Seçimlerin üzerinden henüz 3 ay geçti. Bu kısa sürede hayat pahalılığının katlanarak artışı, iç ve dış siyasette yaşanan derin sorunlar üzerine tabanda oluşabilecek rahatsızlığa karşı iktidarın din alanındaki ideologları şimdiden harekete geçti. Bunlar arasında önde gelenlerden biri de "AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fetvacısı" olarak bilinen, Yeni Şafak yazarı ilahiyatçı Hayrettin Karaman oldu.
Karaman, bugünkü "Batı, İslâm ve Müslümanlar" başlıklı yazısında, "Sömürgeci Batı’ya göre AK Parti’ye/Erdoğan’a iktidar olma şansı baştan verilmemeli idi, madem bu engellenemedi devamı engellenmelidir. Onun iktidara gelmesi, Türkiye’deki laik rejimin çökmenin eşiğine gelmesi ve Türkiye’nin Batı lehine olan ilişkilerinin tehlikeye girmesi anlamına gelir. Bu yüzden Türkiye’deki seküler güçler, İslâm tehlikesine karşı birleşmek zorundadırlar..." diyen Karaman, şu ifadeleri kullandı:
"Batı için tehlikeli olan, ülkede -kısmen- şeriatın uygulanması (bu mânâda ülkede şeriata dönülmesi) değildir; böyle olsaydı Suudi Arabistan başta olmak üzere ülkelerinde (kısmen) şeriatı uygulayanlar ile uğraşırlardı. Onlar için tehlikeli olan, sistemden (sömürü aracı olan dünya düzeninden) çıkmaktır, bu düzene karşı alternatif oluşturmaktır, bu düzenin bozucu, çürütücü, yozlaştırıcı plan ve eylemlerine karşı direnmektir."
"ALLAH HESAP SORAR"
"AKP ve Erdoğan iktidarının dünya düzenine alternatif oluşturmanın peşinde olduğunu" iddia eden Karaman, yazısında Müslümanlara şu çağrıda bulundu:
"Bütün bu olup bitenler karşısında bu ülkenin Müslümanları, hedefin belli bir parti değil, İslâm olduğunu, ülkeyi adım adım İslâm’a götürecek her örgüt, program ve eylemin Batı için tehlike oluşturduğunu, bugün Erdoğan’a karşı Batıcıları birleşmeye çağıran Batı’nın yarın İmam-Hatiplere, cemaat ve dernek faaliyetlerine, hâsılı her çeşit İslâmî hizmet faaliyetine karşı çıkacaklarını ve zinde güçlerini bunlara karşı kışkırtacaklarını -halen de gizli açık bunu yapmakta olduklarını- anlamayacak, hâlâ birbirleri ile uğraşmaya ve yekdiğerini çelmelemeye devam edecekler mi? Müslümanlar bu tefrika içinde güç harcarken atı alan Üsküdar’ı geçerse Allah onlardan bunun hesabını sormayacak mı?
Safları sıklaştıralım, küfrün -İslâm’a karşı- tek millet olduğunu unutmayalım, sen ben davasını bırakalım, düşmanın oyununa gelmeyelim. Her ülkenin şuurlu Müslümanları İslâmî hayatı güçlendirmenin ve en geniş çerçeveli İslâm kardeşliğini oluşturmanın yollarını arasın. Milyonların imanı ve birliği öyle bir güçtür ki, tarih boyunca onu sindirecek bir silah icat edilememiştir."