AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 30 maddeden oluşan 'Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin TBMM Başkanlığına sunulduğunu belirtti. Teklifte, ulaştırma, denizcilik, haberleşme, uzay ve bilgi teknolojileri alanlarında düzenlemelerin bulunduğunu kaydeden Güler, ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları doğrultusunda hükümlerin de yer aldığını söyledi.
Güler, limanlara gelen veya ayrılan ticari gemilerin doğrulanmış sera gazı emisyonları için kanuni fiyatlandırma araçları ile ilgili düzenlemenin yapıldığını vurgulayarak, "Burada hesaplanan tutarlar, yeşil denizcilik araştırmaları için, araştırma, geliştirme, dönüşüm ve yeni yapım faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesine özel ödenek olarak öngörülmesi de kanun teklifimizde yer almaktadır. Liman giriş ve çıkış işlemlerinin denetiminin, dijital sistem üzerinden sunulan belgelerle yapılabilmesi de kanun teklifimizde yer almaktadır. Yine ticaret gemilerinin tahsis edildikleri işlere ve yapacakları yolculuklara göre tekne, makine, kazan, genel donanım, can kurtarma, yangından korunma, yangın söndürme, seyir ve telsiz ekipmanları ve sair araç ve teferruatının haiz olmaları gereken durumları ve bu hususların denetiminin; uluslararası sözleşmeler kapsamında olan gemiler için taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere göre belirlenmesi, uluslararası sözleşme kapsamı dışında kalan gemiler için ise İdare tarafından çıkarılacak yönetmeliklere göre belirlenmesi hedeflenmektedir" dedi.
Kanun teklifiyle, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı tarafından getirilen standartlara uyumun amaçlandığını vurgulayan Güler, "Bu çerçevede havacılık güvenliği tedbirlerinin uygulanması amacıyla sınırlı olmak üzere havaalanlarında yapılan arama ve kontrol işlemlerine ilişkin yeni düzenlemeler getirmekteyiz. Havacılık güvenliği tedbirleri kapsamında havacılık alanında çalışacak ve gizlilik dereceli bilgilere erişim sağlayacak kişilere, havaalanlarının güvenlik tahditli alanlarına refakat edilmeden erişim sağlayacak kişilere, bu alanlarda güvenlik kontrolü uygulamak ya da uygulanmasını sağlamaktan sorumlu kişilere ve yolcu dışındaki diğer kişilere güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasına ilişkin düzenlemeler teklifimizde yer almaktadır" diye konuştu.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Güler, sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeye ilişkin, "Tabii vatandaşlarımızın bugüne kadar yaşadığı sıkıntılar var. Bunları asla görmezden gelme imkanımız yok. Sabah okula giden çocuklarımızın, sabah parkta, bahçede, mahallede yürüyüş yapan vatandaşlarımızın, sabah namazına giden cami cemaatimizin yaşadığı birçok saldırı olayları var. Sahipsiz, başıboş, saldırganlaşmış, çeteler halinde gezen köpeklerimiz var. Kuduzlu temas sayısının ciddi manada artış gösterdiğini görüyoruz. Şu anda ülkemizin kuduz riskiyle karşı karşıya kaldığı bazı durumlar var. Bu da maalesef orman alanlarına yapılan barınaklardaki vahşi hayvanlarla diğer köpeklerin teması sonucu ortaya çıkmıştır. Yani ülkemizin kuduz riskiyle karşı karşıya kaldığı bazı sorunlar var. Şimdi bunların çözümü noktasında; anatomik yapısı bozulmuş, farklı üreme durumlarından kaynaklı saldırganlaşmış ve normalleşmesi mümkün olmayan, kuduz riski taşıyan, hayvan sağlığı açısından olumsuz, acı çeken, hastalıklı hale gelmiş hayvanlarımızın bizim merhamet iklimimize uygun olarak, onları 'uyutma' dediğimiz şekliyle beraber bir normalleştirmemiz gerekiyor. Yani diyorlar ki; 'Bütün sokak köpeklerini topluyorlar ve onlara ötenazi, öldürme işlemi uygulanacak.' Böyle bir şey öz konusu değil" ifadelerini kullandı.
Başıboş sokak hayvanlarının saldırıları nedeniyle ağır yaralanmaların da meydana geldiğini vurgulayan Güler, "Çok yüksek sayıda trafik kazalarına sebebiyet veriyorlar. Birçok ölüm meydana geliyor. Kurumsal manada gerekli önlemleri almak ve o önlemleri hayata geçirmek bizim sorumluluğumuz. Bizim esasımız, bu köpeklerimizi barınaklara almak, barınakların yaşam kalitesini de yükseltmek, orada yaşamalarını sağlamak. Bu tür olumsuz durumları olan köpeklerimizi de ayırt etmek gerekiyor. Ben bunu ifade etmek istiyorum. Buradaki 5199 sayılı kanuna baktığımızda, 25 binin üzerindeki ilçelerimiz, il belediyelerimiz ve büyükşehir belediyelerimiz, bu kanun kapsamının içerisinde sokak köpeklerini veya kedilerimizin de yaşayacağı barınakları yapma sorumluluğu var. Keyfiyet yok, 20 yıldır zaten zorunluluğu var. Dolayısıyla bu sorumluluklarını herkese yerine getirsin, sahiplenmeyi güçlü bir şekilde destekleyelim. Aynı zamanda kısırlaştırma faaliyetimizi yoğun bir şekilde devam ettirelim. Aşılayarak, çip veya kulaklık takmak suretiyle de hayvan severlerimizle beraber bu süreci yönetelim diye düşünüyoruz" dedi.