Muğla’da öğle saatlerinde Yatağan ve Ula ilçesinde çıkan yangınlara havadan ve karadan müdahale devam ediyor. Yangında tedbir amacıyla Nebiköy ve Kafaca Ramada mahalleri tahliye edildi. Havanın kararmasıyla birlikte havadan müdahale 2 gece görüşlü helikoptere indirilirken karadan müdahaleler de devam ediyor.
Yangınla mücadelede 9 saat geride kaldı Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras yangının son durumuna ilişkin açıklama yaptı.
Kentin üç gündür birçok noktada çıkan yangınla mücadele ettiğini ve büyükşehirin alarm durumunda olduğunu belirten Aras, şöyle konuştu:
“Bugün itibariyle bölgemizde 3 yangın daha çıktı. Kafaca’dayız şu an. Yatağan, Nava ve Nebiler bölgesinde çıkan yangın. Bu yangın da ekiplerin üstün gayretleriyle kısmen kontrol altına alındı. Şu anda da karadan soğutma çalışmaları sürüyor. Tabii gece olması nedeniyle hava araçları çok fazla faaliyet gösteremiyor ama yine de gece görüşlü 2 helikopter başka bir bölgede yangını önlemeye ve soğutmaya çalışmakta. Şu anda bu bölgedeki yangını takip ediyoruz. Bir de Menteşe ilçemizin Yaraş bölgesinde çıkan ve oradan da Ula’nın Armutçuk bölgesine doğru ilerleyen bir yangın daha var. Şu anda en riskli bölgenin orası olduğunu görebiliyoruz. Şu anda orada da havadan müdahale eden 2 gece görüşlü helikopter ve kara araçları var. Bizler Büyükşehir Belediyesi olarak 16 Ağustos’tan itibaren kriz durumuna geçtik. Bütün izinleri iptal ettik. 24 saat esasına göre mesai yapıyoruz. İtfaiye ekibimizi artırıyoruz. Sadece biz değil. Bütün kurum ve kuruluşlar. Herkes şu anda müdahaleleri yapıyorlar. Umarım bir an önce söndürürüz. Bugün iki riskli bölgede yangın daha çıktı. Bir tanesi Datça Kızılbük’te çıkan yangın, bir tanesi de Bodrum Gölköy’de çıkan yangın. Bunlar da çok büyümeden itfaiyemizin ve ormancılarımızın üstün gayretiyle söndürüldü.
Ancak bu yangınların çıkış sebebini de bir düşünmek lazım. Şu anda o kadar riskli bir dönmedeyiz ki… Bu yangınların çoğu insan hatasından çıkan yangınlar. Evet bazen doğal yollarla çıktığı oluyor ama büyük ölçüde insan hatasından kaynaklanıyor. O yüzden herkesin çok dikkat etmesi lazım. Bölgemizdeki orman varlığı çok yüksek. Yüzde 68’i orman Muğla’mızın. Yüzde 8’ini 2021’de kaybetmiştik. Şimdi de bütün bu yangınlarla beraber bir bölümünü daha kaybettik maalesef. Orada yanan sadece orman değil. Bir üretim de kayboluyor orada. Bazı yerlerde zeytinlikler maalesef yandı. Özellikle Kavaklıdere bölgesinde fıstık çamları yandı. Bunlara çok dikkat etmemiz lazım. En azından insan hatasından çıkmasın herkes çok dikkatli olsun. Bizim çağrımız budur. Ben bir an önce artık bu yangınların geride kalmasını diliyorum.”
“Hem soğutma hem de koruma çalışmaları yapıyoruz”
Havadan müdahalenin kısıtlı olduğu gece boyunca yangının muhtemel seyrine ilişkin de değerlendirme yapan Başkan Aras, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim amacımız meskun mahalleleri korumak. Çünkü özellikle çok kırık arazilerde yani çok sarp arazilerde karadan müdahale de mümkün değil. Ama en azından köylerimize, mahallelerimize veya tarım alanlarımıza, zeytinliklerimize gelmesini önlemeye çalışıyoruz. Bizim şu anda yaptığımız hem soğutma çalışmaları bir taraftan orman itfaiyecilerimize destek olmak. Hem soğutma hem de koruma çalışmaları yapıyoruz. Hem Yatağan bölgesinde hem şu anda Ula Menteşe bölgesinde bu çalışmaları sürdürüyoruz.”
Art arda gelen yangınlar sonrasında gündeme gelen yangınlara müdahalede belediyelerin yetkilerinin artırılması ve hava aracı alma izninin verilmesi konusuna da değinen Aras, ‘kaos’ vurgusu yaparak şöyle konuştu:
“Ben buna aslında çok katılmıyorum. Ben de eski bir silahlı kuvvetler mensubuyum. En azından kriz yönetiminin ne olduğunu biliriz. Sonuçta kurumun belli bir görevi var. Ormanları korumak, ormanlarda çıkan yangınlara müdahale etmek tamamen Orman Bölge Müdürlüğümüz'ün ve Orman Genel Müdürlüğümüz'ün görevidir. Yani hava araçlarını da sevk ve idare etmek aslında onların yetkisindedir. Eğer bu yetkiyi de çok fazla dağıtırsanız bu sefer kaos çıkar. Onlar kendi görevlerini zaten şu anda ellerindeki imkanları maksimum kullanarak yapıyorlar. Tabii ki şu olabilir. Hava araçlarının sayısı arttırılabilir. Yani bunları önceden öngörerek tabii ki yapmak lazım. Bu planları önce düşünüp ki iklim krizinin etkileri belli, hava sıcaklığının hangi dönemde hangi dereceye yükseleceği belli. O yüzden bunu önceden öngörerek aslında bölgesel olarak çok güçlü bir hava filosu kurmak lazım. O konuda zaten bir beis yok. Ama yetkileri dağıtırsanız bu sefer bir kaos olabilir. Yani ormanı korumak ve oradaki yangını kontrol etmek, söndürmek tamamen Orman Bakanlığımız'ın görevidir. Bizler yine büyükşehir itfaiyeleri veya il itfaiyeleri olarak Orman Bölge Müdürlüğümüz'ün bizden talep ettiği yerde her zaman oluyor. Zaten koordinasyonumuz tam. Bir taraftan bizler kendi mahallelerimizi korumakla mükellefiz. Çünkü bizim kent itfaiyeleri, kent içindeki yangınlara veya mahallelerdeki yangınlara daha çok uygun olarak teşkilatlanmıştır.
Bizim itfaiye araçlarımızda özellikle sarp arazilerde çalışacak nitelikli araçlar değildir. Orman Bölge Müdürlüğü'nün arazözleridir. Onlar sarp arazilerde çalışır onlar daha çok arazide çalışmaya uygundur. Bizim daha çok meskun mahalde çalışmaya uygun söndürme araçlarıdır. Biz de bu konuda tabii ki gereken önlemleri alıyoruz. Ama derseniz ki hem orman hem büyükşehir belediyelerinin orman söndürsün. O zaman orada bir sıkıntı, bir çatışma olabilir. Bir hava aracını sevk ve idare etmek kolay değildir. Hem belediyenin hava aracı havada olacak hem ormanınki havada olacak. Onları koordine etmek kolay bir şey değil, tek noktadan koordine edilmelidir. Biz bir helikopter alırız. Ama herhangi bir yangında da hemen onu Orman Bölge Müdürlüğümüzün emir komutasına verebiliriz. Bunda bir beis yok. Ben bu zaten bu çalışma için arkadaşlarıma bu talimatı verdim. Yani biz de kendi maddi gücümüz, ekonomik gücümüz doğrultusunda eğer yapabilirsek alabileceğimiz maksimum hava aracını alıp en azından onları da yedekte bekletebiliriz. Herhangi bir yangın anında Orman Bölge Müdürlüğümüz talep ettiği anda onların emir komutasına verebiliriz.”