“İstanbul'a ihanet ettik diyen bir yönetim, İstanbul'a ait tüm yetkileri elinde toplamak istiyor. Aynı ihanetin tekrar yapılmayacağından nasıl emin olacağız” diye soran Tekin, Sözcü'den Başak Kaya'ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
ANAYASAL SUÇ: Boğazlarda parselasyon planı, trampa, arazi düzenlemesi, kamulaştırma, ihdas, alan düzeltme, cins değişikliği, taksim, terk, yapılaşma, imar, yıkım, kentsel dönüşüm ve denetim gibi yerel yönetimlere ait yetkilerin merkezi idarede toplanması, Anayasal bir suç oluşturur. 2011 yılında İstanbul'un rant haritasını dönemin Başbakanı Erdoğan'a verdim, hiçbir tedbir alınmadı. Konuyu geçtiğimiz nisan ayında yeniden Meclis'e taşıdım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da yanıtlamadı.
MİLYARLAR KAZANDILAR: İmar planı değişikliklerinin büyük kısmı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapıldı. Bu uygulamalar sonucunda bir avuç rantçı milyarlarca lira haksız kazanç elde etti. İstanbul'a ihanet ettik diyen bir yönetimin, İstanbul'a ait tüm yetkileri elinde toplamak istemesi doğru mudur? Aynı ihanetin tekrar yapılmayacağından nasıl emin olacağız? Milyonlarca oy alarak seçilen kişilerin yetkilerini elinden alıp bürokratlara vermek seçmen iradesini yok saymak değil midir?
BU NASIL TANIM: Taslakta ‘Siluet geçiş sahası' adı altında bir alan tanımı yapılıyor. Bu tüm İstanbul'u kapsayabilecek bir tanım ve bundan neyin kast edildiği meçhul. İBB'nin en önemli gelir kaynaklarından biri olan ve Boğaz köprüleri geçiş ücretlerinden aldığı yüzde 10'luk payın da, bu yasa ile kaldırılması planlanıyor.