Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Harp okulları mezuniyet törenlerinin sonrasında kılıç çatarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye yemin etmelerinin ardından Disiplin Kurulu'na sevk edilen teğmenlere ilişkin açıklama yapan Bakan Güler, şunları söyledi:
"Teğmenlerle ilgili konunun anlaşılması için sürecin doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kapsamda ortaya çıkan durum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve onun bıraktığı manevi mirası göz ardı eden bir tutumdan ziyade vuku bulan disiplin suçunun incelenmesidir. İsnat edilen suç; kılıç çatmak, andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, defaaten yapılan ikaz ve emirlere rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik hareketidir. Özellikle vurgulamak isterim ki hakkında disiplin soruşturması yürütülen teğmenlerin hiçbirine neden kılıç çattığı, andı neden okuduğu veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye neden söyledi diye herhangi bir soru sorulmamıştır. Söz konusu işlem amirlerin izni olmadan, grup halinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve kasten emir komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi de mümkün değildir.
Ayrıca teğmenlerle ilgili gündem, bizim normal günlük gündemimizin ana maddesi değildir. Çünkü her gün 30 bin tane evladımız 24 saat, 365 gün operasyonda, onları takip ediyoruz. Disiplin Kurulu bunun kararını verecektir. Burada önemli olan suç mahiyeti ne olursa olsun disiplin sürecinin aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecektir. Disiplinsizliğin ‘ama’sı, ‘lakin’i, ‘fakat’ı olamaz ve olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizliğin gerekçesini değiştirmez. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez. Yapılan bu disiplinsizlik ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mesnetsiz iftiralar atılmasına, kamuoyunda gereksiz yere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tartışılmasına zemin yaratılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazımızdır. Ordumuzun yıpratılmaması konusuna herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması, olayı bağlamından koparma çabaları ve dezenformasyona itibar edilmemesi önem taşımaktadır."
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Kapatılan askeri hastane ve okullar, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki kıta sahanlığı sorunu, sınırda insan kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla disiplin kuruluna sevk edildikten sonra apoletleri sökülen ve 11 yıl 6 hapis cezasına çarptırılan eski tuğgeneral Bilal Çokay, hava savunma sistemleri, F-16 ve F-35 satın alımları ve geçtiğimiz yıl Tuzla Piyade Okulu'nda yaşanan Atatürk resmi kavgasına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Güler'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmet desteği bakanlığımız ile koordineli bir şekilde Sağlık Bakanlığı'nca yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığı’na devredilen Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hizmet veren beş hastane - onlar: Diyarbakır, Şırnak, Marmaris Aksaz, Van Eğitim Araştırma Hastanesi İskele Ek Binası ve Hakkari Devlet Hastanesi Mehmetçik Ek Binası- bu beş hastane sadece TSK’ya tahsis edilmiştir. S2 statüsünde sivil hastalara hizmet ihtiyaç olması halinde tam izolasyonu sağlanmış kat veya blokların Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hizmet veren on tane daha hastane de; Erzurum, Ağrı, Gaziantep, Hakkari, Şanlıurfa, Kilis, Hatay, İskenderun, Reyhanlı ve Elazığ bakanlık personeline hizmet vermektedir.
Askeri okulların kapatılması hususuyla ilgili olarak 6756 sayılı MSÜ Kuruluş Kanunu ile 669 sayılı KHK kapsamında Harp Akademileri kapatılarak MSÜ Rektörlüğü bünyesinde kurulmuştur. İlgili mevzuat hükümleri uyarınca, harp okullarıyla, astsubay meslek yüksekokullarının da üniversitemize bağlanmasıyla askeri okullar MSÜ Rektörlüğü çatısı altında toplanmıştır. MSÜ’deki eğitim öğretim faaliyetleri Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'in ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ve mevzuata uygun olarak başarıyla yürütülmektedir.
Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve GKRY'nin maksimalist ve hukuk dışı talepleri sebebiyle yaşadığımız birtakım deniz yetki alanı anlaşmazlıkları mevcuttur. Ülkemiz Doğu Akdeniz'deki hak, alaka ve menfaatleri korumak maksadıyla hem sahada hem de diplomatik olarak çeşitli girişimler yürütmektedir. KKTC ile 2011 yılında, Libya ile 2019 yılında yaptığımız deniz yetki alanları anlaşmaları ve 18 Mart 2020 tarihinde Birleşmiş Milletler'e deklare ettiğimiz kıta sahanlığımızla Doğu Akdeniz'deki en önemli aktörlerden biri olduğumuza ilişkin kararlı duruşumuzu gösterdik. Bu kararlı duruşumuzu kıta sahanlığımıza yönelen izinsiz faaliyetleri engelleyerek sahada da gösteriyoruz. En son bu temmuz ayında İtalyan İgoli Relume gemisiyle kıta sahanlığımıza istenen kablo döşeme maksatlı araştırma faaliyeti bölgedeki unsurlarımızın caydırıcı duruşu ile bertaraf edilmiştir ve sonunda İtalyan gemisi ‘Evet, sizin sorumluluk alanınızı kabul ediyorum. Bana müsaade eder misiniz’ dedikten sonra faaliyetlerini yürütebilmiştir
Bununla birlikte Doğu Akdeniz'de ülkemizin izni olmadan hiçbir proje faaliyetinin yaşanamayacağını göstermiş olduk. Bildiğiniz üzere İSPED projesi kağıt üstünde kalmış bir projedir. Ülkemizin kararlı duruşunu gösteren en önemli kanıtlardan birisidir.
Milli Savunma Bakanlığı Ege Denizi özelindeki konularda diğer konularda da olduğu gibi başta Cumhurbaşkanımız'ın ve Dışişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm bakanlık ve kurumlarımız ile yakın koordine içerisinde milli hak ve menfaatlerimizi gözeterek çalışmakta ve üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmektedir. Yunanistan'ın öncelikli ülkelerimiz arasındaki uluslararası hukuka uygun olarak ve hakkaniyet prensibiyle çözümlenmesi gereken Ege Denizi'ndeki sorun alanlarını suistimal ederek gerçekleştirmeye çalıştığı oldubittilere diplomasi alanında Dışişleri Bakanlığımızca, sahada ise Milli Savunma Bakanlığınca vakit kaybetmeksizin gerekli cevaplar verilmektedir.
Son dönemde Yunanistan tarafının iki ülke arasında 1976 yılında Bern Mutabakatı'na ve uluslararası hukuka aykırı olarak Ege Denizi müstakbel kıta sahanlığımız içerisinde izinsiz gerçekleştirmeye çalıştığı araştırma faaliyetlerine yönelik Dışişleri Bakanlığımızca Yunan makamlarına yönelik gerekli diplomatik girişimlerde bulunulmuş, sahada ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarınca gerekli cevaplar verilmiştir. Öte yandan ABD'nin Dedeağaç’taki askeri varlığı dahil olmak üzere bölgemizde yaşanan her türlü gelişmeyi, ülkemizin savunma ve güvenliği açısından yakından takip ediyor ve ülkemizi etkileri bakımından değerlendiriyoruz. Bu kapsamda ABD'nin Yunanistan'daki varlığıyla Yunanistan'da hangi üsleri kullandığı tarafımızca bilinmektedir. ABD'nin Dedeağaç'a askeri unsurlar konuşlandırması bölgedeki stratejik dengeleri etkilemekte ve Türkiye'nin güvenlik politikalarını doğrudan ilgilendirmektedir. Bu gelişmeleri yakından takip etmekte, ulusal güvenlik çıkarlarını korumak adına gerekli diplomatik ve askeri adımları atmaktayız.
Diğer yandan Yunanistan'ın Türkiye ile Ege ve Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıklara; ABD, Avrupa Birliği bölge ülkeleri ve üçüncü ülkeleri dahil etme gayretleri devam etmektedir. Biz öncelikle milli güvenliğimizi, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlama almayı, ardından da bölgemizin ve coğrafyamızın istikrar, huzur ve iç barışına katkı sunmaya çalışıyoruz. Yunanistan dahil, tüm bölge ülkelerinin yaptığı her hareketin bölgedeki gerginliğinin artmasına değil barış ve istikrarın gelişmesine katkıda bulunması gerektiğine inanıyor ve bunu bekliyoruz.
Bilal Çokay bir tuğgeneraldi, bir disiplinsizliği nedeniyle önce disiplin kuruluna sevk ettik. Disiplin kurulunda rütbeleri geri alındı ve bundan sonra da kendisini normal cezasıyla ilgili olarak mahkemeye verdik. Mahkeme incelemeleri sonucunda bir subay ve dört uzman erbaşla birlikte kendisi ayrı ayrı on bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Biz şu anda hava savunma sistemlerimizin hepsini tamamlamış, bitirmiş durumda değiliz. Çelik kubbe bir sistem. Bunun içinde 4-5 tane ayrı sistem var. Ayrı ayrı bu yazılımların bir sistemle birleştirilerek kullanıldığı bir sistemin adı da Çelik Kubbe. Dolayısıyla ülkemizin hava savunmasını sağlayabilmemiz için bir tane Çelik Kubbe değil, birden fazla çelik kubbelere ihtiyacımız olacak. Ve bunlar da üretilmeye başladı.
F-16 modern tedariki projesiyle ilgili olarak; Hava Kuvvetlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve muharip kullanacağımız Hürjet ve beşinci nesil milli uçağımız Kaan hizmete girinceye kadar gelişmiş teknolojiyle donatılmış modern savaş uçaklarının envantere alınması ve envanterin çeşitlendirilmesi çalışmalarımız devam ediyor. F-16 Block70 tedariki kapsamında başlangıç ödemesi yapılmıştır. 1.4 milyar dolarlık bir parayı yatırdık. 40 tane F-16 Block70 uçağı alacağız ve 79 tane de modernize edecektik. Bu 79 taneden vazgeçtik. F-16 modernizasyonunu TUSAŞ tesislerimiz kendisi yapabilecek durumda şu anda. Yaklaşık 6.5-7 milyar dolar olacak tamamı. F-35'lerle ilgili 6 tane uçağımız var orada. Amerikalılar da bu F-35 konusunda biz Kaan uçağını yapabileceğimizi ve uçtuğunu da görünce biraz düşünceleri de değişti. Onlar kendileri de F-35’i de verebileceklerini ifade ediyorlar. Hem üretim payımızın tekrar bize verilmesinde ısrar ediyoruz, hem de 40 tane F35 almak isteğimizi bildirdik.
Biz 1991 yılından itibaren dünyada hava sistemi olan her ülkeye müracaat ettik. Mecbur kalarak S-400’leri aldık. S-400’leri kuracağımız, kullanacağımız her yer belli, yerleri hazır. Biz bir emir verdiğimiz anda yaklaşık 12 saat sonra sistem kurulmuş olacak.
ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN ve HAVELSAN’dan 2022 yılında 624 mühendisimiz gitmiş, 2023’te 221, 2024’te de 217’ye düşmüş giden mühendis sayısı. 2022’de 45, 2023’te 81 kişi, 2024’te 211 kişi geri dönmüş. Geri dönmelerin de sebepleri şunlar: Ailelerin oradaki uyumu, yüksek teknoloji işlerde çalışmamaları, kariyerinde yönetici pozisyonunda sınırlayıcı engeller, milliyetçi akımlar nedeniyle yabancı düşmanlığı.
Anıtkabir’e girişlerde oraya girmek için gelene ‘Kardeşim sen slogan atacak mısın, tezahürat yapacak mısın’ diye sorgu yetkimiz yok. Geliyor insanlar ve içeri giriyorlar. Yaptığımız incelemede diğer siyasi parti liderlerine de bundan daha fazla tezahürat yapılan videolar var Anıtkabir’de.
Tuzla Piyade Okulu’nda geçen sene yaşanan olayla ilgili tutumumuz o günden bugüne değişmedi. Geçen sene de kabul edilemez bir şekilde bir tanesi ‘Atatürk’ün resmini takmayacağım’ dedi. Daha sonra bölük komutanının emriyle taktı ama tabii bir şey ifade etmedi. Sonra 4 başka teğmenimiz bunların hepsinin ağzını burnunu kırıyorlar ve biz bu 7 tanesinin de disiplin kuruluyla ilişiğini kesiyoruz."
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından Milli Savunma Bakanlığı ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.