'BU YANGINDAN GİTMEYE VİCDANIM EL VERMEDİ'
Yangın günü ihbarı aldıktan sonra bölgeye doğru hareket ettiklerini söyleyen Ahmet Yüksel, "Bigalı köyü civarlarında bir trafik kazası geçirdik. Yaralamalı bir trafik kazasıydı. Oradan ambulansla önce Eceabat'ta hastaneye daha sonra Çanakkale'de hastaneye sevk edildim. Tedavi süreci sırasında yangının büyüdüğüyle alakalı haberler gelmeye başladı. Yangın, tamamıyla benim sorumluluk alanımda olan Çanakkale Savaşları'nın olduğu bu kutsal topraklarda gerçekleşiyordu. Her geçen dakika yangın büyümeye, artmaya devam ediyordu. Hastanedeki doktorlardan tek ricam bir an önce beni taburcu etmeleriydi. Doktorlar, özellikle yangına gitmememi, yangının çok büyüdüğünü, başımdan darbe aldığım için yangına gitmemin tehlike olacağını söyledi. Hatta bir günlük raporu zorla yazdılar. Hastaneden taburcu olduktan sonra işletme müdürlüğü merkezine geldim. Yangın kıyafetlerimi giyerek yangın sahasına geldim. Sayın Bakanımız, Genel Müdürümüz, Bölge Müdürümüz hepsi yangın sahasındaydı. Gözetleme kulesinden yangını gözetliyorlardı. Tamamıyla benim geri dönmemi, dinlenmemi tavsiye ettiler, söylediler, ısrar ettiler. Fakat bu topraklar için binlerce can verilmişken, tamamıyla kendi sorumluluk alanımdaki bu yangından gitmeye vicdanım el vermedi. O dakikadan sonra 2 gün boyunca mücadelemiz devam ediyor" dedi.