Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Hablemitoğlu suikastı davasında neler oluyor?

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de öldürülmesine ilişkin görülen dava dördüncü gününde devam ediyor. Av. Hüseyin Ersöz dava hakkında bilgi verdi. İşte Hablemitoğlu davasında sanıkların ifadeleri...

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de öldürülmesine ilişkin görülen dava Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde dördüncü gününde devam ediyor. Davaya ilişkin avukat Hüseyin Ersöz açıklamalarda bulundu.

Duruşmalarda sanık savunmaları tamamlanmak üzere. Pazartesi günü Avukatlara söz verilmesi bekliyor. Davaya damga vuran en önemli konu, birçok ismin sanık olmasına neden olan Nuri Gökhan Bozkır'ın beyanları oldu.

ERGENEKON KUMPASÇISI YİNE SAHNEDE...

Bozkır beyanlarında, geçmişteki ifadelerinin bir kurgu olduğunu, kendisini Zihni Çakır (Ergenekon kumpasçısı) gibi gazetecilerin yönlendirmesi sonucu bu beyanları verdiğini söyledi. Cinayet hakkında hiçbir bilgisi olmadığını, "amacının" cinayetin araştırılması olduğunu da ekledi.

Bozkır'ın kurgu olarak ifade ettiği beyanlarında, cinayeti işlediğini ileri sürdüğü Tarkan Mumcuoğlu ise, Hablemitoğlu Ailesi ile bir yüzleşme yaşadı. Bu yüzleşmede, Şengül Hablemitoğlu, "sizi eşimin yanında gördüğüm kişiye çok benzetiyorum" demesine karşı Mumcuoğlu, "ben sizinle ve eşinizle hiç karşılaşmadım. masum olduğum için gözlerinize bakarak konuşabilirim" dedi. Mumcuoğlu, cinayetin işlendiği 18 Aralık 2002 tarihinde Kazakistan görevinde olduğuna dair "kurs bitim belgesi" ve "mezuniyet fotoğrafları" gibi 'belgeler' sundu ve açıklamalarda buundu.

Davanın dün görülen duruşmasında ise Mustafa Levent Göktaş savunma yaptı. Göktaş Ergenekon Davası'nda 5,5 yıl tutuklu kalmasına neden olan bir "komplo" ile karşı karşıya olduğunu bu sebeple kaçtığını, onun yerinde kim olsa aynı şeyi yapacağını ifade ederek, yine de pişman olduğunu söyledi.

Göktaş savunmasında, iddianamedeki tarih ve mekan çelişkilerine, savcının varsayımlara dayalı yorumlarına ve cep telefonu HTS/Baz verilerinde manipülasyon yapıldığına ilişkin açıklamalarda bulundu. 157 sayfalık savunması yanında 2 bilimsel mütalaa da ekledi.

"ASLA TUTUKLAMAYI HAKLI ÇIKARACAK BİR MAHİYETTE DEĞİL"

Ersöz davayla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

5 sanığın tutuklu yargılandığı dava birçok çelişkili ve tartışmalı iddianın ilk kez kamuoyu önünde tartışılmasına zemin kazandırmış durumda. Kişisel kanım iddianamedeki suçlamalara delil gösterilen hususlar asla "tutuklamayı" haklı kılacak bir mahiyette değil.

"SENARYO OLDUĞU İFADE EDİLEN.."

En büyük üzüntüm, önemli bir suikastın, "senaryo" olduğu ifade edilen, bir kısmıyla ilgili "iftira" değerlendirmesi yapılan ve bazı sözde gazetecilerin yönlendirmeleriyle şekillenen beyanlara dayandırılması... Bunu müştekiler de sanıklar da kamuoyu da haketmiyor.

'BEN BU DAVAYA SİYASİ OLARAK MONTE EDİLDİM'

'Cinayete azmettirme' suçundan tutuklu yargılanan eski istihbaratçı Enver Altaylı, savunmasında suç fiilinin kendisine anlatılmasını talep etti. Levent Göktaş ve Aydın Köstem'i nerede, ne zaman ve hangi fiille azmettirdiğinin anlaşılmadığını öne süren Altaylı, "Benim bu yaştan sonra kendime güldürmek gibi bir niyetim yok. Ben bu davaya siyasi olarak monte edildim. Ben mahkemenizden adalet beklemiyorum. Adalet dağıtmaya niyet etmiş olsanız bile adil karar vermenize gücünüz olduğunu düşünmüyorum. 79 yaşındaki beni tutuklu yargılayan mahkemenizden adalet verileceğine inanmıyorum. Ben bu dosyadan ceza alacağımı düşünüyorum. Bu metin, savcının hukuka inanan insanların akıl sağlığı ile oynadığı ve benimle ilgili hayal gücünü zorladığı bir metindir. Ortada ciddiye alınacak bir iddia yokken, ben neden kendimi savunayım? Ben zaten temizim. Bu metne hukuki olarak bir cevap vermeyeceğim. Kendimi bu iddianame çerçevesinde savunmaya ihtiyacım olmadığını orta seviye bir insan anlar. Hablemitoğlu'nun katledilmesi ile ilgili bir bilgim yoktur. Aydın Köstem'in bu cinayete dahlim olduğunu iddia eden bir beyanı yoktur. Benim üzerimde şüphe uyandıran bir unsur bulunmamaktadır. Bu soruşturma maddi gerçekliği ortaya çıkarmak için yürütülmemiştir. Necip Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili zerre bir bilgim ve katkım yoktur. Eğer varsa Allah’ın laneti benim ailemin ve çocuklarımın, torunlarımın üzerine olsun. Bu namussuzca alçakça bir iftiradır. Bir ayağı öbür dünyada olan bir adam bunu söylemez" dedi.

'ÇİN VE RUSYA'YI DEŞİFRE ETTİĞİM İÇİN HEDEF OLDUM'

Uzun yıllar Türk istihbarat birimleri içerisinde görev aldığını aktaran Altaylı, Çin ve Rus istihbarat teşkilatlarının Türkiye ve Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri üzerine çalışma yöntemlerini anlattı. Sanık Altaylı, Çin ve Rusya'nın Türkiye'nin Orta Asya Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisini kırmak için yıllardır istihbarat faaliyetinde bulunduğunu, kendisinin de bu durumu deşifre ettiği için hedef olduğunu savundu.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER