“Sanatımın da hakkını verdim. Halkın sanatçısı oldum.” diyen Fatma Girik’i kaybettik.
KRT ekranlarında izlediğimiz Deniz Yeşil’in yönettiği “Yollarda Düştük” belgeselinde megafonla en önde gördük onu. Sansüre karşı sloganlarla yönlendiriyordu kortejdeki meslektaşlarını…
1990-91 döneminde maden işçilerinin büyük yürüyüşünde yine Fatma Girik en önde. Tıpkı onun gibi 24 ocak sabahı kaybettiğimiz Uğur Mumcu ile kol kola, yanlarında İlhan Selçuk. Haksızlıklara karşı haykırıyorlar.
Yoksul olmanın, emek sömürüsünün nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyordu Fatma Girik. İşçi bir ailenin kızıydı.
İstanbul Kocamustafapaşa’da ahşap bir evde, işçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Sinema perdesi, ne kadar ışıltılı olsa da o sinema emekçisi olarak görüyordu kendisini.
Sabah Gazetesi’nde çalışan komşularının figüranlık yaptığı film setine onu ve annesini götürmesiyle başladı sinema hayatı. Çok sayıda filmde annesiyle birlikte figüranlık yaptı.
Bir süre sonra Cağaloğlu Kız Lisesini’nde okuyan Fatma Girik’in derslerini aksattığını düşünen annesi onu sete götürmemeye karar verir.
Ancak sinema genç kızın hayatına girmiştir artık. İleri de büyük bir yıldız olmasının yolunu ise Yeşilçam’ın emektar oyuncusu Ahmet Tarık Tekçe açacaktı.
Yine figürasyon için gittiği ‘Leke’ filminde 60 yıllık hayat arkadaşı Memduh Ün ile tanışır. Neriman Köksal’la Talat Artemel başroldedir. Amerikan barda oturacak birine ihtiyaç vardır. Memduh da “Güzel bir kız seçin de bara oturuversin” der.
“Bu yeteneksiz bir kız, niye bununla uğraşıyorsun” deseler de Memduh Ün gördüğü ışıktan vazgeçmez. Fatma Girik, 180’i aşkın filmde rol alır. Aldığı ödüllerle kendisine “yeteneksiz” diyenlere cevabını verir:
1965 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Keşanlı Ali Destanı
1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Sürtüğün Kızı
1. Adana altın koza film şenliği, 1969, Büyük Yemin, en iyi kadın onyuncu
1. Adana altın koza film şenliği, 1969, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu
3. Adana altın koza film şenliği, 1971, Acı, en iyi kadın oyuncu
35. Antalya film şenliği, 1998, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü
18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü
O sadece başarılı bir oyuncu değil, ayaklarını yere basan erkek dünyasında kadını var etmeye çalışan bir sanatçıdır.
Erkek Fatma lakabı takarlar ona. O ise yıllar sonra bu lakap için “Erkekler beni kendilerine meletmeye çalışıyorlar. Benim erkeğe benzer yanım var mı?” cevabını verir.
Sinemada edilgen bir kadın oyuncu yaratanların aksine “Elinin hamuruyla” Şoför Nebahat’ta olur, ağalık sistemine karşı kendi evlatlarını korumaya çalışan Toprak Ana’da.
“Kendimi bildim bileli Kadınlar Günü için çağırırlar, gidersin, hep aynı şeyleri söylersin, aynı şeyleri dinlersin, döner gelirsin. Gene öbür sene 8 Mart’ta gidersin yine aynı şeyleri söylersin. Yeter ya! Bir gün Kadından Sorumlu Devlet Bakanı olacağım.” diyerek isyan eder.
Söz Fato’da programında haksızlıklara karşı, eline mikrofonu alır adalet arayışına girer. Haksızlıklara karşı tepkisini saklamaz, bazen kızdıklarına tükürür bazen de başına mikrofola vurur.
Sırça bir köşkte emekli bir aktrisin keyfini sürmek, pırlanta ve kürklerle Nişantaşı sokaklarında dolaşmak ona göre değildir. Eşitlik ister, herkesin mutlu olduğu aynı imkanlara sahip olduğu bir dünyayı hayal eder.
“Benim de geldiğim yer bellidir ve ben o geldiğim yerleri hiç unutmadım! Bir muza hasret günlerim oldu. Bir restoran önünden geçtiğimizde camında takılı olan o döneri yiyememenin ne olduğunu iyi bilirim. Çok paralar kazandım ama fakirliği hiç unutmadım ve ben hep halkı düşündüm.” sözleriyle haksızlığa karşı kendini ifade eder.
“Asgari ücretle ev kirası ve fatura ödeyen, bir de üzerine çocuk okutanları düşünemiyorum. Uykularım kaçıyor resmen” ifadeleri aktif siyasete yer alacağının habercisi olur adeta.
1989-1994 yılları arasında Şişli Belediye Başkanlığı yapar. Belediye başkanlığını severek yaptığını dile getiren Girik, o dönem kendisinin açtığı kadın evinin kapatılmasına içerler.
“Kadın evi yaptık, benden sonra geldi bir kadın kapattı. ‘Niye kapattın kardeşim?’ diye sorduk. “Badana, boya, temizlik yapacağız” dedi. Benim zamanımda açılmış bir kadın evini kapatıyorlarsa üstelik de bir kadın kapatıyorsa… Allah rahmet eylesin Duygu Asena “Bir kadın evi yap” deyip dururdu. Yaptık. Hiç kimse de “Bu kadın evi niye kapandı?” diye sormadı.” diyerek kadınlara bir evi çok görenlere sitem eder.
Dünyayı kimsenin seyretmek istemediği bir gerilim filmine benzetiyordu. Bu filmi keyifli hale getirmekse insanların elindeydi. Hayalini kurduğu dünyanın başrol oyuncusu olmanın hayalini kurdu.
Ona göre dünyada en zor şey, ‘İyi insan olmayı’ başararak bir ömür yaşamak.