2 Haziran Pazar günü Rize'de düzenlenecek 'Büyük Çay Mitingi' öncesinde CHP'li vekiller basın açıklaması düzenledi. İl Başkanlığı binasındaki açıklamaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Adana Milletvekili Ayhan Barut, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ve İl Başkanı Saltuk Deniz katıldı.
"İçinde sömürünün olmadığı bir çay içmek istiyoruz"
CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz şunları söyledi:
"Açıklama yaparak çay fiyatlarının asgari 25 TL olduğunu beyan etmiştik ve bu konudaki yapmış olduğumuz açıklamaya, yani beş il başkanın yapmış olduğu açıklamaya, Karadeniz bölgesindeki diğer 20 il başkanı da destek verdi. Hemen hemen her il başkanı kendi bulunduğu noktada çay üreticileriyle dayanışma için açıklamalarda bulundular, basın açıklamaları yaptılar. Bazı yerlerde de hem sokakta hem de alanlarda açıklama yaptılar. Çay üreticileriyle Karadeniz bölgesindeki il başkanlarının ortak bir dayanışmasını bu dönem birlikte örgütlemiş olduk. Yaşananlar sadece çay üreticilerinin sorunu değil aynı zamanda çayı içen insanlar için de bir sorun. İçinde sömürünün olmadığı, adaletin olduğu, insan haklarının yenmemiş olduğu çay üreticilerinin yoksullaşmadığı bir çayı içmek noktasında da çay üreticileri Karadeniz bölgesindeki tüm il başkanlarıyla bir ortak dayanışma örgütledik. Zaten bu amaçla da 2 Haziran'da yapılacak olan çay mitingi de beş il başkanının ortak talebi noktasında Genel Başkanımıza iletmiş olduğumuz bu talebin kabul edilmesi üzerine Rize'de bir bölgesel miting yapılması kararı alındı."
"Türk çayını yok etme politikasıdır"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise şunları söyledi:
"Bir yürüyüş gerçekleştirdik. Onların haykırışlarını, onların ürettikleri ürünün para etmemesi karşısında üretimden vazgeçme noktasına geldiklerini gördük ve bir çağrıda bulunduk; orada sesi büyük gücü yüksek bir halk topluluğuyla birlikte bir açıklama yapmıştık. O zamanda biz Sayın Cumhurbaşkanı'na Rizeli olduğunu hatırlatarak çay üreticilerine sahip çıkmaları gerektiğini söylemiştik. Burada yapılan tarımsal politika bize şunu gösteriyor; tütün üreticisini yok ettikleri gibi maalesef yerli çay üreticisini de yani Türk çayını da yok etme politikasıdır. Biz bu politikalardan tamamen vazgeçilmesini hatta tarım politikasını millileştirmek istiyoruz çünkü son dönemlerde çok sayıda bakan değişti. Değişen bakan sayısını bile hatırlamakta güçlük çekiyoruz. Maalesef merkezi hükümetin bir milli politikası, tarım politikası maalesef yok. Çiftçimiz girdi maliyetleri altında ezilmiş. Her bölgede öyle; Akdeniz bölgesinde de öyle İç Anadolu Bölgesi'nde de öyle Rize'de de fındık, çay üreticileri öyle. Hatta Karadeniz'in en büyük üretimlerinden biri olan, dünyada rekoru elimizde bulundurduğumuz fındık üreticisi bile çok kötü durumda onlar da isyan halinde. Biz sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'in isteğiyle bugün buradayız 2 Haziran günü de büyük bir miting büyük bir halk buluşması gerçekleştirip çay üreticisinin derdini tekrar tüm Türkiye'ye anlatmak üzere burada buluşacağız."
"Çay, 10 bin lira maaş alan emeklinin içeceğidir"
CHP PM Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal şu ifadeleri kullandı:
"Çay meselesini konuşuyoruz. Aslında çay meselesi sadece bir milyon kişinin sadece çayla uğraşan emekçinin değil; 86 milyon hatta sığınmacılarla beraber, turistlerle beraber günde 100 milyon insanın içeceği. Türkiye halkı, dünyada kişi başına en çok çay tüketen ülke. Yaklaşık 3 kilogram kuru çay tüketen bir ülkeyiz. Bu şu demek; bu ülkenin insanı, iktidarın uyguladığı yanlış ekonomik politikalar altında ezilirken aslında sığınacağı bir içecek var onun adı da çay. En ucuz olup 10 bin lira emekli maaşı alan emekçinin, emeklinin gerçekten geliri olmayanın aslında yine de en ucuz bir şekilde içebileceği, kahvelerde insanların en rahat içebileceği tek içecek çay. Şunu demeye çalışıyorum; çay aynı zamanda bu ülkede yaşayan bütün insanların temel sorunu ve Karadeniz çayı dünyanın en önemli çaylarından biri çünkü dünyada kar alan, dinlenen uyuyan daha sonra yeniden canlanan tek çay. Organik açısından da dünyanın tek organik çaylarından en önemlisi olarak söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu mesele sadece çiftçinin sadece üreticinin meselesi değil. Pazar günü yani 2 Haziran'da yapılacak olan miting aynı zamanda iktidarın bu topraklarda hem de işaret edildiği gibi cumhurbaşkanının memleketinin en önemli ürünü olan çayla ilgili ortaya koyduğu tutumun da bir karşılığı olacaktır."
"Çayın geçim kaynağı olmaktan çıkmasını istiyorlar"
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı şunları söyledi:
"Bir üreticiyi korumanın temel yolu aslında kanunlarla yazıp onu Meclis'ten geçirmektir yani kanunlaştırmaktır. Ben bunun önce iktidar partisi milletvekillerinin hazırlamasını ve bölge yararına onların hazırladığı teklifi de bizim desteklememizi önerdim. Bunun için de biraz zaman ve fırsat verdim. Onlardan böyle bir ilerleme veya teklif gelmeyince de biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir çay kanunu teklifi verdik hepinizin bildiği gibi iktidarın ve destekçilerinin oylarıyla reddedildi. Arkadaşlar hikaye şu; çiftçi diyor ki; 'benim maliyetim 18 liranın üstünde sen bana 17 lira verdiğin zaman bu sürdürülebilir tarım olmaktan çıkar, o yüzden biz parlamentoda onlar bahçede her yerde bu derdi anlatıyoruz yanlışlığını ortaya koymaya çalıyoruz, düzeltme istiyoruz. Peki ne diyor bununla ilgili Çaykur Genel Müdürü; 'maliyet hesaplarımızı kimseyle paylaşmayız. Sizin nasıl maliyet hesabı yaptığınızı Çaykur Genel Müdürü bize söylemez, milletvekilin söylemez, Cumhurbaşkanı, tarım bakanınız söylemez. Sizin hesaplarınızda bir yanlışlık var. Koyalım bir masanın üstüne gübre maliyeti işte üretimle ilgili çayın sofranızdan veya boğazınıza gelene kadar bütün maliyetlerini koyalım ortaya eğer bizim dediğimiz çıkmazsa vermeyin. Bunları anlatmak üzere de Sayın cumhurbaşkanından da randevu istedim hem telefonla hem de faks yoluyla. Ondan cevap gelmez, teklif veririz çıkmaz, Meclis'e söyleriz dinlenmez. İktidar sağır oldu çiftçiyi duymaz oldu. Bu durumda bu tarım sürmez. Bunların asıl hedefi zaten çayın geçim kaynağı olmaktan çıkmasını sağlamaktır."
"Tarıma vurulan darbe hiçbir dönemde bu kadar olmamıştır"
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut da şöyle konuştu:
"Dünyada kendi kendine yeten bir dönem yedi ülkeden biriyken bugün ne acıdır ki Türkiye'nin kuzeyinde çay üreticisiyle, fındık üreticisi, güneyinde narenciye üreticisi buğday üreticisi, pamuk üreticisi, batısında incir üreticisi, üzüm üreticisi, doğusunda da hayvan üreticisi perişan halde. Bu dönemde tarıma verilen desteklerin yetersiz olduğunu düşündüğümüz gibi aynı şekilde bu yapılacak olan mitingin de bölgemiz açısından ülke tarımı açısından oldukça önem arz ettiğini biliyoruz. Biz biliyoruz ki, çay ve fındık Karadeniz ekonomisinin bel kemiğidir, temelidir. Tarımı yok sayan aslında ülke güvenliğini yok sayar. Bence bu son dönemlerde sıkça bahsedilen beka sorunu bence bugün tarımda beka sorunu var çünkü üretmeyen toplum bağımlı hale gelir gıda güvenliği tehlikeye girer diye düşünüyorum. Özellikle iş başındaki AKP iktidarı döneminde de tarıma vurulan darbe hiçbir dönemde olmadığı kadar yapılmıştır. 22 yılda şu anda ülkemizdeki bütün tarım kesimdeki üreticiler geriye gitmiştir ve ürettiği ürünleri maliyetine satmak zorunda kalmıştır. Bugün çay üreticisinin maliyetini biliyoruz 21- 25 TL fiyat vermesi gerekirken 17 Lira + 2 lira fiyat vermesi son derece komiktir son derece çay üreticisine yapılan büyük bir darbedir diyorum. Bu fiyatın derhal revize edilmesi gerekiyor. Aradaki farkın primle ya da fiyat revizesi ile yenilenmesi gerekiyor çünkü önümüzdeki yıllarda üretimini yapabilmek açısından bu son derece önemlidir diyorum."