BIST 100 9.976 DOLAR 34,08 EURO 38,06 ALTIN 2.835,37
18° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi'nde yaşanan kazada ölen bebeğin ailesi konuştu

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi'nde yaşanan kazada ölen bebeğin ailesi konuştu

Bakırköy'de bulunan Cerrahpaşa Tıp FakültesiProf. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tavan çöktü. Kaza sonrası bulundukları bölümden başka bir bölüme nakledilen 3 prematüre bebekten biri olan 'Karan' hayatını kaybetti. Karan bebeğin ailesi konuştu.

Olay, 2 Ağustos Cumartesi gece saat 01.00 sıralarında Bakırköy'de bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nde meydana geldi. Hastanede, sıcak su borusunun patlaması üzerine yenidoğan yoğun bakım ünitesi olarak kullanılan bölümünün tavanı çöktü. Yoğun bakım ünitesinde tedavi görmekte olan 8 bebek itfaiye ekipleri tarafından tahliye edildi. Kuvözde tedavi gören yenidoğan prematüre bebek Karan, bulundukları bölümden nakledildikten sonra tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

“Prematüre olduğu için çok hassas taşınıyordu"

Anne Büşra Şentürk, “2 senelik evliliğimizde normal yollardan çocuğumuz olmadığı için tüp bebek tedavisine başladık. Özel bir klinikte özel bir doktorla başladık bu sürece. Çok uzun, zorlu bir yoldan geçtik. Hem maddi hem manevi olarak. Temmuz ayı itibariyle hiçbir sıkıntı yoktu. Hiçbir sıkıntı yaşamadık tüm gebeliğim normal bir süreçte ilerliyordu. Temmuz ayı itibarıyla bende tansiyon problemi olmaya başladı. Tansiyonum yükselmeye başladı. Ben de gebelik zehirlenmesi olabileceğini, şu anda hastalığın olmadığını ama belirtilerin olduğunu ve bunun için benim perinatoloji bölümüyle devam etmem gerektiğini söyledi. Bunun üzerine devlet hastanesine yönlendirdi. Araştırmalarım sonucunda Cerrahpaşa'yı buldum ve ayın 18'inde kontrol amaçlı gittim. Ve 15 günlük bir yatış sürecine girdim. Sabah 08.00'a doğru apar topar sezaryen ile doğumumu gerçekleştirdim. 1 Ağustos 08.16'da benim doğumum gerçekleşti. Ve çocuğum 6,5-7. Ayına yeni girdiği için prematüre olarak doğdu. Doktorumuz doğduğunda eşime bu şekilde bilgilendirme vermiş; çocuğunuz ilk doğduğunda iğne yapıldığından kaynaklı ciğerlerinden kendi başına nefes alabildi dedi. Ama prematüre olduğu için doğal olarak yeni doğan kuvözüne koymaları gerekliydi. Hatta şöyle bir detay var; bunlar prematüre çocuklar olduğu için çok hassaslar, daha tam olarak gelişmedikleri için ciğerleri, organları; ameliyathane ile yeni doğan yoğum bakımının arasındaki koridor 5 dakikalık olmasına rağmen, götüren kişi 15 dakikada götürüyor neredeyse. En ufak bir sarsıntıyla çocuk zarar görmesin diye" dedi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi'nde yaşanan kazada ölen bebeğin ailesi konuştu - Resim : 1

“Ne aranıp özür dilendi ne bir baş sağlığı dilendi"

Anne Şentürk, "Olay gününe kadar, benim çocuğumda herhangi bir sıkıntı yoktu. İlk gün çocuğum gece kendi başına nefes almakta zorlandığı için entübe edildi. Ben zaten orada yattığım için her gün gidip çocuğumu görüyordum. Ben olayın olduğu gün akşam 5 sularında çocuğumu görmeye gittim. Elimde görüntüleri de var, her gittiğimde çocuğumun fotoğraf ve videolarını çekiyordum hatta odalarda da kameralar var. Ben o gün gittiğimde çocuğumun durumu gayet sağlıklıydı. Göğüs kafesinde nefes alış verişi normale dönmüştü, rengi yerine gelmişti. Gözlerini açtı baktı bize. Doktora bilgi sorduğumuzda, 'Biz öğlen 12.00'da ilaç yaptık, ilacımız işe yaradı, çocuğunuzun ciğerleri daha iyi. Şu anda daha sağlıklı diye bilgilendirdi. Bu olayın gecesinde bu talihsiz olay yaşanıyor. Ben zaten odamdaydım. Olay yaşanıyor ve eşim aranıp haber veriliyor. Tavandan geçen 80 derecelik sıcak su boruları patladı. Bunun üzerine tavan çöküyor. Bir koridor düşünün, sağlı sollu odalar var. Ve her çocuğa ait bir kuvöz. Eşime şunu açıklıyorlar; 8 tane çocuğu tahliye ettik. 3 tane bebek kritikti sizinkiyle beraber. Hatta bir tanesine 3 kere kalp masajı yapmışlar. 4'üncüye tekrar yapıklarında çocuk hayata dönmüş. Kimisini camdan tahliye etmişler kimisini içerden tahliye etmişler. Benim çocuğum neden diğerleri gibi camdan tahliye edilmedi de içerden tahliye edildi? Belki de benim çocuğumu da camdan tahliye etselerdi benim çocuğum yaşayacaktı. Benim çocuğumun ciğerlerine nakliye sırasında kan doluyor. Bu da hastaneden kaynaklı bir şey yani. Ne aranıp özür dilendi ne bir baş sağlığı dilendi. Ben ne yollarla bu çocuğu elde ettim ve hastanenin belki de ufak denilebilecek kadar ihmalkarlığı yüzünden benim çocuğum şu anda hayatta değil. Ben küçücük çocuğumu toprağa gömdüm. Çocuğuma biz “Karan" ismini koymuştuk" diye konuştu.

“35 yaşımda bana böyle bir acı yaşattılar"

Baba Turgut Şentürk ise, “ Gece saat 03.20'de beni aradılar. 'Bebeğiniz rahatsızlandı acil hastaneye gelmeniz gerekiyor dediler. Yoğun bakım ünitesinin önünde beklerken doktor geldi yanında sanırım asistanları vardı. Eşime doğum yaptıran doktor geldi. 'Talihsiz bir olay yaşandı. Asma tavan arasından geçen 80 derecelik sıcak su borusu patladı' dedi. Ve de buna bağlı tavanın çöktüğünü söyledi. Bazı bebekleri camı kırarak tahliye ettiklerini bazılarını da normal yerle tahliye ettiklerini söyledi. Tahliye sırasında benim bebeğimin ciğerlerine kan dolduğunu, o kanı tahliye edip tekrar müdahale ettiklerini yalnız müdahalenin bebeği kaybettiğini söyledi. Eşimi kaldırdık, ona söyledik. Zaten bir sene uğraşmıştık tüp bebek tedavisiyle olan bir çocuktu. Sonucunda bu kadar emekler, bu kadar çabanın boşa çıkması, bu kadar basit bir ihmal çocuğumun hayatına mal oldu. Bizi mağdur ettiler. Olay yeri inceleme gitmiş. Bebeği oradan alıp adli tıpa götürdüler. Biz de dün cenazemizi teslim alıp ufacık günahsız bir sabiyi böyle ihmaller yüzünden kendi ellerimle toprağa verdim, 35 yaşımda bana böyle bir acı yaşatırlar" dedi.

“Suç durusunda bulunacağız"

Avukat Dilan Çakmak, olaya ilişkin hukuki süreci başlattıklarını bildirerek, "Öncelikle suç duyurusunda bulunacağız. Yaşadıkları zararın maddi manevi telafisi mümkün değil özellikle manevi boyutunda ama maddi olarak da çok ciddi ve külfetli bir süreç sonucu yaşanan ekstra kayıplar var. O yüzden onunla alakalı hukuk mücadelemizi başlatacağız" dedi.

Savcılıktan açıklama

Yeşilköy'de bulunan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi'nde sıcak su borusunun patlamasına bağlı olarak yaşanan tavan çökmesi olayıyla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, "4 Ağustos'ta saat 03.30 sıralarında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesinde Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi koridorunda sıcak su borusunun patlaması sonucu tavan üzerinde biriken sıcak su nedeniyle koridor tavanının çöktüğü, yoğun bakım ünitesinde kuvözde bulunan bebeklerin ortamdan tahliye edildiği, tahliye edilen bebeklerden yeni doğan bebeğin tedavisi devam ederken vefat ettiğinin Nöbetçi Savcılığımıza bildirilmesi üzerine, olay yeri ekiplerinin, olay yerinde hazır bulundurulması talimatı verildiği ve Nöbeti Savcımızın aynı gün ve saatte olay yerine intikal ettiği, olay yerinde gerekli incelemelerin yapıldığı, sorumluların tespiti, olaya müdahale eden ve kuvözde bulunan bebeklerin taşınmasına yardım eden hastane görevlilerin beyanlarının alınması, vefat eden bebeğin epikriz raporunun alınması, kuvözün ısı ve nemine ilişkin; olay öncesi ve sonrasına ait verilerin alınması talimatı verilerek, yeni doğan bebeğin kesin ölüm sebebinin tespiti için, Adli Tıp Kurumu'na sevkinin yapıldığı, üç kişilik bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, olayda kusur olup olmadığı varsa kimin sorumlu olduğu, bilirkişi incelemesi ve Adli Tıp Kurumu'nun otopsi raporu sonucunda ortaya çıkacağı, olay hakkında soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır" denildi.

Kaynak: DHA