Ekrem İmamoğlu, Paris Belediyesi’nin düzenlediği Ekolojik Geçiş için Belediye Başkanları Zirvesi'ne katıldı.
Zirve katılımcılara hitap eden İmamoğlu, Paris’te benzer düşüncelere sahip bir topluluğun arasında bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Şehirler ve iklim, kentsel ortamların hem iklim koşullarını şekillendirdiği hem de iklim koşulları tarafından şekillendirildiği simbiyotik bir ilişkiyi paylaşmaktadır. İster karbon emisyonlarına önemli katkılarda bulunarak isterse de dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden bazılarına ev sahipliği yaparak olsun, şehirler küresel iklim senaryosunda çok önemli bir rol oynamaktadır" dedi.
Bu haziran ayının 175 yıllık verilere göre kayıtlara geçen en sıcak ay olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Her yıl daha sıcak yazlar yaşanmakta, rekor kıran en yüksek ve en düşük sıcaklıklar yeni normalimiz haline gelmektedir. Ancak bu yeni gerçeklik, İstanbul gibi iklim açısından hassas şehirler için farklı anlamlar taşımaktadır. Akdeniz havzasında yer alan İstanbul'un coğrafi konumu ve özellikleri onu iklim değişikliğine karşı özellikle hassaslaştırarak Avrupa'nın bu açıdan en savunmasız kıyı şehri haline getiriyor” diye konuştu.
Gelecek tahminlerine göre İstanbul'un giderek daha şiddetli hava olaylarıyla karşı karşıya kalacağını öngördüğünü kaydeden İmamoğlu, “Araştırmalar, deniz seviyesinin yükselmesi ve fırtına dalgalarından kaynaklanan kayıpların 2030 yılına kadar İstanbul'a yılda 200 milyon dolara mal olacağını göstermektedir. Belediye başkanı olarak görev yaptığım süre boyunca, eşi benzeri görülmemiş dolu fırtınalarından Boğaz'daki müsilaj salgınına kadar iklimle ilgili felaketlerin etkilerini bizzat gördüm. Ne yazık ki, bu zorlukların gelecekte daha da kötüleşmesi ve şehirlerin halihazırda sınırlı olan fonlarını daha da zorlaması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu, iklim krizinin, belediye başkanları için siyasi gündemin en büyük öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, "Çünkü iklim değişikliğinin sonuçlarına ilk müdahale edenler biz belediye başkanlarıyız. Dahası, iklimle ilgili bu sorunlar toplumlarımızda mevcut olan sosyal eşitsizlikleri sadece daha da derinleştirmektedir" diye konuştu.
Bu yıl Rio’da yapılacak G20 zirvesi'nin bir arada küresel emisyonların yüzde 80’inden sorumlu olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, Türkiye’nin küresel sera gazı emisyonlarındaki mevcut payının yüzde 1,3 olduğunu paylaştı.
Konuşmasında, küresel emisyonlarda daha da az payı bulunan fakat iklim değişikliğinin etkilerinin en ağır şekilde hissedildiği ülkelerin varlığına da değinen İmamoğlu, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de kayıp ve zarar fonunun kurulması önemli bir adımdır ve iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki ortak kararlılığımızın altını çizmektedir. Küresel bir finansman çerçevesinin oluşturulması ilk adımdır, ancak yeterli değildir. İklim değişikliği, dünyamızın ne kadar birbirine bağlı olduğunu gözler önüne sermektedir. Gerçek liderlikte, sadece kendimizi değil, başkalarını da düşünerek hareket etmemizi gerektiriyor"
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’nun ev sahipliğindeki zirveye İmamoğlu’nun yanı sıra Bologna Belediye Başkanı Matteo Lepore, Zagrep Belediye Başkanı Tomislav Tomašević, Varşova Belediye Başkanı Rafał Trzaskowski, Kopenhag Belediye Başkanı Sophie Hæstorp Andersen, Tiran Belediye Başkanı Erion Veliaj, Saraybosna Belediye Başkanı Benjamina Karić ile Bağdat Valisi Abdul Muttalib Al Alwi de yer aldı.