Son yılların en doğru ve isabetli sözüydü, Cumhurbaşkanı’nın ağzından çıkan. CHP’li belediyeleri hedef alan ama aslında günlük hayatın ve ülke gerçeklerinin bir özeti olan demecindeki cümlenin “final sözcükleri” her şeyi gayet iyi özetliyordu.
“Halk Biliyor”
Erken ya da zamanında yapılacak bir seçim kampanyasında, muhalefet tarafından harika bir seçim sloganı bile olabilir.
Gerçekten de;
Halk biliyor, işsizliğin ve pahalılığı, geçim sıkıntısının gerçek müsebbibini.
Halk biliyor, sınırlarımızın hemen ötesi dahil olmak üzere dünyanın neresinde bir “belâ” varsa, başımıza bu belaları sarmak için adeta uğraşanların kim olduklarını.
Halk biliyor, akılsız dış politika ve buna bağlı sığınmacı akını ile baş edemeyerek, bu ülkenin sosyal dokusunu bozanları, ekonomisini sabote edenleri, iç barışı imha edenleri ve bu yolla geleceğini karartanları.
Halk biliyor, Cumhuriyet düşmanı FETÖ ile ittifak yaparak bu memleketin tüm ATATÜRK’çü ve vatansever güçlerini etkisiz hale getirmek için yıllarca çaba gösterenlerin, kumpas davaları ile zulmedenlerin, 28 şubat davasında bu “bitmeyen kini” bir kez daha sergileyenlerin kim olduğunu.
Halk biliyor, en başta açılması bile abes olan bir davanın bunca yıl sürdürülmesinin ve sonunda, bu ülkeye en az 50 - 60 yıl hizmet etmiş vatanı hem dış düşmanlara, hem teröre, gericiliğe, yobazlara ve Cumhuriyet düşmanlarına karşı korumuş 80 küsur yaşında emekli generallerin cezaevine tıkılmasının ardındaki kinin ve nefretin kaynağını.
Halk biliyor, muhalefet partilerinin yönetici ve sözcülerine, muhalif gazetecilere, hükümete yönelik her türlü eleştiriyi yöneltme cesaretini ve cür’etini gösteren herkesin üzerine bir “it sürüsü” ya da bireysel bir “it terörü”nü sevkedenlerin kimler olduğunu.
Halk biliyor, Türkiye’nin cânım doğasını katledenlerin, doğal afetlere karşı bu ülkeyi hazırlıksız hale getirenlerin, deprem, sel, yangın gibi afetlere karşı önlem almayarak, mesela yangın uçaklarının “kanatlarını kırarak” sorumsuzluğun doruklarında dolaşanların kimler olduğunu.
Halk biliyor, akademiyi iğdiş ederek, var olan birkaç doğru dürüst üniversitemizi bile çalışamaz hale getirmek için rektör değil “kayyum atama” yöntemine başvuranların, üniversitenin taşının toprağının bile karşı olduğu adamları zorla, bir kin bir inat bir nefret uğruna atayanların kim olduğunu.
Halk biliyor, hilesiz hurdasız helal oylarla seçilmiş yerel yönetimlere ya kayyum darbesi ile ya da dalını budağını keserek, etkisiz bırakarak, yetkilerini kısıtlayarak, kaynaklarını keserek, kaynak bulmasını engelleyerek çalışamaz hale getirenleri.
Halk biliyor, pandemi ile mücadelede başarısızlığın kaç cana mal olduğunu, milletten gerçekleri gizleyerek işin içinden çıkılamaz hale getirildiğini.
Halk biliyor, eğitim sistemini neredeyse 50 yıl öncesinden beter seviyelere getirenlerin kim olduğunu.
Halk biliyor, çarşıdaki pazardaki yangının kundakçılarını.
Gayet iyi biliyor bu halk.
Ve bu vandallıkların faturasını çok yakında sandığa gittiğinde gayet güzel kesecek.
Hiç endişeniz olmasın.