Bursa’da yaşayan Serdar Akça ile zihinsel engelli Tanju Aydın, 3 yıl önce tanışıp, arkadaş oldu. İzmir’de bir yetimhanede büyüyen Akça ile Bursa’da yetimhanede büyüyen Aydın, kısa sürede samimi olup, her şeyi birlikte yapmaya başladı.
Akça ile Aydın, 15 Ağustos günü de 2 arkadaşlarını daha yanlarına alıp, piknik yapmak ve denize girmek için Mudanya ilçesinin Eşkel sahiline gitti. Piknik yaptıktan sonra Tanju Aydın ile denize giren Serdar Akça, elindeki aksiyon kamerası ile o anları da kayıt altına aldı.
2 arkadaş yüzerken dalga çıkınca Akça, Aydın'ı açılmaması için uyardı. Sahile doğru yüzmeye başlayan Tanju Aydın, dalga nedeniyle kulaç atmakta zorlandı ve kendisini suya bıraktı. Arkadaşının boğulma tehlikesi geçirdiğini fark eden Serdar Akça, sahile çıkıp çevredekilerden yardım ve can simidi istedi. Gözden kaybolan Tanju Aydın'ın cansız bedeni, 10 dakika sonra sahile vurdu. İhbarla olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesi de Aydın'ı yaşama döndüremedi. Serdar Akça, yüzerken kullandığı aksiyon kamerası ile arkadaşını uyarmasını, sahilde yardım istemesini ve arkadaşının cansız bedeninin kıyıya vurmasını saniye saniye görüntüledi.
Tanju Aydın'ın cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Otopsisi tamamlanan Aydın'ın cenazesi arkadaşları tarafından alınarak Fethiye Camisi’nde kılınan cenaze namazı sonrası Fethiye Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Engelli arkadaşının ölümüne saniye saniye tanık olan Serdar Akça ise olayın şokunu üzerinden atamadı. Yüzdükleri sırada aniden dalga çıktığını söyleyen Akça, o günü, “Denize girdiğimiz sırada Tanju biraz açıldı, dalga onu geri çekti. Fark etmeden deniz götürüyordu. Böyle olunca panik yaptı. Biz seslendik. Arkadaşlarımız seslendi. Panik yaptı ve gelemedi. Ben yüzmeyi biliyorum fakat o gün çok korktum. Çok kötü bir histi” sözleriyle anlattı.
'Yüzmeyi biliyor, o gün kulaç atamadı’
Arkadaşının suda kaybolmadan önce son kez kafasını kaldırıp kendisine baktığını söyleyen Serdar Akça, “Tanju'nun zihinsel engeli var. Buna rağmen önceden de İzmir Çeşme'de 8 metrelerde birlikte yüzdük. Su yüzeyinde kalmayı biliyor. O gün kulaç atamadı. Çok basit bir şekilde maalesef öldü. Ben kendisini defalarca uyardım, ‘Gitme’ dedim. Su yutunca da pes etmek zorunda kaldı. Gelemeyince pes etti. Boğuldu. Kafasını kaldırıp son kez bana baktıktan sonra kendisini denize bıraktı. Cesedinin başında bekleyip saatlerce ağladım” dedi.