Diyarbakır'da iki Hizbullah tetikçisinin defalarca yaptığı tahliye talebine ret kararı veren iki hakim iftira, ihraç ve yargılanmaya kadar giden bir sürecin içinde buldu kendini.
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre; PKK terör örgütühükümlüsü bir kadın hakkında Anayasa Mahkemesi kararı ve AİHM kararları ile Hizbullah tahliyelerini emsal gösterip infaz durdurma kararı veren hakimlerin başından geçenler şöyle gelişti:
27 yıldan beri tutuklu bulunan hükümlü Gülazer Akın, ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü 300 Hizbullahçının “Yeniden yargılama” ile haklarında infaz durdurma ve yargılamanın yenilenmesi kararı verilmesini kendine emsal gösterdi.
SALIVERİLEN HİZBULLAHÇILARI ÖRNEK GÖSTERDİ
Akın, kendisinin de aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının karşılığı olan 30 yıllık hapis cezasını tamamlamasına 2,5 yıl kaldığını, Hizbullah hükümlülerinin tahliyelerine gerekçe gösterilen “DGM'lerde askeri yargıç bulundurulması, uzun gözaltı süresi, adil yargılanma hakkının ihlali, gözaltında işkence ve kötü muamele” gibi tüm kriterlerin kendisine de uygulanmasını talep etti.
Hakim Bahar Geçkil Ergüden
MAHKEME “HAYIR” DEDİ, ÜST MAHKEMEYE İTİRAZ ETTİ
Yargılandığı 5. Ağır Ceza Mahkemesi 100'ü aşkın Hizbullah hükümlüsü hakkında tahliye kararı vermesine rağmen hükümlü kadının talebini şartları oluşmadığı gerekçesiyle reddetti. Hükümlü kadın da üst mahkemeye itirazda bulundu.
11 Mayıs 2022 günü Selçuk Temizel başkanlığında toplanan heyet hakim Bahar Geçkil Ergüden'in de olumlu oyu çokluğuyla Hizbullah hükümlüleriyle emsal teşkil eden hükümlü Gülazer Akın hakkında infazın durdurulmasına karar verdi.
Mahkeme yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulmasıyla birlikte kadın hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı da uygulanmasına hükmetti.
İŞKENCE RAPORU VAR, AVUKATSIZ YARGILANDI
Mahkeme, kadının yakalandıktan sonra iki kez gözaltında avukatsız ifadesinin alındığını, gözaltına alındığında alınan doktor raporunda vücudunda herhangi bir işkence, darp izi bulunmazken, gözaltından savcılığa çıkarıldığında alınan ikinci raporda sol spakula kemiğinde sıyrıklar ve morluklar bulunduğu ve bu raporun hükümlünün gözaltında işkence gördüğü iddiasını desteklediği, hakim huzurunda alınan ifadesinde gözaltında baskı ve işkence ile alınan ifadesini kabul etmemesine rağmen hakkında mahkumiyet hükmü kurularak bu durumun Yargıtay tarafından da dikkate alınmadığı için yargılamanın yenilenmesi gerektiğine hükmetti.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selçuk Temizel
BAŞSAVCILIK İHBAR ETTİ İKİSİ DE İHRAÇ EDİLDİ
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı cezaevi ile irtibata geçip kararın yanlış olduğu için hükümlünün tahliye edilmemesi gerektiğini bildirince infaz durdurma kararı “Sehven” yazıldığı gerekçesiyle geri alındı ve kadın tahliye edilmedi. Bu karar üzerine harekete geçen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı HSK'ya ihbarda bulundu.
Gizli bir ihbarcı olduğu ve kadının tahliyesi karşılığında 7 milyon lira rüşvet alındığı iddia edildi. Başkan ve üye hakim açığa alındı. Hakimler Savcılar Kurulu'nca görevlendirilen müfettişlerin hazırladığı 42 sayfalık raporda, gizli ihbarcı olmadığı, alınan tanık ifadeleri ve yürütülen soruşturma bir bütün olarak değerlendirildiğinde rüşvet ve maddi menfaat temin edildiğine dair hesap hareketleri dahi incelendiğinde orantısız bir gelir gider durumu olmadığı ve somut hiçbir delil elde edilemediği bilgisi yer aldı. Buna rağmen Selçuk Temizel ve Bahar Geçkil Ergüden hakkında dava açılınca ikisi de dava sonucu beklenmeden HSK 2'inci Dairesince meslekten ihraç edildi.
YÜZLERCE HİZBULLAH HÜKÜMLÜSÜ İLE EMSAL NİTELİKTE
Dün Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde yargılamaları yapılan iki hakim kendilerine Adliye'deki unvanlı yargı mensuplarınca itibar suikastı yapıldığını, aldıkları karara benzer onlarca hatta yüzlerce emsal nitelikte kararlar bulunduğunu ve yargılama sonucu beklenmeden meslekten çıkarılarak maddi ve manevi yönden mağdur edildiklerini belirttiler.
Hakim Bahar Geçkil Ergüden'in avukatı Velat Alan, iki hakimin meslekten ihracının kabul edilemez olduğunu belirterek şöyle dedi: “Diyarbakır'daki Ağır Ceza Mahkemelerinde ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan yüzlerce Hizbullah hükümlüsü yeniden yargılama ile tahliye edildi. Bu karar hükümlü için emsal nitelikte olduğu için mahkeme böyle bir karar almıştır.”
“300 HİZBULLAHÇININ TAHLİYESİ BU DAVAYA EMSALDİR”
Ceza kanunumuza göre rüşvet almak nasıl suç ise, vermek de suçtur. Rüşvet alan burada yargılanıyorsa peki verenler nerede? İhbarda bulunan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile Adli Yargı Komisyon Başkanlığı verenlerin de açık kimliğini neden tespit etmedi, ya da edemedi? Farazi dedikodularla müvekkilim mesleğinden ihraç edilmiştir.
Bu bir itibar suikastıdır. Bu kararın Hizbullah hükümlülerine uygulanan infaz durdurma kararından hiçbir farkı yoktur. O halde Hizbullah kararlarının da tümü hukuka aykırı ve geçersizdir. Kalkı ki, Hizbullah tahliyelerine karşı gelen bazı mahkemeler kanun yararına bozma istemiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu, ancak bakanlık bile bu başvurunu reddedip tahliye kararlarının doğru olduğunu onayladı.
O halde burada neyin yargılaması yapılıyor. Bu yargılama ile hakimlerin tarafsızlık, bağımsızlık ilkesine gölge düşürülüyor. Bu yargılamayla bundan böyle hakimler kendilerini baskı altında görüp adil kararlar veremeyeceklerdir. Müvekkilim günlerce sosyal medyada hedef gösterilerek linç edilmiştir. Daha fazla mağduriyet yaşanmaması için müvekkilin beraatına karar verilmesini talep ederim.”
YARGITAY: SOMUT HİÇBİR DELİL YOK BERAATLARINA
Yargıtay 5. Ceza Dairesi; Mahkeme başkanı Selçuk Temizel ile üye Hakim Bahar Geçkil Ergüden hakkında, “Rüşvet almak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan dava açılmış ise de, mahkumiyetlerine yeterli; inandırıcı, somut deliller bulunmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. İki hakim kendileri hakkında asılsız ihbarlarla işlem yapan görevliler hakkında suç duyurusunda bulunarak maddi ve manevi yönden tazminat davası açmaya hazırlanıyor.
İKİ HİZBULLAHÇININ TAHLİYESİNİ 3 KEZ REDDETMİŞTİ
Başkanlığını Selçuk Temizel’in yaptığı, üye koltuğunda Bahar Geçkil Ergüden’in oturduğu mahkeme, hizbullah hükümlüleri Melek Sain ile Abdullah Kaya'nın üç kez tekrarladığı tahliye taleplerini usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddetmişti.
Aynı mahkemenin başkanı ve üyesi, onların verdiği ret kararına rağmen, hizbullah hükümlüleri için verilen diğer “infaz durdurma” kararlarının emsale dönüştüğünü savunup hükümlü Gülazer Akın hakkında verdikleri “infaz durdurma” kararı sonrası “Rüşvet” iddiasıyla suçlanarak önce açığa alınmış, ardından ihraç edilmişti.