İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Şardan ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan Şardan, 1980'den bu yana Türkiye ve dünyada yaşanan her türlü kriminal olayı takip ettiğini söyledi.
Haberine sahip çıkan bir gazeteci olduğunu, yalan haber yazmadığını ifade eden Şardan, "Söz konusu hükümde şöyle bir durum var, 'Haberin yalan olduğunu bilerek yayma.' Böyle bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Hiçbir gazeteci yalan bilgiye imza atmaz." dedi.
Şardan, kişiler üzerinde değerlendirme yapmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı ile MİT Başkanlığı arasında geçen süreci ele aldım. Kaynağımı korumak adına not ve bilgi ibaresini kullanmadım. Bunu rapor olarak yayınladım. Kulis bilgisi olarak edindiğim bilgiyi haber yaptım. Bunu yazmamdan kaynaklı herhangi bir sokak olayı, sıkıntı olmamıştır. İnfial, yazdığım yazıyla ilgili değil, tutuklanmamla ilgilidir. Yaptığım işin doğru olduğunu düşünüyorum. Amacım sistem üzerinden kamuoyunu bilgilendirmekti."
Devlet bürokrasisini yakından takip ettiğini söyleyen Şardan, yazının içeriğinde kurumların aşağılanmasıyla ilgili bir suçun oluşmadığını savundu.
Şardan, "Eğer böyle bir şey olsaydı, ilk önce devreye Cumhurbaşkanlığı, MİT Başkanlığı girerdi. Onların da devreye girmemeleri nedeniyle böyle bir şey söz konu değildir. Beraatimi talep ediyorum." dedi.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Şardan'ın "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçlarından 1 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaanın ardından söz alan sanık ve avukatları, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talebinde bulundu.
Mahkeme, sanık ve avukatlarına süre vererek duruşmayı 17 Aralık'a erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Tolga Şardan tarafından T24 isimli internet sitesinde "MİT'in Cumhurbaşkanlığına sunduğu 'yargı raporu'nda neler var?" başlıklı yazının içeriğinde, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunun unsurlarını oluşturacak nitelikte söz ve beyanların yer alması üzerine resen soruşturma başlatıldığı belirtildi.
İddianamede, söz konusu yazıda yer alan raporun olup olmadığının MİT'e sorulduğu ve savcılığa gönderilen cevapta "Teşkilatları tarafından hazırlanmış bir rapora rastlanılmadığı" yanıtının verildiği bilgisi yer aldı.
Sanık Şardan'ın söz konusu yazı içeriğinde yer alan bazı ifadelerinin "devletin yargı organlarını aşağılama" suçu kapsamında da değerlendirildiği aktarılan iddianamede, bu suçtan da bir soruşturma yürütüldüğü ve aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle diğer soruşturmayla birleştirildiği kaydedildi.
İddianamede, Şardan'ın yazısında söz konusu raporun düzenlendiğine ilişkin kesin yargı cümlelerinin yer aldığı, sanık tarafından bilgiler teyit edilerek yayınlandığı iddia edilse de soruşturma dosyasına buna ilişkin delil sunulamadığı ve MİT'in cevabında da bu raporun olmadığının açıkça belirtildiğine yer verildi.
Yazıda yer alan "adliyelerde usulsüz ve yasaya aykırı işlemler yapıldığı" iddiasının halkın devlet kurumlarına olan güvenini olumsuz etkileyeceği belirtilen iddianamede, bu ifadelerin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu kaydedildi.
İddianamede, Şardan'ın yazısındaki "devletin yargı organlarında usulsüz ve yasaya aykırı işlemler yapılarak kararlar verildiği" ifadesinin yargı teşkilatını şüphe altında bıraktığı ve toplumda yargı teşkilatına olan güveni zedeler mahiyette olduğu aktarılarak, sanığın "devletin yargı organlarını aşağılama" kastıyla hareket ettiğine işaret edildi.
Sanık Şardan'ın "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçlarından 1 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.