BIST 100 9.381 DOLAR 38,04 EURO 43,32 ALTIN 3.939,98
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Heybedeki büyük turplar daha dökülmedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Bunlar heybedeki büyük turplar ortaya dökülmeden CHP içinden gelen yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldıkça kendi yakınların yüzlerine dahi bakacak yüzleri kalmayacak" dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, tüm vatandaşlara selam ve sevgilerini göndererek başladı.

Ramazan ayında İsrail'in tekrar başlayan saldırıları altında bulabildikleriyle sahur yapan, gün boyu oruç tutan, iftar eden tüm mazlumları, zalime boyun eğmeyen ümmetin yüz akı tüm Filistinlileri selamlayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Artık uğurlamaya hazırlandığımız Ramazan-ı Şerif'inizi, inşallah bu gece idrak edeceğimiz Kadir Gecemizi, pazar günü vasıl olacağımız Ramazan Bayramı'nızı şimdiden yürekten tebrik ediyorum. Rabb'imden bu mübarek günlerin hürmetine bizleri affı, mağfireti ve bereketi ile kuşatmasını, zulüm altındaki kardeşlerimizi bir an önce felaha kavuşturmasını niyaz ediyorum. Biliyorsunuz sayısız güzelliğin yanı sıra Ramazan-ı Şerif'in bize yaşattığı hasletlerden biri de bu ayda paylaşma, dayanışma ve kardeşlik ruhunun adeta zirveye çıkmasıdır. Asırlardır işte bu ruhla kardeşlik hukukumuzu güçlendiriyor, sofralarımızla birlikte gönüllerimizi de birbirimize ardına kadar açıyoruz."

Erdoğan, teşkilatı, belediyesi, milletvekilleri, genel merkezi ve kabinesiyle AK Parti ailesi olarak tam kadro sahada olduklarını belirterek, "Bu muazzam ruh şölenine gölge düşürmeye çalışanlara aldırmadan 81 vilayetimizin her karışında, Türkiye'nin bütün ilçe ve beldelerinde, bütün mahalle ve köylerinde bir ay boyunca bir gönüle daha girmek, bir garibin daha elinden tutmak, bir ihtiyaç sahibinin daha kapısını çalmak, bir yaralı kalbe daha dokunmak için koşturan tüm yol arkadaşlarıma, özellikle de siz milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.

"23 yıl boyunca en büyük tepkiyi ve nefreti bunlardan gördük"

Grup toplantısında yapacakları istişare ve değerlendirmelerin ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Toplantımıza teşrif eden misafirlerimize sadece katılımlarıyla değil, heyecanlarıyla da grup salonumuzu adeta bir bayram yerine çeviren genç kardeşlerime hoş geldiniz diyor, teveccühleri için kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. Kuruluşundan bugüne AK Parti'ye gönül vermiş, hizmet etmiş, katkıda bulunmuş yol arkadaşlarımın tamamına sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Burada bir hususa öncelikle dikkati çekmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde önceki dönem milletvekillerimizle yaptığımız iftarda da ifade ettiğim gibi AK Parti'de 'eski' diye bir kavrama yer yoktur. Partimizin temsilcisi olduğu kutlu davaya inancını ve bağlılığını muhafaza eden herkes ezeli ve ebedi AK Parti'lidir. Görevler, makamlar, unvanlar gelip geçicidir. Asıl olan işte bu şuurla ülkemize, milletimize, tüm insanlığa hizmet etmek, kalplerde kalıcı yer edinmektir. Cumhuriyet tarihinin milletimizden en çok teveccüh gören, ülkemize en çok yatırım ve eser kazandıran, milletimize her alanda eşi benzeri görülmemiş hizmetler veren bir partiye başka türlüsü de yakışmaz."

"Yola çıktığımız ilk günden beri biz milletimizle gönül bağımızı güçlendirmeye çalıştıkça birileri de aramıza girip nifak çıkartmanın peşinde koştu" diyen Erdoğan, bu çabaların bir kısmının ideolojik saplantılardan kaynaklandığını söyledi.

Zaman içinde bu tür endişelerin boş olduğunu anlayanların "hata yapmışız" deme erdemini gösteremediğini ifade eden Erdoğan, "Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da çeşitli maskeler altında ülkeyi sömürenlerin soygun çarkını bozmamızdan kaynaklanıyordu. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi ve nefreti de bunlardan gördük." dedi.

"Gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmuyoruz"

"Şurası bir başka hakikattir. Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal'i, kimi zaman Batı'yı, kimi zaman da milletimizin çeşitli kesimlerinin inanç ve köken hassasiyetlerini istismar eden bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi" diyen Erdoğan, Türkiye'ye ve Türk milletine varoluşsal düşmanlık besleyen çevrelerin her iki cenahı da kendi amaçları doğrultusunda tepe tepe kullandığına dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk ekonomisinin batırılması için çalışmak dahil beşinci kol faaliyetlerinin bu kadar yaygın ve pervasız yürütülmesinin gerisindeki sebeplerden biri kendi çıkarını her şeyin önünde tutan köksüzlerin sayıca fazla olmasıdır." diye konuştu.

Geçen 23 yılda ülkeye ve millete sağladıkları kazanımları, söz konusu kesime, bu kesimin sabotajlarına ve ihanetlerine rağmen başardıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Evet, bunca yılı yıkılmadan dimdik ayakta geçirdik. Ama karanlık cinayetlerle kaos çıkarma niyetinde olanları da bize cumhurbaşkanı seçtirmemek için darbe çığlıkları atanları da FETÖ'nün ihanetlerine piyonluk yapıp, tanklarına alkış tutanları da terör örgütlerinin sınırlarımıza ve şehirlerimize saldırılarından medet umanları da asla unutmadık. Aynı şekilde, başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısında bulunanları, siyasi mücadeleyle beceremediklerini ekonomiyi çökerterek elde etme hesabı yapanları, her fırsatta inanç, köken, siyasi ve sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, deprem gibi bir felaketi dahi hezeyanlarına alet etmeye kalkanları, velhasıl bizi gayrimeşru yollarla alt etmeye gayret edenleri, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmuyoruz. Hem milletimiz hem devletimiz bunların hepsini gerektiğinde hesabı tek tek sorulmak üzere belleğine kaydetmiştir."

"Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refah ve huzuruna yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır" ifadesini kullanan Erdoğan, "İhanete bulaşanlar, milletin kardeşliğine pusu kuranlar eninde sonunda adalete hesap vereceklerdir. Bakın bunun adı kör düşmanlık veya rövanşizm değil, milli iradenin refleksi, devlet olmanın gereği ebed müddet ilkesinin şartıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetçi olarak herkes gibi insanların da değişeceğini kabul ettiğini ve örneklerini gördüklerini söyleyerek, "Ama aynı zamanda kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, sureti haktan gözüken fitnecileri, kuşağındaki hançeri sırtımıza saplamak için yanımızda, yöremizde dolaşan riyakarları da çok ama çok iyi biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, meseleye, Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli ile daha nice gönül sultanlarından aldıkları ilhamla baktıklarını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kadim öğreti bize ülkemizdeki 85 milyonun tamamının insanlık aleminin de ulaşabildiğimiz kadarını kucaklamakla mükellef olduğumuzu söylüyor. Hukuktaki masumiyet karinesi gibi siyasette de beyan karinesi esastır. AK Parti'nin kapısını çalıp, selam veren herkesi içeriye buyur etmekle mükellefiz. Hatta sokak sokak, ev ev dolaşıp, insanları bu çatının altına davet etmek en başta gelen vazifemizdir. Bize gelen insanlara da Allah'ın onlara soracağı soruları değil, ülkeyi yönetmekle sorumlu bir siyasi teşekkülün mensuplarının soracağı soruları yöneltmek mecburiyetindeyiz. Yani partimize teşrif eden kişilere inancını, kökenini, meşrebini, günahını, sevabını değil; ihtiyacını, beklentisini, sıkıntısını sorup bunların çözümü için gayret göstermekle sorumluyuz. 'Bu asli görevimizi asla ihmal etmeden, geçmişten bugüne yaşadıklarımızı da hafızamızdan silmeden geleceğe doğru en güçlü şekilde nasıl yürürüz' İşte bunun arayışında olacağız. AK Parti Meclis Grubu'nun üyeleri olarak sizlerden bu bakış açısını asla kaybetmemenizi istiyorum."

"Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi iç içe geçmiştir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günlük hadiselerin hercümerci içinde asıl rotalarından kesinlikle sapmayacaklarını vurgulayarak, "Bizim ülkemize kazandıracak daha çok eserlerimiz, projelerimiz, yatırımlarımız, daha çok hizmetlerimiz var. Bunları hayata geçirmek için önce Allah'a, sonra da milletimize ve milletimizin bize vereceği güçlü desteğe güveniyoruz. Sizlerden bu doğrultuda çok daha fazla gayret, çok daha yoğun çalışma bekliyorum. Uzunca bir süredir dile getirdiğimiz, bazılarını rahatsız etse de yaşanan gelişmelerin hakikatin ta kendisi olduğunu gösterdiği bir tespitimiz var. Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi iç içe geçmiş, bütünleşmiş, yekvücut olmuştur. Son dönemde yaşanan gelişmeler bu tespiti bir kez daha ve çok çarpıcı şekilde ispatlar niteliktedir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 2023 seçimlerini kazandıklarını anımsatan Erdoğan, geçen yıl yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde arzu ettikleri neticelere ulaşamadıkları gibi hiç olmayacak kayıplarla da karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bir kısmı 2019 yılına kadar uzanan şu veya bu sebepten belediyelerde yaşadığımız kayıpların, hem şehirlerimize hem ülkemize nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. Türkiye bir anda adeta belediyeler bağlamında 1989-1994 yılı dönemine geri döndü. Şehirlerimiz ve oralarda yaşayan on milyonlarca insanımız eser ve hizmet namına hiçbir çalışma göremedikleri gibi üstüne bir de hakaret işitiyorlar. Oy verdiklerinden hizmet bekledikleri için aşağılanıyorlar. Yanan otobüslerin, çalışmayan merdivenlerin, aksayan hizmetlerin suçu bile seçmene İstanbullu kardeşlerimize yüklüyorlar.

Belediyelere, milletimizin dişinden tırnağından arttırarak ödediği vergilerle aktarılan kaynakların eser ve hizmet yerine birilerinin şahsi hırsları ve çıkarları için kullanıldığı ortaya çıkıyor. Bilhassa İstanbul'un büyükşehir ve kimi ilçe belediyeleriyle yolsuzluk, hırsızlık, irtikap konusunda, affınıza sığınarak söylüyorum, yamyamlığın kitabını yazdığı anlaşılıyor. Üniversite sınavını kazanan yüz binlerce gencin hakkının yenildiği usulsüz diplomayla başlayıp bütün şehri adeta bir ahtapot gibi saran rüşvet ve haraç çarkıyla devam eden rezilliklerin boyutu son operasyonla beraber gün yüzünü çıkmış oldu."

"CHP iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da yakıt tankeriyle milyonlarca liralık sebze ve meyve taşındığını, İstanbul halkının en mahrem bilgilerinin 3-5 milyon dolar için yabancılara peşkeş çekildiğini, tutarı yüz milyarlarca lirayı bulan hırsızlıklar ile basında ve sosyal medyada halkın parasıyla beslenen tetikçilere varıncaya kadar her türlü gayrimeşruluk, her türlü hukuksuzluk olduğunu belirtti.

"Öyle ki İstanbul'un CHP'li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız Brezilya dizilerinden daha fazla malzemeyle karşılaşırsınız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üstelik bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden CHP'nin bizzat içinden gelen belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında bunların bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak. Ortada bunca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, alavere dalavere, sahtekarlık varken hakkı hukuku, adaleti dilinden düşürmeyen CHP yönetimi iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti. Yargının iddialarının hiçbirine cevap veremeyen CHP yönetimi, insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışarak skandalı örtbas etme çabasına girişti. Dikkat buyurunuz; çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Görevini yapanları değil, yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorduk. İşbirliği yaptıkları marjinal örgütlerin yol açtıkları rezaletleri sahiplenerek girdikleri tehlikeli yolu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Daha da ötesi, bütün bunların faturasını bize, şahsımıza, hükümetimize ve partimize keserek gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyorlar."