Hekim Birliği Sendikası Yönetim Kurulu ve üyeleri 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir ziyareti sonrası Hekim Birliği Sendikası tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin ilk tıp fakültesi olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin kuruluş tarihi olan 14 Mart gününde, Kurtuluş Savaşı sırasında Hikmet Boran önderliğinde yine bu fakültede tıbbiyelilerin işgalcilere direnişi ile anlamına bir büyük anlam daha katmıştır. Bir kez daha duyuruyoruz ki tıbbiyeliler olarak Hikmet Boran’ın ruhuyla, Atamızın izinde ilerlemeye, bizi itibarsızlaştırmaya çalışanlara inat meslek onurumuzu korumak ve bu onurun gelecek nesillere de aktarılması için haklı mücadelemize devam edeceğiz. Yine bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimlere ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine olan minnet ve bağlılığımızı da dile getiriyoruz. Atatürk ilke ve devrimleri, modern Türkiye'nin güvencesidir ve biz Hekim Birliği Sendikası olarak bu değerlere sıkı sıkıya bağlıyız. Biliyoruz ki; Atatürk, sağlık alanında modernleşmenin ve bilimsel gelişmelerin önemini vurgulayarak, tıp alanındaki ilerlemelerin ülkenin kalkınmasında önemli bir rol oynayacağına inanmıştır.
Gün geçmiyor ki; sağlıkta bir şiddet haberi duymayalım. Sağlıkta şiddet her geçen gün dozunu artırırken, özellikle kadın hekimler ne yazık ki şiddetin en önemli mağdurları olarak yer almaktadırlar. Hekimlerin çalışma koşulları, iş güvencesi ve özlük hakları, sağlık sistemimizin temel taşlarındandır. Bu hakların korunması ve iyileştirilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Geçtiğimiz günlerde Meclis’ten geçen kanundaki haksız cezaları, sözleşme feshi tehditlerini ve ücret kesintilerini kabul etmediğimizi bu vesile ile yeniden hatırlatmak isteriz. Söz konusu kanunun iptali için; AYM'ye başvurma hakkı olan milletvekillerini göreve davet ediyoruz. Hekimlerin adil bir şekilde çalışma ortamına ve koşullarına sahip olması, kaliteli sağlık hizmeti sunmalarını sağlayacaktır. Kimse unutmasın ki; hekimlik, torba yasalar içine iliştirilen maddelerle esaret altına alınamayacak bir meslektir.
Pandemilerde, depremlerde, halkın sağlığı için canla başla çalışırken alkışlanan da kurtardığımız her can için tarifsiz bir huzur ve mutluluk yaşayan ve kaybettiklerimizin ardından usulca gözyaşı döken de bizleriz. Görevimizi yaparken şiddete uğrayan da anayasal hak olan ve meşru yollarla yaptığımız eylemler nedeniyle cezalandırılanlar da bizleriz. Deprem bölgelerinde çalışan hekimlerin gereksinimlerinin hızlı ve etkin şekilde karşılanması, psiko-sosyal destek, güvenli çalışma ortamı sağlanması gereklidir. Aldığı zorlu eğitim sonrası; mevcut koşullarda, genç meslektaşlarımız riskli uzmanlık dallarını tercih etmiyor; bir kısmı, çareyi ülkeyi terk etmekte arıyor. Önümüzdeki yıllarda, yanlış sağlık politikalarının olumsuz sonuçlarını daha belirgin şekilde hep birlikte yaşayacağız.14 Mart Tıp Bayramı, hekimlik mesleğinin önemini ve değerini vurgulamak için önemli bir fırsattır. Hekimlerin hak ettikleri değeri görmesi ve daha iyi çalışma koşullarına kavuşmaları için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”