CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa'da Mustafakemalpaşa Belediyesi’ni ziyaret etti. Özel, burada İzmir'de 2 kişinin elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesinin ardından İZSU Genel Müdürü'nün gözaltına alınmasına ilişkin konuştu. Özel, şunları söyledi:
"İlk gün olayı duyduğumda sorumlular kimse hesap versin dedim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'ma ilk açtığım telefonda da 'Savcılar ne bilgi, belge istiyorlarsa verin dedim. Suç bizim personelimizdeyse, yöneticimizdeyse bilelim. Başkasındaysa onu bilelim dedik. Çok sayıda elektrik dağıtım şirketinin elemanı, yöneticisi gözaltına alındı, tutuklandı. İZSU'dan da tutuklamalar vardı. Şu anda da dönemin İZSU Genel Müdürü ve bugünkü İZSU Genel Müdürüyle ilgili bir gözaltı kararı var. Bugünkü genel müdürün nasıl bir bağlantısı var, bilgisine başvuruluyor bilmiyoruz. Ama ister bugün ister dün, CHP'nin herhangi bir kademesinde haksızlığa karşı arkadaşlarımıza sahip çıkarız ama yargının önüne geçmeyiz.
Çorlu Tren Kazası'nda, Soma'da, Gar Katliamı'nda, Afyon'daki cephanelik patlamasında, Sakarya'daki Hendek'teki havai fişekte ve birçok olayda sırf konu AK Partililere gidiyor diye adaletin önünü kestiler. Biz bunu yapmayacağız. Ucu nereye varırsa varsın sorgulansın. Ama adil yargılanma talebimiz var. Bütün sorumluların hesap vermesi lazım. Hiç şüphe yok. Orada en büyük sorumluluğun dağıtım şirketine ait olduğunu hakimler de görmüş ki esas tutuklamaları oradan yaptılar. Peki dağıtım şirketi suçlu da bu dağıtımı özelleştirenler suçlu değil mi? Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası yıllarca 'Sakın özelleştirme yapmayın' dedi. Yaptılar. Biz o raporları Meclis'te okuduk. Özelleştirme cinayettir. Kamu yararı yok. Gün gelir çiftçiyi mağdur eder, gün gelir bir yoksulu mağdur eder. Gün gelir can tehlikesi ortaya çıkar. Bakım, onarım yapmıyor. Çağrılıyor, gitmiyor. Gittiğinde kabloyu açıkta bırakıyor. Böyle felaketler yaşanıyor.
Sorumlular kimse hesap verecek. Biz onun önünde durmayacağız. Bu faciadan ders alacağız. Bunun için Meclis'e Araştırma Komisyonu önerdik, kabul etmediler. Bu Araştırma Komisyonu'nun mutlaka kurulması lazım. Bir daha böyle canların yanmaması için. Son sınıf Tıp Fakültesi öğrencisi elektrikli suya bastı, hayatını kaybetti. Dünya kadar kadın cinayeti işleyen cani var. Ölmek üzere olan bir kadını kurtarırken bir erkek öldü orada. Hakikaten kadın örgütleri hep kadın cinayetlerindeki katilin karşısındalar. Hep birlikte oradayız. Ama hep beraber bir kadının hayatını kurtarırken kendi hayatını feda eden o güzel insanı da anmamız gerekiyor.
Sorumlu kimse hesap verecek. Biz yargının önünde siyaseten engel olmayacağız. Ama yükün de suçun da sadece sırf CHP'li belediye diye CHP'li belediyelerin yöneticilerine yıkılmasına karşı da dikkatliyiz. Şirketin sorumluluğunun da ne oranda olduğunu görüyoruz. Bu konuda da esas hesap verecek hesapsız, kitapsız, lüzumsuz yere elektrik dağıtım şirketlerini özelleştiren bu iktidardır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'li belediyelerin SGK borçlarının tahsiline ilişkin açıklamasına cevap verdi. CHP Lideri Özel'in açıklaması şöyle:
"Bursa merkezden sonra en çok mahallesi olan, 137 mahallesi olan bir ilçe burası. Hizmet kolay değil. Çok çok geniş bir coğrafya, çok zor şartlarda, çok büyük borçlarla devir alınmış bir belediye. Sadece SGK’ya 150 milyon lira borç var. Şimdi Tayyip Bey çıkmış diyor ki ben bu SGK borçlarını belediyelere giden İller Bankası ödeneğinden keseceğim. Yani şunu söylüyor Tayyip Bey, 'AKP'li olsun, MHP’li olsun. CHP’li olsun, İYİ Partili olsun, hangi görüşten olursa olsun. Mustafakemalpaşa’da madem ki benim partim seçimi kazanamadı, hepsine ceza veriyorum. Parayı kesiyorum' diyor. Tayyip Bey diyorsun ki, 'Yemeği bizim AKP’liler yedi hesabı şimdi siz ödeyeceksiniz. Hem bu dönemi ödeyeceksiniz, hem geçmişi temizleyeceksiniz.' Bu sayede umudu şu, ‘Hizmet aksayacak, vatandaş CHP’ye oy verdiğine pişman olacak. Genel seçimlerde CHP’yi iktidar yapamayacağız.’ Bak, cevap veriyorum. Çok beklersin. Çok beklersin. Parayı yollamayayım, çöpleri toplamasınlar. Parayı yollamayayım, hizmet yapamasınlar. Bak biz buraya mazeret üretmeye gelmedik. İcap ederse hepimiz çıkarız, çöpleri elimizle toplarız ama yine de başkanımızın yüzünü öne eğdirmeyiz, Mustafakemalpaşa’yı mağdur etmeyiz."
Borçlu belediyelere yönelik yapılacak işlemleri "Mali darbe" olarak adlandıran Özel açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi kim veriyor bu akılları bilmiyorum. Ancak Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum, bu bir mali darbe girişimidir. Milletin seçtiklerini hizmet edemez noktaya getirmek, Geçmişten gelen borçları faiziyle tahsilata koymak, Onlara hizmet ettirmemek, milleti yönetilmeyen bir belediyeye mahkum etmeye çalışmak mali bir darbe girişimidir. Tüm darbeler darbecilerin pişman olmasıyla, gözden düşmesiyle, itibar kaybetmesiyle sonlanır. Er ya da geç. Onun için buradan uyarıyorum. Bu milletin seçtiklerine darbe yapmaya kalkma. Bu milletin seçtiklerine millet sahip çıkacak, Millet sahip çıkacak.
Şunu söyleyelim. Çiftçilerin çok önemli sorunları var. Başta mazot. ÖTV’siz, KDV’siz mazotu kendi çocuklarının gemilerine koyduranlar, traktörleri mağdur ediyorlar. Bunun çok hızlı şekilde çözülmesi lazım. Kendi çıkardıkları kanuna göre yüzde 1 destekleme verilmesi gerekirken, köylüyü bu desteklemeden mahrum edip beşte birini bile vermiyorlar. Oysa ki bu sene yüzde 1’lik destekleme verilecek olsa 410 milyar lira çiftçinin alacağı destekleme var. Geçen sene 178 milyar liraydı, bu sene 410 milyar lira. Ama ödenen para 68 milyar lira. Yani milletin efendisini perişan eden bu iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Bu yaptığınız iş iş değildir. Bu insanları aç bırakınca, bu insanlar tarımı bırakıyorlar. Şu anda Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalaması 58. Normalde bunun 35 olması lazım. Yani gençler tarımla uğraşmıyor. Para kazanamıyor. Şehre gidiyor. Şehirde iş alıyor. Bulursa bir fabrikaya giriyor, Bulamazsa işsiz geziyor. Ama tarımla ilgilenmiyor. Her dört genç çiftçiden üçü, ‘Gelecek sene bu işle uğraşmayacağım, başka bir iş bulacağım’ diyor. Bu işin sonu kötü, ele güne muhtaç olacağız. Bu verimli toprakları eken ve diken halden, başkasının insafına kalmış, başkasına el açan, avuç açan noktada kalacağız. Zamanı gelince ‘Türkiye’nin bizden başka dostu yok’ diyorsunuz. O zor günler gelince bize gıda ambargoları konursa o zaman bu milleti açlıktan kırarsınız.
Buradan bir kez daha uyarıyorum. Ey Recep Tayyip Erdoğan, emekliye bakarsan, emekçiye bakarsan, çiftçiye bakarsan geçim olur. Geçim olmazsa eninde sonunda seçim olur. Biz CHP olarak nerede bir mağdur varsa yanındayız. Benim her gittiğim meydana koşup geliyorlar, ben de onlara desteğimi açıklıyorum. Hiç kimseyi bir başına bırakmayacağız. Ama anlaşılıyor ki biz ne kadar söylesek de Tayyip Bey yapmıyor. Çünkü gariban köylü sevmiyor, zengin seviyor. Mağdur sevmiyor, mağrur seviyor. Onun için artık ondan istemeyi bırakıyoruz. O, 'Küfe yok' diyor ya biz onun sırtındaki küfeyi istiyoruz. Emekliyi taşıyamıyorsan çıkar küfeyi. Emekçiyi taşıyamıyorsan, çıkar küfeyi. Çiftçiye sahip çıkamıyorsan çıkar küfeyi. Biz onları sırtlamaya ve omuzlarına omuz vermeye, onlara sahip çıkmaya hazırız; bırak, biz yöneteceğiz. TOKİ mağdurlarını biz ev sahibi yapacağız. Staj mağdurlarını biz emekli yapacağız. Kademe mağdurlarını biz emekli yapacağız. Nerede bir mağdur varsa, ne bekliyorsa artık bu iktidardan beklemesin. Halkın iktidarına destek verin bu düzeni değiştirelim."