halka yönelik düşmanca saldırısı ve şiddeti var. Bunların derhal bekçilikten atılması, yargılanmaları, lağvedilmeleri lazım.”
Silah kullanmanın tehlikelerine dikkat çeken Erdoğan, “O silah o kadar kolay çıkartılmaz. Bunlar halkın güvenliğini sağlayan değil tehdit eden bir teşkilat. Onlar iktidarın bekçileri olduğu için bütün muhalif hareketleri veya kendilerine göre hoşlarına gitmeyen her şeyi cezalandırabileceklerini düşünüyorlar” dedi.
ŞİDDETİN YANSIMASI
Avukat Şenal Sarıhan ise hiçbir devlet memurunun yurttaşa kötü muamelede bulunamayacağını söyledi. Kötü muamele ve işkencenin kanunlar ile kurallarca yasaklandığını aktaran Sarıhan, silah kullanmanın da sınırlı olduğunu ve belli prosedürlerin ardından gerçekleştirilebileceğini vurguladı.
“Ülkede genel olarak tırmanan bir şiddet var” diyen Sarıhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu da her bölüme yansıyor. Toplum giderek barış içinde bir arada yaşama alışkanlıklarını kaybediyor. Bu kamplaştırma, bölme, insanları birbirine karşı tepkili hale getirmenin bir sonucudur.
Bekçi, yurttaşa güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu kişi diye bakmıyor. ‘Bu benim başını ezmem gereken bir yabancı’ diye bakıyor. Ancak zorda kalınması halinde bu yetki kullanılabilir. Bunun dışında yapılamaz. Hiçbir güvenlik görevlisi herhangi bir zorunluluk olmadığı sürece, ateş açmaya yönelemez, havaya ya da ölümcül bölgelere ateş edemez.”
CESARET İKTİDARDAN
Yurttaşların bu tür durumlarda şikâyet hakkını kullanması gerektiğini ifade eden Sarıhan, “Suç olan davranışların şikâyetini yapmıyorsak, onu teşvik etmiş oluruz. Zor ve silah kullanma yetkisi de kendilerine verilmiş. Polisin dahi bu tür konularda yasadışı işlem ve eylemleri olabiliyor.
Bekçiler çok daha kısa bir zaman dilimiyle işe başlıyor. Bir yıl önce bekçilere silah kullanma yetkisi verilmiş. Çarşı ve mahalle bekçilerinin asıl görevi halkı tehlikeden korumak. Bu sebeple gelişigüzel, kabadayı gibi işlemler yapamazlar. Ama bu cesareti nereden aldıklarını da biliyoruz. Topluluk içinde ateş ediyorlar. Halbuki bu bir maç, toplumsal bir olay değil. Dolayısıyla kolayca bastırılabilirdi” diye konuştu.