Kutalmış Türkeş, yaşananlara ilişkin Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e şu açıklamalarda bulundu:
“O açıklamayı MHP’dekileri muhatap alarak söylemedim. Onlar üstüne alınmışlar. ‘Semih’ yazmışım diye Semih Yalçın niçin üstüne alınıyor? Ben ‘Alparslan Türkeş’in evladıyız’ deyip Türkeş’in öz evlatlarına hakaret edenlere söylüyorum. Onlar üstüne alınıp ortaya çıkmaz. Türkeş’i görmemiş 15-20 yaşında çocuklara, talimatla bize hakaret ettiriyorlar. Ben onu kastediyorum.
Kimsenin kimseye hakarete etmeye hakkı yok. Benim de yok. Ama ediyorsan da en azından Türkeş’i bilen bir adam olarak hani bir muhataplığın olur.
Sen Türkeş’i ömründe görmemişsin. Neye göre bana, benim öz babamı, öldüğü güne kadar evde yaşamış babamızı bile bile, gece gündüz oradan talimat verilip hakaret ediliyor. Bunu kim kabul eder ki? Ben size ‘Sen o babanın evladı değilsin, onun evladı benim’ desem siz nasıl bir şey hissedersiniz? Bu normal bir şey değil. O yüzden MHP’nin yaptıkları normal bir şey değil. ‘Semih’ yazınca o kendi üstüne alınıyorsa ben bir şey yapamam. Bunun hukuki değeri de yok, farklı yorumlayabilir.
O Semih bir roman kahramanı diyelim. Şimdi o konunun birkaç boyutu var. Örneğin Alparslan Türkeş’in kızı olarak o Adana’da aday olmuş. Onu destekleyeceğine, kalkıyor orada AKP adayını destekliyor. Tamam onu desteklesin ama bir de kalkıyor sana ‘hain’ diyor. Söyleyen haindir. Bunu anlamak için ülkücü, Türkeşçi falan olmaya da gerek yok.
Kaldı ki benim tepkim şuna: Binlerce, yüzlerce hakaretle ‘Siz onun evladı değilsiniz. Sen hainsin’ diye başlayan, akla gelmedik çeşitli şeyler yazıyorlar. Bakıyorsun hepsi MHP ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu üyesi. Zaten adamın hesabında ocak başkanı, ocak yönetimi gibi hazır kalıp bazı cümleler, aynı ağızdan çıkmış. O mesajımda kastettiğim bize hakarete edenlerdir. Tabii üzücü bir durum. Necmettin Erbakan’ın oğlu Recep Tayyip Erdoğan’a ne ağır eleştiriler yaptı. Adamlar bir gün kalkıp da küfür etmedi. Onu bırakın, herhangi bir partinin kurucusunun ailesine böyle hakaretler, tehditler yağdıran böyle bir mekanizma yok. Bizleri tehdit etmeye ne hakkınız var? Bu tehdit mekanizmasına kimsenin dokunmadığı bir durum da var. Türkeş’in ailesine hakaret edenleri ben Türkeş’in evladı olarak kabul etmiyorum. Bu kadar basit.
Diyalog, oturursun konuşursun. Yapılanın Türkçesi şu: Biz size küfrederiz, tehdit ederiz, saldırı düzenleriz, siyaset zeminini kapatırız, her şey yaparız. Ama sen gıkını çıkarmayacaksın. Alparslan Türkeş Vakıf toplantısına saldırmışlardı. Kafa yarıp öldürmeye kalkıştılar. Babamın mezarına gittim, önüme geçip, ‘Giremezsiniz’ dediler. Bunlar normal şeyler değil. Yine bizimle ilgili tehdit yayınladılar. Kimse bir halt yapamaz. Geleceği varsa göreceği de var. Kader kime ölüm yazmışsa ölür gider. Herkes için geçerli. Biz kadere inanıyoruz.”
MHP’de “Yedi kat yabancıya” partide görev almaları için çağrılar yapılırken, Ayyüce Türkeş’e hiç davet gitmediğini de belirten Kutalmış Türkeş, “Benim mesajımda kastettiğim, ömründe Türkeş’i görememiş kişiler oraya geliyor, ‘Ben Türkeş’in temsilcisiyim’ diyor. Değilsin, olamazsın. Alparslan Türkeş sizi kabul etmez. Siz bizi aşağılayacaksınız ama size bir şey söylenmeyecek. Böyle bir şey olabilir mi?” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın cevabı ise şöyle oldu:
“Biz kendisinden uzak durmaya, bulaşmamaya çalışıyoruz. Kastettiği Semih de benim. Yalan söylüyor. Anladığım kadarıyla hukuki bir takibata uğramaktan endişe ederek böyle söylüyor olabilir. Bu olay yeni değil 3-4 yıldır devam ediyor. Bir ara beni mahkemeye de verdi. Bir şey söylüyorsa arkasında durmalı. İnanın Saygı Bey bana, bizim çocuklar hiçbir şey yapmıyor. Kendisinde ocak, parti takıntısı ve rahatsızlığı var bu arkadaşın. Doğruyu söylemekte fayda var, kendisi bu ortamı yaratıyor.”