BIST 100 9.577 DOLAR 33,99 EURO 37,84 ALTIN 2.820,96
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Özel: Devletin memuru, memur gibi davranacak, el etek öpmesini kabul etmiyoruz

CHP lideri Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Emekli zammına ilişkin de konuşan Özel, "Siz bugün emeklinin cebinden 5 kilo kıyma parası çalıyorsunuz. Bunun adı zam değil, emekliye ihanettir; yazıklar olsun. CHP olarak bu milleti bu cendereden kurtaracağız" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Özel'i açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"15 Temmuz'da halkın iradesine kastedenler, demokrasiye vurdular ve geri püskürtüldüler. CHP hiç şüphesiz anılan terör örgütüyle, anılan cemaatle tarihsel husumeti olan bir yapıdır. Yıllarca biz bunlarla mücadele ettik, tehlikelere dikkat çektik. Bu meclisin tutanakları, başta rahmetli Kamer Genç olmak üzere, yapılan yanlışlara işaret eden uyarı konuşmasıyla mevcuttur. Karşılığında duyduklarımız, bugün hatırlatmanın ne bie ne de başkasına faydası olmayan ama o çarpık yapıyı sahiplenen, o hain yapıyı sahiplenen ifadelerle doludur. Bugün geldiğimiz noktada, 15 Temmuz'da yapıla darbe girişiminde, ki bütün darbeler doğası gereği iktidara yapılır, bütün ülkenin, bütün dünyanın dönüp muhalefete baktığını ve ana muhalefetin gözünün içine baktığını hatırlatmak isterim.

O gece 16 arkadaşımızla genel merkezde toplandık ve 'Bugün Meclis kapalı, açılmasını talep edelim. Gidelim sahip çıkalım' dedik. Biz Meclis'in açılmasını teklif edenler, Sayın İsmail Kahraman da Meclis'i açan olarak burada buluştuk... Hep birlikte Meclis'e giren, darbeye direnen, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, çok geç ve güç olarak İstanbul'a indiğinde ona ulaştığımızda da onun tavrıyla darbeye karşı en net tavrı gösteren grup bizdik. Bülent Tezcan, 'Vakit demokrasiye sahip çıkma vaktidir, tankların üzerine çıkma vaktidir' dedi CNN'in canlı yayınına bağlanarak. Levent Gök, Tekin Bingöl darbeye direnme çağrısı yaptılar.

"CHP'nin vazgeçmediği tercihi, parlamaenter sistemdir"

O gün orada bulunan tüm milletvekillerimiz ve illerindeki tüm milletvekillerimiz demokrasiye, Meclis'e, halk iradesine sahip çıktı.

Zaman zaman diyorlar ki; 'CHP artık güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyor mu?' Açık söylüyorum, her konuda bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, işçiler, emekçiler, gazeteciler, basın özgürlüğü için, en üst düzeylerde demokratik standartlarda hak arama mücadelelerine destek vermek için, tarım, milli eğitim, dış politika, savunma sanayii için bu partinin önerileri vardır, bu ülkeyi nasıl yöneteceğini hem kademe kademe önümüzdeki seçime doğru tüm şeffaflığıyla vurgulayacaktır. Bu ülkenin yönetim sistemi için de CHP'nin vazgeçmediği tercihi, güçlü bir parlamentodur, parlamaenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

15 Temmuz'da hiç asılmayan binalara Atatürk resimleri asanlar, hata yaptık, sadakata baktık liyakata değil diyenlerin, şimdi aynı hataları tekrar ettiklerini görüyoruz. O yüzden, iyi yetişmiş, liyakatlı kadroların ve kesinlikle cemaatlere, partilere, kişilere değil, devlete olan sadakatin öneminin altını çiziyorum.

Bu devletten maaş alan üzerinde üniforması olan birilerinin siyasetin bir kısmını temsil edenlerin elini öpmesini asla kabul etmiyoruz. Devletin memuru devletin memuru gibi davranacak. Siyasiler de üzerine düşen yükümlülüğün farkında olacaklar. Polis hepimizin polisidir, asker hepimizin askeridir. Türkiye Cumhuriyeti kimsenin tapulu malı değildir. Ben bir devlet memurunun, bir siyasi liderin eline sarılmasında muhatap hangimiz olursa olsun o devlet memuruna üstlendiği vazifenin gereğini hatırlatma gereğinde bulunurum.

İzmir'de elektrik akımına kapılan 2 kişinin ölümü

Bu ülkede ihmaller ölenin kimliğine göre, sorumluluğu olanın pozisyonuna göre değerlendirdikçe mesele düzelmez.

Olayla ilgili Büyükşehir Belediye Başkanımıza ilk dakikada şu talimatı verdik; savcılarla tam bir işbirliği içinde sorumluların saptanması, cezaların çekilmesi için üstümüze düşen ne varsa kati bir tutum içinde olacağız.

CHP Genel Başkanı olarak hepinize söz veriyorum. Bu mesele ile ilgili arkadaşlarım bir Meclis araştırma komisyonu kurulması için başvuracak. Bunun için hep birlikte çalışacağız. Bir kaza olursa belki de ucu bize dokunacaklar hayır diyorum, belki de ucu bize dokunacak ama kaldırın engelleri diyorum.

Özelleştirilen elektrik nedeniyle temmuz ayında çiftçinin elektriği kesiliyor. Isparta'da bir şehrin elektriği kesiliyor. Esas sorunun kendisi tüm alanlarda lüzumsuz özelleştirme furyasıdır. Bu konuyu çok ayrıntılı olarak araştırmak gerekiyor.

İğneada'da Sisli Vadisi'nde 6 vatandaşımız sel geldi boğularak öldüler. 10 aydır bir hukuk mücadelesi var. Tesisin kaçak olduğu, yıkım kararı olduğu ama uygulanmadığı öğrenildi. Kamu görevlilerinin yargılanmalarına izin verilmiyor. Biz ailelerin yanında olacağız. İğneada davasında mağdurların sonuna kadar arkasındayız.

Bugün enteresan bir konuyu sizlerle konuşmak isterdim. Konu bir hukuk katliamı. Gezi davasından 5 kişi içeride. Hepimizin yerine yatıyorlar. Gezi biziz kardeşim, hepimiz Gezi'deydik. Gezi bizim onurumuzdur. 2 kez beraat edenleri 3. kez yargılayıp mahkeme kararlarına rağmen içeride tutacaksın. Can Atalay milletvekili seçildi, yemin töreninde kürsüye çağrıldı. Salmadılar gelsin. Oy birliğiyle insan hakları komisyonuna seçildi kapıyı kapattılar 'salmayız' dediler. Yani millete, Meclis'e direniyor birileri.

AYM 25 Ekim'de hak ihlali diyor. 8 Kasım'da Yargıtay bu işlemi yok sayıyor. AYM yine hak ihlali kararı veriyor ama Yargıtay yine direniyor. 30 Ocak'ta milletvekilliği düşürüldü. AYM'den gerekçeli karar bekleniyor. AYM'nin üyelerine sesleniyorum sizi kimin atadığından bağımsız vicdanınızla bir karar verin, verdiğiniz kararın gerekçesini de yazın.

"Tuğrul Türkeş'in 'Osman Kavala' açıklamasından sonra bakalım nasıl pozisyon alacaklar"

7 yılı geçen bir süredir içeride yatan Osman Kavala ile ilgili bugün Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı. Tuğrul Türkeş kimdir? Alparslan Türkeş'in, yani bugün Milliyetçi Hareket'ten gelen herkesin başbuğ dediği, saydığı, MHP'nin kök aldığı partinin kurucusu Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde Türk heyetinin başkanıdır. Görüşmemizde, 'Kavala orada hapis, biz burada hapisteyiz' demiştir. Her zaman bu duvara tosluyoruz. Saat sorsan, 'Kavala çıkmadan ne saati soruyorsun' diyorlar. 'Yemek yiyelim' desen 'Kavala'yı çıkarın yiyelim' diyorlar. Meselenin özü, bu insanların pek çoğu Kavala'yı tanımaz. Ama sembol davadır. AİHM kararlarına uymayı, bu anayasada taahhüt ediyoruz. Buna uygun seçilen milletvekili de buna uygun atanan hakim de buna uygun seçilen Cumhurbaşkanı da bu anayasaya uymak, kararlara saygı duymak durumundadır. Ama yapmıyorlar. Tuğrul Bey emek verdi, dünya kadar çaba sarf etti, olmadı. Bugün açıklama yapmış. Diyor ki; Kavala'yı ziyaret edeceğiz. Biz söyleyince 'Vatan hainlerinin adını anıyorsunuz' dedikleri Kavala'yı. Bizler söyleyince 'O ajandır, CHP ajanları savunuyor' dedikleri Kavala'yı Alparslan Türkeş'in oğlu, parlamentonun aktif adayı, Avrupa Komisyonu'nda bizi temsil eden Tuğrul Türkeş 'Ziyaret edeceğim, çünkü gerçek milliyetçilik bunu gerektirir' diyor. Şimdi bakalım MHP ne diyecek? 7 Haziran ile 1 Kasım arası Tayyip Bey Tuğrul Bey'e bakanlık teklif edince, Tuğrul Bey kabul etmiş, MHP'den ihraç edilmiş. Babasının kabrine gidince Tuğrul Bey, Devlet Bahçeli tarafından Alparslan Türkeş'in mezarı gül suyuyla yıkatmıştı. Babasının kabrine gidip de kirletiyor diye gül suyu dökenler, topyekun koşup AKP'nin arkasında dizildiler. Bakalım Tuğrul Bey bunu söyledikten sonra nasıl pozisyon alacaklar. Ama Gezi davasında bu insanları inadına içeride tutmanın, Tuğrul Bey'in dediği gibi kendilerine de menfaati yok.

"Ölüm yasası getirdiler"

Evet Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var. Ama bunun çözümü için insancıl, akılcı, bilimsel yöntemlerin uygulanması gerekirken, muğlak ifadelerle öldürmeyi meşrulaştıran ve çözümü tamamen belediyelere, uygulayıcıların inisiyatifine bırakan, bakımevi açma zorunluluğunu 2028’e kadar eterleyen, hayvan hakları derken, hayvanların yaşam hakkını tehdit eden bir ölüm yasasını getirdiler. Yıl 2020 Hayvan Hakları Raporu diyor ki hayvan hakları fonu kurulmalı, yaygın ve etkin kısırlaştırmayla barınak hizmetleri karşılanmalı. Fon parayı nereden alacak? At yarışı, Milli Piyango ve bazı vergilerin küçük kısmı. Bu yıl bu sorun çözülebilecekken sorun tamamen ortada bırakılıyor. Ölüm yasasına bu grubumuz tarihi bir direniş gösterecek.

'Bunun adı emekliye ihanettir'

Emekli zammına ilişkin de konuşan Özel, şunları söyledi:

"Sadece son birkaç ayda akaryakıta yüzde 30 zam, mobil haberleşmeye yüzde 65, elektrik yüzde 38, tren biletine yüzde 26, iğneden ipliğe her şeye zam geldi, bir tek asgari ücrete zam gelmedi. Bugün Türkiye nefesini tuttu, bir maaş artışı bekliyor. En düşük emekli maaşı 10 bin lira, 270 dolar. Yurt dışında söylüyorsun, tercüme hatası sanıyorlar. AK Parti geldiğinde 8 çeyrek alan en düşük emekli maaşı, 2 çeyrek alamıyor. Sayın Abdullah Güler açıkladı, 12 bin 500 lira. En düşük emekli maaşı 6 ay önce 25 kilo dana kıyma alıyor. Dün 16 kiloya düşmüştü, bugün yaptıkları sözde zamla 20 kiloya çıktı. Siz bugün emeklinin cebinden 5 kilo kıyma parası çalıyorsunuz. Bunun adı zam değil, emekliye ihanettir; yazıklar olsun. CHP olarak bu milleti bu cendereden kurtaracağız. Sadece zenginleri kayıran, yoksulu sömüren bu sisteme son verene kadar sizin için çalışacağız, sizin için mücadele edeceğiz. Bu ülkede ya yüzler gülecek ya da yüzleri güldürecek halkın iktidarı gelecek. Madem geçim yok, çok yakında seçim var."