BIST 100 9.888 DOLAR 34,15 EURO 37,99 ALTIN 2.895,45
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Hollanda'da 'ötenazi' uygulanmak istenen Türk yurda getirildi

Hollanda'da 'ötenazi' uygulanmak istenen Türk yurda getirildi

Hollanda'da geçirdiği trafik kazası sonucu beyninde hasar oluşan, hastanedeki tedavisinde umut kesilince ötenazi uygulanmak istenen 22 yaşındaki Hüseyin Hatipoğlu, Türkiye'ye getirildi.

Hollanda da bir marketin kasap reyonunda çalışan Hüseyin Hatipoğlu, 22 Nisanda Oosterhout şehrinde içinde bulunduğu otomobilin yaptığı kazada ağır yaralandı. Kaldırıldığı hastanede yapılan tetkiklerde beyninde hasar oluştuğu belirlenen Hatipoğlu, yoğun bakıma alındı. 5,5 ayın sonunda doktorlar, ailesine “Hastanede yapılacak her şey yapıldı, bakımevine gidilecek. Hüseyin acı çektiği için ötenaziyi düşünün” dedi.

Aile, ötenazi teklifini kabul etmeyince doktorlar, hastanede görevli imamı ikna etmesi için görevlendirdi. Ancak aile, Hatipoğlunun yaşayacağına inandıklarını belirterek 5 Ekim’de Türkiye’den yardım istedi.

Bürokratik işlemlerin ardından 20 Ekim’de Türkiye’den havalanan ambulans uçak, bir gün sonra Hüseyin Hatipoğlu ile annesi Nurcan ve ablası Sena Hatipoğlu’nu alarak İstanbul’a getirdi. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedaviye alınan Hatipoğlu, iki gün önce de memleketi Kahramanmaraş’taki Necip Fazıl Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

‘UZUN SÜRELİ BİR TAKİP AMA UMUTSUZ DEĞİLİZ’

İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Başkanı Dr. Sedat Köroğlu, Hüseyin Hatipoğlu’nun sağlık durumunun çok kötü olmadığını ve uzman doktorlar tarafından da sürekli takip edildiğini belirterek, “Hastamız palyatif servisimize alındı. Şu an genel durumu orta diyebiliriz, destek tedavisini veriyoruz. Bu aşamada destek tedavisini verip, hastayı ve yakınlarını biraz eğitip belli bir seviyeye getirmeyi hedefliyoruz. Uzun süreli bir takip, çok kısa sürmeyecek ama umutsuz değiliz, sürekli uzman hekimlerimiz takip ediyor. İnşallah daha iyi haberler vereceğiz hastamızla ilgili” diye konuştu.

‘ÖTENAZİ UYGULAMAK İSTEDİKLERİNİ SÖYLEDİLER’

Sena Hatipoğlu, Hollanda’da kardeşinin bilinci açık olduğu halde doktorların ötenazi teklifinde bulunduğunu söyledi. Kardeşinin yaşaması için Türkiye’den yardım istediklerini belirten Sena Hatipoğlu, süreci şöyle anlattı:

“Ötenazi uygulaması bir hayatı sonlandırmak, bunun doğru olduğunu düşünmediğimiz için Türkiye’den yardım talebinde bulunduk. Türkiye’den yardım talebi istedikten sonra ambulans uçak gönderdiler, 21 Ekim’de Türkiye’ye dönüş yaptık. Tedavisi İstanbul’da başladı, daha sonra memleketimize gelmesini, burada tedavi görmesini istedik. Şartların da uygun olduğunu söylediler. İlk etapta konsolosluk bizim talebimizi olumlu karşılamadı. Daha sonra dış işleriyle iletişime geçmiştik ve onlar da bize gereken desteği vereceğini ve yanımızda olacaklarını söylediler. Tabi bizim yanımızda olduklarını bildiğimiz için ilk başta çok rahatladık, psikolojik anlamda çok zorlu bir süreç yaşadık. Bize destek verip yanımızda oldukları için de çok mutluyuz. Bakım olarak Hollanda hükümetinin desteği gayet iyiydi ama uygulama olarak da kendilerinin sadece iyileştirmeye yönelik değil de ötenazi tabanlı sağlık sistemleri olduğundan dolayı hastayı ölüme terk ediyorlardı. Bizim Türkiye’de de hastayı iyileştirmeye yönelik bir mücadele olduğundan dolayı Türkiye’ye gelmek istedik.” DHA