İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde görülen davanın bugünkü celsesinde, daha önce dinlenmesi kararlaştırılan bazı tanıkların yine hazır olmadığı görüldü.
“BİRAZ İNSAF VİCDAN İSTİYORUM İNSAN BU EVRAKLARI BİRAZ AYIKLAR”
Savcının, tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa vermesinin ardından dosyaya gönderilen bazı evrak ve ifadelere karşı beyanda bulunan İbrahim Okur, "Bunlar benimle ilgisi olmayan, dosyaya gönderilmemesi gereken, soyut, delil değeri olmayan evraklar. Delil yaratılmaya çalışıldığını biliyorum. Çok şükür, başım dik, alnım açık. Biraz insaf, vicdan istiyorum. İnsan bu evrakları biraz ayıklar" dedi.
Daha sonra talimatla tanık olarak ifadesi alınan eski savcı Durdu Kavak'ın beyanlarını cevaplandıran Okur, etkinlik pişmanlıktan yararlanıp, silahlı terör örgütü üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Kavak'ın, İzmir Başsavcılığı'ndan alınmasını kendisine bağladığını, bu yüzden husumetle yalan ve iftiralarına devam ettiğini öne sürdü. Okur, Durdu Kavak'a kendisinin beyanıyla ceza verildiğine, ayrıca İzmir casusluk davasıyla ilgili olarak hakkında kovuşturma yürütüldüğüne de dikkat çekti.
HABUR’DA NELER YAŞANDI?
Okur, Durdu Kavak'ın Habur olayı ile ilgili ifadelerinde çelişki olduğunu belirtirken de şunları anlattı:
"Daha önceki ifadelerinde benim, 'Habur'a gelenlerin ifadelerini Diyarbakır'da alın ve hepsini tutuklayın' dediğimi, böylece de benim cemaatçi olduğumu sezinlediğini söylemişti. Ancak ne zaman, benim davamda Sadullah Ergin'in dinleneceği duyuldu, yalan söylediği ortaya çıkacağı için Aksaray'da verdiği son ifadede, o sözlerinin kayıtlara yanlış geçtiğini bildirdi.
Habur olayında tam olarak şu yaşandı; Olay günü yurtdışından gelmiştim, haberim yoktu. Savcılar Habur'a gitmek istememiş. Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Sadullah Ergin ve Emre Taner toplantıya beni çağırdı, gittim. Telefonla Durdu Kavak'ı aradım, 'Ben de sizin gibi düşünüyorum, kişisel olarak size hak veriyorum, ama devlet böyle istiyor' dedim. O da Valiliğin yazı yazmasını istedi. Bakan beylere aktardım. Beşir Bey, 'Güvenlik nedeniyle getirilememiştir şeklinde yazı yazılsın' dedi. Öyle halledildi."
“BU İLKER BAŞBUĞ'A, 'SEN GENELKURMAY BAŞKANLIĞI YAPTIN, O HALDE TERÖR ÖRGÜTÜ YÖNETİCİSİSİN' DEME SAÇMALIĞINDAN FARKSIZDIR”
Okur, Durdu Kavak'la ilgili sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbir hukuk sisteminde böyle bir tanığa itibar edilemez. Benim örgüt üyesi olduğuma dair bilgisi, görgüsü, hatta duyumu bile yoktur. Her konuda bana yönlendirme yapılıyormuş. 1. Daire Başkanıyım, görevim itibarıyla bundan daha doğal ne olabilir? Bu, İlker Başbuğ'a, 'Sen Genelkurmay Başkanlığı yaptın, o halde terör örgütü yöneticisisin' deme saçmalığından farksızdır."
SADULLAH ERGİN’İN İFADELERİNİ DEĞERLENDİRDİ
İbrahim Okur, geçen hafta tanık olarak dinlenen dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ifadeleri konusunda ise, "Sayın Bakan, tarihe ışık tutmuştur. Beyanları, Birol Erdem ve Ahmet Hamsici'nin beyanlarıyla örtüştüğü gibi, benim söylediklerimi de teyit etmiştir" dedi.
“NASIL ONLARDANSAM, DEVAMLI ÇATIŞIYOR, İSTİFA NOKTASINA GELİYORUM”
Bir bakanlık bürokratı olarak amirlerinin talimatı dışında gizli, illegal hiçbir faaliyeti bulunmadığını tekrarlayan Okur, şöyle devam etti:
"Bakan Bey HSYK toplantılarında arada kalanın ben olduğumu söyledi. Evet, Kurul üyeliğinden istifa edeceğimi, sebebini de, 'Baskılardan yoruldum' diye açıklayacağımı, ayrıca bunun cemaate mesaj olacağını belirttim. Bakan Bey, 'Tam da istedikleri olur, diledikleri gibi at koştururlar' dedi. Nasıl onlardansam, devamlı çatışıyor, istifa noktasına geliyorum. Keşke o gün bakanı dinlemeyip, istifa etseydim."
“BAKAN BEY, 'BAŞBAKANIN TALİMATI VAR, DAĞ DAĞA KAVUŞACAK, HAKAN FİDAN İFADEYE GİTMEYECEK' DEDİ”
Beyanlarının sonunda tahliye talebinde bulunan Okur'a, Heyete Başkanlık eden üye hakim Maruf Alikanoğlu, dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş'in pervasızlıklarına nasıl tahammül ettiğini, neden görevden almadığını sordu. Okur, şunları anlattı:
"MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması üzerine Bakan Bey onunla görüşmemi istedi. 'Beni onunla muhatap etmeyin' dedim. Ancak Bakan Bey, 'Başbakanın talimatı var. Dağ dağa kavuşacak, Hakan Fidan ifadeye gitmeyecek' dedi. Sabrımızın sebebi, bu krizi çözmemizin gerekmesiydi. Getirin İbrahim Ethem Kuriş'in dosyasını, göreve gelmesinde bir dahilim var mı, görelim. Ona hakkımı helal etmiyorum. Bir anda görevden alamadık, çünkü dönemin Başbakanı ile görüşüp, bilgi veren biriydi. Başbakana danışarak, görevden aldık. 2013'e kadar beklememizin sebebi buydu."