İşte AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in açıklamalarından satır başları:
"Görüşler, beklentiler alındı. Rapor haline getirildi ve cumhurbaşkanımıza sunuldu. Yasa teklifimiz olgunlaştı. 17 maddelik yasa teklifimiz tarım komisyonunda ve sonra genel kurul çalışmalarında tamamlanacak.
TBMM'de kabul edilen ev hayvanlarına dair sözleşme var. Hükme bağlanmış pek çok olay ve karar var. Kanunumuz sokak hayvanlarını bakım evine almayı, kısırlaştırılmayı, aşılanarak, sokağa bırakılması gibi uygulama var. 20 yıllık tarihinde raporlara baktığımızda 2.5 milyona yakın sahipsiz sokak köpeğinin kısırlaştırıldığı, 550 bine yakın sokak köpeğinin sahiplendirildiğine dair raporumuz var. Mevcut tedbirlere rağmen mahalli idarelerimizin yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu durum nelere sebebiyet verdi. Kuduz riskli vakalar artmış durumda.
Belli ilçelerimizde karantina uygulanan, kuduz köpek nedeniyle karantina uygulaması yapılmak zorunda kaldı. Mevcut durum böyleyken bakanlık raporuna göre birçok kazanın meydana geldiği, bu kazalarda vefat eden vatandaşımızın sayısını 50-55 olduğu ortaya çıktı.
Hayvandan hayvana, hayvandan insana geçen çok farklı parazitler var. Belli alanlarda, insanlarımızın yürüyüş yaptığı alanlarda çok sayıda köpeğin dışkısı toplumu tehdit edecek haline geliyor. Bu hastalıklar nedeniyle ameliyatlar yapılacak seviyede tahribatlara yol açıyor.
Merkezinde insan, hayvanı koruma, toplum sağlığını koruma başlığını getiriyoruz. Bu tanımlama devamında da kanunun belli maddelerinde bir uygulamayı değiştiriyoruz. Tarım bakanlığımızın desteği yanında sokak köpeklerinin bulunduğu yerlerden alınması, barınaklarda kaliteli yaşam alanı oluşturulması, sahiplendirilmenin teşviki, barınaklarda ameliyathane kurulması. Sahiplendirme noktasında bakanlığımızın destek vereceği bir programı hayata geçireceğiz.
Kanunumuz tüm bu süreçlerde sokaklardaki hayvanlarla ilgili yetki belediyelerindir. Bakım, beslenme noktasında iyi örnekleri olan belediyeler olduğu gibi kanunun açık emrine rağmen maalesef bütçeyi kullanmayan, yeterli çalışma yapmayan mahalli idarelerimiz var. Bu uygulamayı yapmayanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis yaptırımı öngörüyoruz.
Ciddi ihmaller de var. Belediye ya da farklı insanlar mücavir alanlara atarak bu işten kurtulmaya çalışıyorlar. Bunu da yaptırıma bağlıyoruz. 50 bin lira para cezası olacak bunun da.
Tarım bakanlığımızın barınakların nitelikli hale getirilmesi noktasında güçlü desteğini kanunda başlık olarak yaptık. İnşallah kanun sonrası bakanlık düzenlemeler ile bunun uygulamasını nitelikli hale getirmek için çaba ortaya koyacaktır."
Sahipsiz hayvanların, özellikle başıboş köpeklerin son yıllarda popülasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle giderek büyüyen bir sorun haline geldiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Sayıları her geçen gün artan ve sokaklarda sürüler halinde yaşamaya başlayan başıboş köpekler, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını dahi tehdit eder bir boyuta ulaştığı gibi çevre temizliği, toplum sağlığı, kamu düzeni ve güvenliği ile diğer hayvanların yaşamını ve varlığını da tehlikeye atmaktadır. Sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol altına alınması bir yana bazı çevrelerce adeta sahipsiz hayvanların kontrolsüz artışı desteklenmektedir. Bu durum, iyi niyetle yapılan bağışların belirsiz ve kanun dışı maksatlarla kullanılabilmesine imkan tanımakta ve popülasyon kontrol çalışmalarını sekteye uğratmaktadır."
Gerekçede, sahipsiz hayvanların oluşturduğu sorunlara da yer verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü verileri doğrultusunda 2019-2023 arasında "hayvana çarpma" şeklinde 3 bin 534 trafik kazası ve buna bağlı olarak 55 ölüm ve 5 bin 147 yaralanma meydana geldi.
Sahipsiz hayvan popülasyonunun yoğunluğu sebebiyle vatandaşların psikolojik açıdan olumsuz sonuçlara sebebiyet verecek şekilde sosyal hayatının kısıtlandığının altı çizilen gerekçede, "Sahipsiz hayvanların kamusal alanlarda beslenmesi, vatandaşlar arasında sözlü veya fiziksel tartışmalara sebep olmakta bu da toplumsal gerginliği arttırmaktadır. Hayvan saldırısı sonucu yaralanan ve hayatını kaybedenlerin medyaya yansıyan haber ve görüntüleri toplumda infiale sebep olmakta ve kamu kurumlarına olan güvenin azalmasına yol açmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Sahipsiz hayvanların koyun, keçi, inek, buzağı, tavuk gibi ekonomik değeri olan çiftlik hayvanlarına saldırdığı bilgisine yer verilen gerekçede, "Araştırmalara göre ülkemiz; Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı 'Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler' kategorisinde yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre; 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin 125 iken 2023 yılında bu sayı 437 bin 601 olarak bildirilmiştir." denildi.
Gerekçede, bazı ülkelerin dışişleri bakanlıklarının kendi internet sayfalarında, Türkiye’ye gidecek vatandaşlarını "saldırgan başıboş köpek çeteleri" ve "kuduz" riski hakkında uyarıldığına dikkat çekildi. Bu durumun, turizm gelirlerinin önemli bir kalem olduğu Türkiye için itibarı bakımından olumsuz bir izlenim oluşturduğu aktarıldı.
Gerekçede, Sağlık Bakanlığı verilerine göre yıllar içinde kuduz riskli temas ve vaka sayılarına ilişkin grafik de paylaşıldı.
Buna göre, kuduz riskli vaka sayısı son yıllarda artış gösterdi.
Valiliklerce yapılan bildirime göre, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon sahipsiz köpek olduğu bilgisi verilirken, hayvanların doğum potansiyeli sebebiyle sahipsiz köpek popülasyonunun yaklaşık 4 milyon olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.
Gerekçede, bir dişi ve erkek köpeğin 6 yılın sonunda 67 bin hayvandan oluşan bir popülasyona ulaşabildiği kaydedilerek, köpek popülasyonunun doğrusal değil üstel olarak arttığına işaret edildi.
Gerekçede, şu an yaklaşık 105 bin hayvan kapasiteli 322 adet hayvan bakımevi bulunduğu ifade edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2004'te 4 bin 682 hayvan kısırlaştırılırken, 4 bin 849 hayvan sahiplendirildi. 2014'te, 132 bin 433 kısırlaştırılma, 25 bin 40 sahiplendirme, 2020'de 181 bin 688 kısırlaştırma, 35 bin 982 sahiplendirme, 2023'te ise 338 bin 363 kısırlaştırma ve 33 bin 739 sahiplendirme yapıldı. 2004-2023 yılları arasında toplam 2 milyon 504 bin 595 hayvan kısırlaştırılırken, 533 bin 4 hayvan sahiplendirildi.
İngiltere, Fransa ve ABD'nin bazı eyaletlerinde "Yakala-Kısırlaştır-Tut-Ötanazi Modelinin" uygulandığı belirtilerek, tıbbi gerekçelere ek olarak İngiltere'de 7 gün, Fransa'da 8 gün, ABD'de eyaletlerce belirlenmiş süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlara veteriner kontrolünde ötanazi yapılabileceği kaydedildi.
Türkiye'de uygulanan "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun dünyada uygulandığı ülke sayısının oldukça az olduğu aktarılarak, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Kısırlaştırmanın uzun dönemde popülasyon üzerinde etki etmediği görülmektedir. Ülkemizde mevcut popülasyon ele alındığında yakala-kısırlaştır-sal metodu bir çözüm değildir. Ülkemizin 2004’ten beri yaşadığı tecrübe de bunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Gelinen süreçte sahipsiz hayvanların sorun haline gelmesi, özellikle başıboş köpeklerin saldırıları sonucunda can kayıplarının artması ve sorunun zaman geçtikçe büyümesi karşısında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda oluşan ihtiyaçlara binaen değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan Kanun Teklifi ile sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanarak, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır."