Sinop’ta Sabahattin Ali Parkı yanına yöresel ürün pazarı kuruldu. 3 gündür pazarda satış yapmaya çalışan esnaf, işlerin durgun olmasından yakındı. Süt ürünleri satan Erhan Dilli, şöyle konuştu:
“Fiyatlar aldı başını gidiyor. Ben müşterilere fiyat söylerken utanıyorum. Bir insanın bir tereyağına 500 lira vermesi ya da bir zeytine 250 lira vermesi açık söylemek gerekirse benim zoruma gidiyor. Sütün litresi 30 lira olmuş. 30 litre sütün 15 litresinden ortalama 1 kilogram tereyağı çıkıyor. O yüzden minimum fiyatlar bu şekilde oluyor. Ekonomik açıdan 2- 3 yıldır çok sıkıntılı dönemdeyiz. İnanmazsınız, dönme dönemiyoruz. Yani hep bir yerden alıp, bir yere veriyoruz. Tereyağını 200 liraya aldık diyelim, bir daha almaya gittiğimizde 250, sonraki gitmemizde 300 liraya alıyoruz. Kazandığımız kâr marjımızı oraya yatırıyoruz. Bunun için ekonomik açıdan dönemiyoruz. Müşteriler de fiyatlara tepki gösteriyor. Tepki de göstermek de haklılar bence. Çünkü, emekli maaşının 10 bin lira olduğu, işçinin 17 bin lira aldığı bir dönemde tereyağına 500 lira vermek büyük acı ülke için. Minimum peynir bile 400 liradan başlıyor. 10 bin lira maaş alıyorsun 10 kilogram peynir alsan 4 bin lira, zaten yarısı gidiyor maaşın. Emekli nasıl yapacak? Kirada oturmayacak mı? Elektrik, suyu yok mu? Bundan 5 sene önce günlük 200 kilogram tereyağı satıyordum, şimdi 50 kilogram satamıyorum. 200 kilogram tereyağı nerede, 50 kilogram tereyağı nerede? Aradaki 150 kilogram tereyağı nereye gitti? Para olarak aynı parayı kazanıyorum ama aynı şeyleri alamıyorum. Tereyağını şu an 400 liradan alıyorum satıyorum, bitiyorum. Bir daha almaya gidiyorum 450 liraya alıyorum. Bu 50 lirayı kim verecek bana? Ben nereden bulacağım? Bunları yaratamam. Yaratamadığım için de hep cepten gidiyor. Her hafta pazartesi ne yapacağız diye düşünüyoruz.”
Yöresel ürün satışı yapan esnaf şu şekilde konuştu:
Gaziantep’ten gelen Ender Şirin: “3 gündür buradayız. Antep’ten bin kilometre yol geldik. Ben bin kilometre yol geldim ama pazara kimse gelmiyor. Satışlarımızdan memnun değiliz. Halkı buraya bekliyoruz. Emeklilerin biraz sıkıntısı var, sanırım o yüzden gelmiyorlar. Benim sattığım ürünlerin 100 gramı 50 lira. Şu piyasada normal. Bir biber olmuş 35 lira. Bunun hesabını insanların yapması lazım. 150, 200 liraya pul biber alıyorlar. Yazık, günah.”
Ankara’nın Beypazarı ilçesinden gelen Okan Öztürk: “Maliyetler çok yükseldi. Eskiye göre müşteriye biraz pahalı geliyor ama bizi de başka türlü kurtarmıyor. Her şeye zam geldi. Ekonomi, bozuk. O yüzden eskiye göre para kazanamıyoruz.”
Çay satışı yapan Engin Kan: “3 gündür burada çay satmaya çalışıyorum. İnsanlar tezgahlara bakıp bakıp geçiriyorlar. Sanırım alım güçleri zayıf. İnsanlar gelip bakıp ilgileniyorlar ama tezgahlar beklenen randımanı alamadı diye düşünüyorum. Adam çay fiyatını sorup çekip gidiyor. Şu an herkesin bütçesi kısıtlı. Günümüz şartlarında hepimiz bir şekilde ayakta durmaya çalışıyoruz. Muhtemelen Sinop’un emekli ve memur kenti olmasının etkisidir diye düşünüyorum.”