Yılmaz, 3. Maden Kurtarma Yarışması'nın açılışında, yarışmadaki 15 madencilik şirketinin arama-kurtarma ekiplerinin, 4 gün boyunca farklı kategorilerdeki zorlu etaplarda becerilerini sergileyeceğini söyledi.
En iyi performans gösteren ekiplerin ödüllendirileceğini ancak sonuçta kazananın madencilik sektörü ve Türkiye olacağını vurgulayan Yılmaz, sektördeki ekiplerin takdir edilmesi ve yetkinliklerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Yılmaz, yarışmada elde edilecek kazanımların, maden kazalarında ve doğal afetlerde hayat kurtarma çalışmalarını daha da etkin hale getireceğine işaret ederek, "Madencilik sektörü, Türkiye için ekonomik ve stratejik olarak kritik sektörlerden biri. Madencilikte iş güvenliği ve kurtarma faaliyetlerinin en üst düzeyde gerçekleştirilmesi, ayrıca ekiplerimizin her türlü doğal afete hazır olması hepimizin ortak sorumluluğu. Bu tür organizasyonlar, sektörün standartlarını yükseltmenin yanı sıra, iş güvenliği konusunda farkındalık yaratmak için de büyük bir fırsat." ifadelerini kullandı.
Mehmet Yılmaz, etkinliği uluslararası bir yapıya kavuşturmayı planladıklarını ve dünyanın önde gelen maden arama kurtarma ekiplerinin Türkiye'ye davet edileceğini belirterek, böylelikle ekiplerin, yabancı ekiplerle tanışması ve deneyimlerini paylaşmasının hedeflendiğini aktardı.
Madencilik sektörünün Türkiye ekonomisine katkıları ve toplumsal kalkınmadaki pozitif etkilerinden çok zaman zaman üzücü kazalarla gündeme geldiğini aktaran Yılmaz, her kazanın önlenebileceğini ifade etti.
Yılmaz, "Madencilikte sıfır kaza hedefine ulaşabilmek için öncelikle iş güvenliği kültürünü köklü bir şekilde değiştirmemiz gerekiyor. Kazaların önlenmesinde sadece kuralların ve prosedürlerin geliştirilmesiyle olmuyor, aynı zamanda çalışanların güvenlik bilincinin de sürekli olarak güçlendirilmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Güçlü liderlik anlayışıyla, şirketlerin üst yönetimlerinin güvenlik konusunda öncü rol oynaması gerektiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Üst yönetim, tüm çalışanların güvenlik standartlarını benimsediğinden emin olmalıdır. Düzenli ve kapsamlı eğitimler, simülasyonlar ve tatbikatlar da, riskleri önceden tespit etmeye ve etkili müdahale stratejileri geliştirmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, güvenlik performansını teşvik eden ödül ve teşvik sistemleri kurarak, her seviyede katılımı artırmak da bu hedefe ulaşmada kritik rol oynar. Tüm bunları başarıyla uygulayan maden işletmelerimiz elbette var. Ancak bütün bunları madencilik sektörünün her işletmesinde uygulanan doğal standartlar haline dönüştürmek hepimizin görevi."
Yılmaz, madencilik faaliyetlerinin yürütülmesinde çevresel endişeler ve iş sağlığını her şeyin önünde tuttuklarını vurguladı.
Toplum ve çevre için atılan tüm adımlarda en iyi olana karar verme gayreti içinde olduklarının altını çizen Yılmaz, sözlerini, "Bizim için madenciliğin temelinde 'önce insan ve çevre' anlayışı yatıyor. Daha sonra katma değer yaratmak geliyor. Bu anlayışla hareket etmenin, aynı zamanda toplumsal sorumluluğumuzun bir gereği olduğuna inanıyoruz. İnsanı ve doğayı merkeze aldığımız zaman işimiz sadece ticari bir faaliyet olmaktan çıkıp ülkemiz, toplumumuz ve dünyamız için daha anlamlı hale geliyor." diye tamamladı.